Bundan 40 yıl önce kapısına kilit vurulan Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü’nde hummalı bir restorasyon çalışması sürüyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “ağırlama” konutu olarak kullanılacak olan Yıldız Sarayı’nın restorasyon çalışmasının 15 Haziran’da bitmesi planlanıyor.
Daha merkezi bir yerde!
Pazar günü, AKP’nin Ankara’daki merkez binasının tablolarını da yapan ressam İsmail Acar’ın, “Laleler” konulu tablolarından oluşan koleksiyonunun açılışı vardı. Serginin açılışını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş yapıyordu. Eşi Özdeyiş Topbaş ile Saray’ı gezme fırsatı da bulan Topbaş, restorasyonu beğendi ve yüksek mimar Ahmet Serbestoğlu’nu çalışmasından dolayı kutladı.
Açıkçası, ne Topbaş gibi bir mimari gözüm var, ne de sanat tarihi bilgim.
O nedenle restorasyonun başarısından veya başarısızlığından söz etmem mümkün değil. Ancak şunu gördüm ki, Yıldız Sarayı, İstanbul’un gizli kalmış çok nadide bir yapısı.
Bu sarayın ne restorasyonu, ne de kullanımı ile ilgili kamuoyunda bir duyarlılık oluşturulduğunu gözlemlemedim.
Yıldız Sarayı, kapalı kutuydu, kapalı kutu olarak da kalacağa benziyor.
Düşünün 40 yıldır kapısı ilk kez Acar’ın sergisi nedeniyle kamuya açılıyor.
Bundan sonra da, yani Gül burayı ofis olarak kullanmaya başladıktan sonra da kaç kişi gezip görecekse, toplumsal hafızadaki yeri o kadar olacak.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İstanbul’a gelişinde kullandığı Tarabya’daki Huber Köşkü’nün ihtişamı ve restorasyonundaki maliyet uzun süre tartışılmıştı. Gül burayı neden kullanmıyor?
Belki Yıldız Sarayı, İstanbul’daki ofisi Dolmabahçe Sarayı olan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, hem de Jandarma Komutanlığı’na yakın olduğu içindir.
Estetik kaygılarım arttı
Sergiyi gezerken Serbestoğlu bana elindeki ışıklı kalemle, tavanlarda ve kapılardaki onarımları gösterdi. Dedim ya ben çok anlamam. Ama bilen birileri, bana diyelim ki gül ağacından bir kapının eskiyen yerlerinin çam ağacından kaplamayla onarılması olağan mıdır, anlatabilir.
Tavanlardaki motiflerde gözüme çarpan bir yama yoktu. Ziyaretçilerin gezdiği yerler de aşınmaması için yolluklarla kaplıydı.
Restorasyon bitirilince tarihin içinde saklı duran bir eser ortaya çıkacak.
Verilen bilgilere göre Yıldız Sarayı geçireceği restorasyondan sonra müze olarak kullanılmayacağı için kaç kişi görecek?
16 Haziran 2006 yılında açılan ihale ile Yıldız Sarayı restorasyonu Huber Köşkü ve Sait Halim Paşa Yalısı restorasyonlarını yapan Alba İnşaat’a verilmiş. İhale bedeli ise 4 milyon 182 bin 604 YTL.
Ayağında siyah süet bir bot, üzerinde krem rengi safari pantolon ve toprak tonlarında kumaş ceket içine renkli bir fular takan Serbestoğlu’nun estetik anlayışını da “marjinal” bulduğumu belirtmeliyim.
Dünyaya açılan gençler
Şu bilgiyi de vermezsem, Topbaş’a verdiğim sözü yerine getirmemiş olurum. O nedenle üzerimde kalmasın, anlatayım.
Topbaş, belediyede çalışan 65 genci, doktora kazanmaları halinde yurtdışına eğitime gönderiyor. Gençler, yarım gün de gittikleri yerin belediyesinde mesai yapacaklar.
Topbaş bana bu bilgileri verirken, o sırada yanımızda bulunan konuklardan biri söze giriyor: “Benim kızı da gönderirsiniz.”
Topbaş, “Belediyede çalışanları gönderiyoruz, olur mu hiç!” diye itiraz ediyor.
Konuk umudunu hemen yitirmek istemiyor: “O zaman kızı belediyeye sokarız.”
Topbaş, “Belediyeye girmek kolay mı, ben bile ne zorluklar çektim” yanıtını vererek bu pazarlıktan kurtuluyor.
Etik mi dersiniz, para mı bilmem ama herkesin gözü yüksekte.
Akıl, tutkuları dizginleyemiyor!