Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye İhracat Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın‘la birlikte kendimizi İzmir’de bulduk.
Sabah İzmir’de toplantıya katılacağız, akşam Tire’de Olivos’un kır bahçesinde yemek yiyeceğiz, gece evde olacağız.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin, bu yıl “Türk markası” kategorisinde ikincisini düzenlediği ödül törenindeyiz.
Niye? Moral olsun diye.
Birlik Başkanı Ali Nedim Güreli, “3-4 milyar dolarlık bir sektörüz; çocuksu, naif bir tören“ diye tanımlıyor vaziyeti.
“En İyi Yönetmen” Nuri Bilge Ceylan’ın, “Yalnız ve güzel ülkem“ sözcükleri sık sık yankılanıyor salonda. Zeytinyağının durumu perişan.
Geçen yıla göre üç kuruşluk ihracat bir kuruşa inmiş. Neredeyse adını anmaya değmeyecek!
Sofralık zeytin ihracatı desen, o da 100 milyon doları bulmuyor.
Peki zeytincilik o kadar ucuz mu olmalı bu ülkede?
Binlerce yıllık bu zeytin ülkesinde...

Haberin Devamı

İhracat tepetaklak
Hadi rakam da vereyim: Geçen yılın ilk 6 ayında 110 milyon dolar olan zeytinyağı ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 57 oranında gerileyerek 47 milyon dolara indi.
Geçen yıl 63 milyon dolar olan sofralık zeytin ihracatı, bu yıl aynı dönemde yüzde 21 oranında artışla 76 milyon dolara ulaşabildi.
Zeytinciler vaziyeti kurtarmış, zeytinyağcılar göçmüş.
Dünya zeytinyağı üretiminde 5’inci sırada olan Türkiye, neden ürününü satamıyor?
En önemli etken fiyat politikası.
İspanya’da iç piyasa zeytinyağı satış fiyatı 2 bin 584 euro/kilo olurken, İzmir Ticaret Borsası’nda aynı günlerde zeytinyağı fiyatı 5.070 YTL/kilo’ydu.
2007-2008 sezonunda Türkiye’de zeytinyağı üreticisine Milano’daki, Madrid’deki, Londra’daki raf fiyatı ödendi.
Ve sonuç: ABD’ye yapılan ihracat geçen yıl 31.5 milyon dolar, bu yıl 7.5 milyon dolar. İtalya’ya yapılan ihracat ise 27.5 milyon dolardan 4.3 milyon dolara gerilemiş.
AB ülkelerinde Türkiye’den ithal edilen zeytinyağının litresine 1.3 euro fon uygulanıyor. Bu nedenle Avrupa’ya ihracat şansı, spesifik ürünlerde zorlanıyor.

Ece ve Olivos
2007-2008 sezonunda Türk markasıyla en yüksek ihracatı Olivos yapmış. Olivos bir aile şirketi, başında Selçuk Atalay bulunuyor. Selçuk Bey’in ağabeyi Tamer Atalay, Türk-Romanya İşadamları Derneği Başkanlığı görevini sürdürüyor.
Olivos’un yıllık ihracatı 15 milyon dolar. Hong Kong, Tokyo, New York ve Seul’de ofisleri bulunuyor.
Krom madeni satın alan Atalay, Çin’e de yılda 30 milyon dolarlık “tavuk ayağı“ satıyor. Dikkat edin, “tavuk bacağı“ demiyorum.
“Metropolist İnşaat“ şirketini kurdular; gayrimenkul alanına da giriyorlar. Aynı isim İstanbul’da bir başka konut projesinde kullanılmıştı. Atalay bu firmaya dava açtı ve kazandı.
Zeytin ihracatında markasıyla lider olan üretici ise Akhisar’dan, Yeniçağ Gıda’nın sahibi Mustafa Gökalp.
Gökalp, “Ece“ markasıyla 27 ülkenin raflarına giriyor. Üretiminin yarısını ihraç eden Ece’nin cirosu 15-16 milyon dolar.
Gökalp, “Zeytinde kaliteyi tutturmak zor. Ürün bulsak daha çok ihraç edeceğiz“ diyor.
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama ben takıldım:
Devletin ilgisi ve desteğiyle kurulan Marmarabirlik ve Tariş gibi tarım kooperatif birlikleri neden markalı ihracat liginde yoklar?
Anlatacağım, derin bir “vah“ çekeceksiniz.
Salıya...

Yalnız ve güzel ürün: zeytinyağı

Güreli, zeytinde Mustafa Gökalp, zeytinyağında ise Selçuk Atalay’ın markalı ihracat şampiyonu olduklarını anlatırken, “Seneye ağaç varlığımızdaki artış yüzümüzü güldürecek” diyor.