Uzun bir zamandır İzmir’deyim. Hikaye uzun ve hüzün fazla çünkü, doğup büyüdüğüm kentin bittiğine şahit olmaya başladım. Burada pazara gidiyorum. Köyler yakın olduğu için ekmek, tereyağı, zeytin, yumurta, zeytinyağı, sabun ve sebzesi tarladan geliyor. Geçenlerde davet geldi bağ, bahçeleri ziyarete gittik. Eşim Manisa Selendili. Orada tarla ve bahçeler var. Turşu, tarhana, kuru fasulye, salça oradan gelir.
Salihli’deki mahalle fırınından çıkan ekmeğin ağırlığında İstanbul’da yemek yeme imkanı yoktur. Böyle bir halet-i ruhiye içindeyiz anlayacağınız. Tam da CNN Türk’te “Palmiye yağı ve işlenmiş gıdalar güvenli mi?” sorularının konuşulduğu Deniz Bayramoğlu’nun programına denk geldim. İki konuşmacının, gerçekleri farklı pencerelerden bizlere sunduğunu gördüm.
Organik zengin işi
Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, “Gidip köyden tereyağı, mereyağı hani hoş şeyler” diyerek küçümseme eşliğinde konuşmaya başladı. “Ama bakın Türkiye’de 60 milyar dolarlık işlenmiş gıda, 60 milyar dolarlık tarım ürünü var. Organik pazar ne kadar? 500 milyon dolar. Gerçek organik zaten ihraç ediliyor. Tamam kişisel tercihiniz
paran da varsa” diyerek “Zenginsen al kardeşim” diyordu.
Demokratik gıda
Ali Hoca, “Bin 300 TL’lik maaşla geçinmeye çalışan biri çocuğuna alamazsa,
bir kere demokratik değil. İnsanları aç bırakırsınız, rahatsız edersiniz” diyerek fakirin karnını doyurmanın organik pazardan değil, işlenmiş gıdalardan geçtiğini özetliyordu. Bu gerçeği görmemezlikten gelmek mümkün değildi. Pazarın payı ortadaydı.
Bisküviyle karın doyurmak
Dr. Yavuz Dizdar, “Bisküviyle karın doyurmaksa bunda sorun çıkar. Ben eve yoğurdu işlenmiş olarak alacağım derseniz sorun çıkar. Ayran artık su ve yoğurtla yapılmıyor. Gözleri bağlı adamlar vardır. Malı koyarsınız önüne, onlar tadına bakar ve damak tadına uygundur diye karar verir” ve “Sarımsağın paketlenmişi Çin’den gelir ama o sarımsak değildir” diyordu.
Asgari ücretle doymak... “Mutfak giderini küçültmek gerekiyor. Onu besleyecek olan esas şeyin fiyatı yüksek. O zaman ambalajlanmış gıdalara gidiyor. Öyle bir formül uygulayacaksınız ki adam tereyağı yediğini zannetsin” Organik pahalı ama yediğinizde gerçeği değil bunu kabul edeceksiniz.
İsyan çıkmaz
Dizdar, “250 TL’lik gıdayı verdiğiniz sürece, ayda isyan çıkmayacak demektir. Karınlar toktur, atıştırmalıkları önündedir” diye noktayı koyarken bir yerde demokratik gıdanın da bir başka tarifini veriyordu. Konserveler, dondurulmuş gıdalar, raflarda yoğurtlar, paketlenmiş yumurtalar ve reçeller...
Her keseye göre işlenmiş gıdalar. Gerçeğin kendisini kabul etmekle, aslında
ne yemediğimizi de bilmek böyle bir şey olsa gerek!