Geçen hafta Türkiye İş Bankası’nın davetlisi olarak olimpiyat açılış töreni ve müsabakalarını izlemek için Paris’teydik.
İki gün boyunca hem olimpiyat oyunlarını hem de olimpiyatlara ev sahipliği yapan bir şehri izleme ve gözleme imkânımız oldu. Bu gözlemleri yaparken aklımızda hep “Acaba İstanbul bu işi yapabilir mi? Ve yapmalı mı?” sorusu vardı. İşte bu iki günün sonunda ben de kalanlar:
- Olimpiyatların ekonomisinde sorun var. Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak kesinlikle büyük bir onur ancak bu onura mazhar olan şehir ve ülkeye sağlayacağı ekonomik fayda ve maliyet konusu hâlâ tartışmalı. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak şehrin ve ülkenin ekonomisini olumsuz etkileyebiliyor. Yunan ekonomisinin 2009’da krize girmesinin nedenlerinden birisi de 2004 olimpiyat oyunları.
- Olimpiyat düzenlemenin ciddi bir maliyeti var. Paris bile daha önce iki olimpiyat düzenlediği halde altyapı yatırımları, spor tesislerinin inşası, operasyonel maliyetler, açılış ve kapanış seremonileri için dünyanın parasını harcadı. Genellikle olimpiyatların turizmi olumlu etkilediği düşünülür ama hep öyle olmuyor. Birçok ziyaretçi sırf “olimpiyatlar var” diye o ülkeden uzak durabiliyor çünkü o dönem uçak biletinden konaklama fiyatına kadar her şey artıyor. Bir de insanları şehirden soğutan aşırı güvenlik önlemleri var. Dün CNBC’deki bir analizde okudum. Londra, Atina ve Atlanta olimpiyatlarında yaz turisti sayısı olimpiyat döneminde düşmüş.
- Olimpiyat Paris’te değil de daha yoksul bir ülkede mesela Pakistan’da olsaydı ne olurdu? O ülkenin 3-4 yıl sonraki derin ekonomik krizinin müsebbibi olabilirdi. Bence olimpiyatları zengin ülkeler düzenlesin, yoksullar bu işe bulaşmasın.
- Ya da uluslararası olimpiyat komitesi kendisini ve süreci reforma tabi tutsun. Sürecin daha ekonomik hale getirilmesi için bir reform ihtiyacı olduğunu kabul etmeyen kalmadı. Maliyetler azaltılmalı ve şehirlerin üzerindeki yük hafifletilmeli. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) katkısı artmalı ve çeşitlenmeli. Teklif ve seçim sürecinde reform yapılmalı. IOC gerçekçi bütçe planlamasını desteklemeli; şeffaflığı artırmalı ve şehir için doğru olan projeleri teşvik etmeli.
İşte bazı örnekler...
- Mesele sadece olimpiyat hazırlıklarının değil adaylık sürecinin de oldukça pahalı olması. Olimpiyat oyunu için ortaya çıkanlar adaylık sürecinde bile milyonlarca dolar harcıyor. Mesela Tokyo 2016 için 150 milyon dolar harcadı ama ev sahipliği hakkını kazanamadı. Toronto ise iki defa direkten dönmüş. 1960 için heveslenmiş ancak sonra vazgeçmiş. 2024 için tekrar aday olmayı düşünmüş ama bu iş için 60 milyon dolar ona fazla gelmiş.
- Diğer bir ilginç örnek ise Denver. 1972 yılında Denver kış olimpiyatları için seçildi ama yapılan referandumda halk ev sahipliğini kabul etmedi. Bence doğru bir karar çünkü komşu ülke Kanada’da Montreal’in ekonomisi ev sahipliği yaptığı olimpiyatın yükünü yıllarca üzerinden atamadı. Montreal halkı 30 yıl boyunca olimpiyat borcunu ödemeye devam etti. Olimpiyat kararları için referandum doğru bir yöntem olabilir.
- Bir de işin kriminal boyutu var. Geçmişteki bazı olimpiyat aday belirleme süreçlerine bulaşan yolsuzluklar, seçilebilmek için dağıtan rüşvetler işin kirli yüzü. Parayı basanın olimpiyat oyununu aldığı bir durumda adaylık için çırpınan ülkeler boş yere emek, kaynak ve para harcadıkları ile kalıyorlar.
- İstanbul yıllardır olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için uğraşıyor. Bu uğurda çok kişinin çok değerli emekleri geçti, hâlâ da geçiyor. Bu emeklere saygı duyuyorum ve çabaları alkışlıyorum. Eminim gereken titizliği gösteriyorlardır. Çok dikkatli olunması ve çok ince hesapların ayakları yere basan bir şekilde yapılması gerekiyor. Yazının başında da dediğim gibi olimpiyatlara ev sahipliği yapmak büyük onur ama şehri yıllar boyu sürecek bir yükün altına da sokabilir. Bu nedenle sürecin her aşamasında iyi hesap ve pazarlık yapılması gerekir. İşin finansman boyutu gerçekçi ve dengeli olmalı, IOC desteği maksimum sağlanmalı ve işin özünde kamu yararına hizmet edecek sürdürülebilir yatırımlar yer almalıdır. Olimpiyat oyununu düzenlemek İstanbul için yönetilebilir bir yük olmalıdır.