Cumartesi televizyonu kapatmadan önce, mutlaka geçtiğim bir program var; ‘Bilge Han Demir ile Boks Gecesi’... Nerede olsa, mutlaka bulmuşumdur. Ev ahalisi, bu duruma tepkili; “Senin içinde şiddet eğilimi var” diyorlar. Bıraksalar, belki bir yarım saat daha fazla seyrederim, o kadar. Cumartesi izlenme oranlarında dikkatimi çeken bir durum, bu konuyla ilgili. Mesela geçtiğimiz cumartesi yayınlanan tüm karşılaşmalar, ilk 100’ün içine girmiş. DMAX kanalından bahsediyorum. O saatte (Ben gece yarısı yakalıyorum) açık olan televizyonlarda yüzde 5, hatta 6’sında izlenir olmak önemli.
Mesela TRT Spor’da yayınlansa, bu oran çok daha yüksek olur. Ciddi olanları var
bu maçların, bir de ‘sirk usulü eğlencelik’leri... Anlatım konularında tabii ki biz boks maçlarını Orhan Ayhan’dan dinledik. Onun sunumu bir başkadır.
ALT YAZILARLA İZLENMİYOR
TRT 2’de Alin Taşçıyan ile Mehmet Açar’ın sunumuyla özel bir İran filmi gösterildi; ‘Bir Ayrılık’... Berlin Film Festivali’nde hem ‘Altın Ayı’ya hem de tüm oyuncu kadrosu için ‘Erkek ve Kadın Oyuncu’ ödüllerine layık görülen bir projeydi. Ev ahalisiyle izlemeye başladık. Alt yazılarla filmi takip edip, oyuncuları izlerken çok zorlandık. Hele, ilk
TRT 2 kültür sanat kanalı açıldı. Şahsen benim ilgi alanıma ağırlıklı müzik giriyor. Fuat abinin (Güner) programı var, enteresan işler olacak gibi. Anjelika Akbar’ın ilk konuğu, Gülsin Onay’ın görüntüleri vardı. Şahsen bir caz programı beklerdim ama yok. ‘TRT 2 neden izlenir?’, söyleyeyim... İyi filmler gösterir (‘Ahlat Ağacı’ örneği), güzel müzik programları yaparlarsa. Erkan Oğur, Erdal Erzincan ve İsmail Hakkı Demircioğlu konseri yayınlarsa...
Bir Pink Floyd ‘The Wall Live İn Berlin’, bir deneysel müzik konseri, tiyatro oyunu, modern bale gösterisi, opera (Mezzo kanalında ne örnekler var!) bunlar TRT 2’yi meraklı kılar. Bunları söyledikten sonra bir hoş programın hikayesine gelelim, ‘Konsere Davet’...
Brahms’ı sever misiniz?
Bir film adı. Bu programla yanılmıyorsam alakası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile İdil Biret’in aralık ayında verdikleri konserle ilgili provada çekilmiş olması. Sanatçı Brahms’ın 1’inci Piyano Konçertosu’nu çaldığı bilgisine ulaştım. Şef Rengin Gökmen. Orkestranın hazırlanması, Gökmen’in Biret’le prova sahnesine alkışlar eşliğinde gelişi... Salonda izleyen öğrenciler vardı. Provanın başlaması ve aralarda Rengin Hoca ve sayın Biret’in
TRT’nin unutulmaz kanalı TRT 2, tekrar yayın hayatına başladı. Şöyle güzel bir konser koyarsın, kıspetin yapılışını anlatmanın (ki görsel olarak gerçekten çok uğraşılmış) zamanı mı? Ayrıca bu ve benzeri işler TRT Belgesel’in uzmanlık alanına girer. Yayınla ilgili sosyal medyada paylaşımlar vardı. Dikkatimi iki not çekti... “TRT 3 Spor kanalı vardı, gitmiş. Ben maçları izliyordum, TRT 2 gelmiş” diyor. Bu, uydudan izleyen bir vatandaş. Digitürk’te baktık, TRT Okul gitmiş, yerine TRT 2 gelmiş. Yani TRT 2 kimin yerine geldi? Duruma göre değişiyor mu?
BKM’den başka yok mu?
‘Güldür Güldür Show’ ve ‘Çok Güzel Hareketler 2’ BKM’nin... Ev ahalisi sordu, “BKM’den başka bizi güldüren yok mu? Bir onlar mı bu konuda yetenekli?” Turneler yapıyorlar, gişe tatminkâr ve salonları doluyor. Ekranda bizi güldüren başka yapımlar tabii ki vardı ama geçmişte!
Bir zamanlar TRT’ye çıkardık!
Hey gidi günler! Bulutsuzluk Özlemi ‘canlı performans’, yapım-yönetmen Bahtiyar Sis kardeşimiz. Tesadüf rastladım görüntülere... Kayıt ne güzel, ışıklar ne güzel...
Fatih Erkoç’un yapımı vardı, yine Özcan Deniz’in programına konuk olmuştuk. Bir zamanlar TRT 1’e çıkardık yani!
The Mossad projesinden
Bazı yeni dizilerin tutması için
‘kemiksiz yeni bölüm’ uygulamalarına rastlıyoruz. Önce özet oluyor, araya reklam giriyor sonra, yeni bölüm yayınlanıyor. Uygulama böyle. Yeni bölüm başladığında yine reklam araları oluyor (du). Dikkatimi çekti, bazı dizilerin yeni bölümleri bir başlıyor, iki saatten fazla devam ediyor.
2.5 saat sürüyor
Bu duruma, üç dizide rastladım. TRT 1’in bana göre bu yeni sezonun en enteresan işi ‘Halka’nın yeni bölümü, 21.15 civarı başladı. Ev ahalisinin içi şişti, 23.40’a kadar durmaksızın devam etti. Aynı şekilde FOX’un yeni projesi ‘Vurgun’ için de bu geçerliydi.
Ev ahalisi konuyu ve sunumu tatminkâr buldu şu ana kadar. Bildik hikaye, araya ‘spermli çocuklar hikayesi’ filan da katıyorlar ama derli toplu anlatım ve oyunculuk sunuyor. 20.30 gibi başladı, bittiğinde saat 23.00’e geliyordu.
‘Kuzgun’ kaç saat yayınlandı?
Star TV, yeni dizisi ‘Kuzgun’un arkasında fena duruyor. İnatla yayınlıyor. Haklılar, para vermişler ve Ay Yapım gibi marka bir şirketin işi. İzlenme oranları beklenenin çok altında. Neyse bu nedenle kanal, geçtiğimiz salı çok izlenen zaman diliminde, dizinin
“Çarpışma bitecek” lafları çıktı. Show TV Genel Müdürü Suavi Doğan, “Hayır öyle bir şey yok” dedi. Dizinin kadrosuyla beklentisi, gün birinciliğiydi. Bugün durum nedir? Şubat ayının ilk haftasının verileri şöyle:
7 Şubat total izleyicide dizi,15’inci sırada... Bir sonraki hafta,
14 Şubat’ta 13’üncü sıraya yükselmiş. Ortalama yüzde 3 civarında... AB kitlesinde durum idare eder. Ortalama yüzde
5 üzerinde ve ilk dört arasında...
Kıvanç Tatlıtuğ, Onur Saylak ve Elçin Sangu gibi bir neon ışıklarına bu tabii ki
yetmez. Dizinin yurt dışında işleri iyi. Kafadan bir 13 bölüm tamamlar. Bu şartlarda total izleyicide bulunduğu durum daha
ne kadar üst sıralara gider? AB’deki tatmin edici reytingler, bu yapımın devam
İdris Baba, mahalleye döndü. Şerefine Eypiyo’nun ‘Ben Burdan Ayrılmam’ı defalarca döndü. Saydım altı kere nakarat bölümü ekrana geldi ve her seferinde, ‘Sevdik de katlandık inan
her b....na’ diye bitti. ‘Bokuna’ dediğinde ceza mı kesilir? Ayrıca artık bu söylem, her derde katlanmak anlamını kuvvetlendiren bir sözcük oluyor. Bir de bu şarkı seçilirken baştan niye görülmedi diye sormak da istemiyorum. Çünkü gerçekten, ‘Sevdik de katlandık inan her bokuna’... ?
BEYAZ’IN YOUTUBE KANALI DOĞRU MU?
‘YouTuber’, YouTube’u etkin olarak kullanan, video yükleyen, kanal çalıştıran kuşak diye tanımlıanıyor. Burası ayrı bir dünya... Beyaz bir YouTube kanalı açtı. Bu dünyanın içindeki genç kuşaklardan “Beyazıt Öztürk şimdi Alper Erözer’le mi yarışacak?” gibi yorumlar geldi. Genç arkadaş durumu şöyle izah ediyor: “YouTube’a girenler buralara ünlülerin gelmesinden hoşlanmıyor.” YouTube kendi şöhretini kendi yaratıyor. Jimmy Fallon, ABD’de neyse, Beyaz da bizde öyle... Fallon şimdi kalkıp YouTube da özel kanal açar mı? “Geçmişte yaptığı programları paylaşsa olur. Ama biz kendi beğendiğimiz isimleri bu dünyada yetişmiş isimleri izleriz” dedi bir genç arkadaş.
Televizyon mu, YouTube mu?
Ev ahalisi, “Kuzgun’lu ‘Vurgun’lu
bir gün geçiriyoruz” diye espri yaptı. Kafiyeli dizilerin reyting durumları
nedir, merak ettim. Total izleyici, yani ülkemizin genel görünümünü verdiği iddia
edilen grup oluyor, orada durum şöyle:
‘Vurgun’, yüzde 4.93 izlenme oranıyla 9’uncu. AB’de yüzde 5.17’yle 4’üncü... ‘Kuzgun’ ise total izleyicide 13’üncü yüzde 3.56’yla, AB’de yüzde 3.72’yle 8’inci... ‘Kuzgun’un
durumu pek parlak değil şimdilik.
HD yayına geçtim diyen her kanala inanmayın. Mesela dizilerde fark edersiniz. Bir kanalın yayın kalitesi çok iyi, bir başka kanalın ses ayarı düşük ya da müzik doyurucu değil. Ben de merak ettim bu işleri, bilene sordum. Nedir her kendini HD yayın yapıyorum diyen kanalların gerçeği?
Ekranınız her şeyi anlatır
Bir kere yayının HD mi, SD mi olduğunu evinizdeki televizyondan görebilirsiniz. Televizyonunuz 32’nci inç’ ten büyükse, yani eskilerin deyimiyle 140 ekrandan (ki benim de anladığım lisan bu oluyor), yayın HD mi değil mi anlarsınız. Ekrana yakından baktığınızda görüntülerin küçük noktalardan oluştuğunu göreceksiniz. Nokta ne kadar küçükse, görüntü o kadar kalitelidir.
Düşük görüntüler
Konun uzmanı, “Madem herkes HD yayın yapıyorum diyor, neden görüntü kalitesi aynı değil?” diye soruyu sordu ve şıkları sıraladı. “Bu sorunun en çarpıcı örneği, haber kanalları. Bazen ve çoğunluklu haber kanallarında HD’den, hatta SD’den daha düşük görüntülere rastlarsınız. Stüdyolarda HD kamera kullanılır. Hard diskte çok yer kaplayacağı için SD yayına düşer” dedi.
Dizilerde kalite nasıl?
Bu hard disk olayı özellikle dizi ve filmlerde kendini gösteriyor. “Dizi ve film çekimlerinde en az