Günümüzde naklen maç yayınları çekimi bir nevi film yönetmenliğiyle eş değer yorumlanıyor. İzleyicinin maç seyretmekten çok aksiyon filmi izler hale getirilmesi ne kadar doğru? Fransız ‘Telerama’, (Le Monde grubunun içinde yer alır) internet sitesinde ‘Futbolu Sam Peckinpah gibi çekmek’ (Filmer Le Football Comme Sam Peckinpah) başlıklı bir haber-yorum yazısına yer verdi. Peckinpah, Western türüne yaklaşımı ve şiddeti anlatmadaki açık ve yenilikçi tarzıyla 1970’lerin önde gelen yönetmenlerinden biriydi.
Biz futbolu nasıl izliyoruz?
Çekimlerdeki yakın plan, ülkelere göre değişiyor. Fransa’da yönetmenler ortalama bine yakın planla çalışıyorlar. Almanya ve İngiltere’de bu oran, maç boyu ortalama 800 yakın planla sınırlı. Peki bizde nasıl?
40 küsur yılını bu işte geçirmiş, ülkemizin en deneyimli yönetmenlerinden Musa
Geniş açıdan kaçalım mı?
2014 Dünya Kupası’nın açılış maçını Fransız Yönetmen François Lanaud, 12 saniye geniş plan ortalamasıyla kameraya almış. Final maçını İngiliz yönetmen Jamie Oakford çekmiş. Geniş plan ortalaması 30 saniye. Musa Çözen, “12 saniye ortalama çok fazla. Yani sürekli bir yakın plan çekme isteği olmuş. Benim için olması gereken süre 30 saniye. Seyirciyi maçın genelinden koparmamak lazım” diyor. Aktaş ise, “Yönetmenin inisiyatifinde oluyor. Yine de 30 saniye civarı olduğunu tahmin ediyorum” diyerek yorum yapıyor.
Bizde öyle takım yok
BeIN Sports kanalında yönetmenlik yapan Fred Godard, “Büyük Avrupa kulüpleri beş saniye içinde bir gol atabilir kabiliyette. Eğer iki yakın çekim plan, beş saniye içinde olursa, biz hiçbir şeyi göremeyiz” şeklinde konuşuyor. Yani takımların durumuna göre çekim yapmak ve dikkat etmek gerekir. Böyle bir spor kulübü var mı bizde? Musa Çözen, “Çekim öncesi bu takıma dikkat etmeliyim, ‘her an bir gol atabilir’ diyebileceğim bir takım yok bizde. Bu, dikkatsiz olmak anlamına gelmiyor tabii ki” açıklamasını yapıyor.
Bazı takımların maçına dikkat!
Yazıda Paris Saint Germain takımı örnek verilmiş. “Bol pas yapan ve ani ataklarla karşı kaleye giden bu ekip, yönetmenin temkinli olmasına neden oluyor.” Bizdeki yönetmenler için böyle özellikleri olan takımlar var mı? Çözen, “Bazen öyle maçlar oluyor ki, hani işimiz bitse de evimize gitsek psikolojisine giriyoruz” diyor. Anladığım bizde bu tarz ‘takım analizleri’ pek yapılmıyor. Aktaş ise konuyla ilgili ilginç bir bilgi veriyor: “Sıkıcı bir maç dediğin anda öyle olaylar oluyor ki. Hissediyorsunuz, kameraman da sıkılıyor. Yönetmen, tüm ekibi heyecanlı tutmak zorunda.”