İhale yöntemlerini tartışmayı bir kenara bırakırsak, temel sorun finansman. Piyasaları etkisi altına alan ekonomik durgunluk, Türkiye’de siyasal riskin de artmasıyla finansman güçlüklerine işaret ediyor.
Önceki gün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Başkent Doğalgaz ihalesinde, yarışan 6 firmadan yabancı ortaklı olan tek konsorsiyum kalmıştı. Nurol ile ihaleye giren İspanyol doğalgaz firması Gaz Naturel... Zorlu, yabancı ortağı Petrogaz’la ihaleye girmişse de ilk elenen firma olmuştu. Gazprom’un Türk ortağı Bosphorus komisyona girmeyeceğini bildirmişti.
Gas de France ve Akfen
Limak ve Akfen de yabancı ortaklık girişimlerinde bulunmuş, ancak ihale sürecine bu ortaklıkları taşıyamamışlardı. Akfen, yoğun görüşmelere karşılık yabancı ortakları Gas de France’la birleşmesi gündemde olan Suez Tarctebel’i, 1 milyar dolarlık fiyata ikna edemediler.
İhalenin yapılacağı ilk tarih olan 26 Şubat’a kadar geçen sürede Başkent Doğalgaz’a uluslararası ilgi üst seviyedeydi. 40 kadar yerli yabancı şirket şartname almıştı. İçlerinde Körfez şirketleri de vardı.
İhale bu ilgi gerekçesiyle 14 Mart’a ertelendi. Ama gördük ki, bu ilgi ihaleye taşınamadı.
Bilgi azlığı sorunu
İhaleyi Ankara Belediyesi yerine Özelleştirme İdaresi (Öİ) yapsaydı ne olurdu? Öİ yapsaydı, sözlü pazarlığın kapalı olması, açılan zarflarda en düşük ve en yüksek bedellerin ihaleye katılanlara açıklanmaması gibi sorunlar olmayabilirdi. Bilgi odasına giren 17 firmanın 2 bin 300 soru yöneltmesi, açıklanan bilgilerin yetersizliğine işaret ediyor. Öİ yönetseydi bilanço özelleştirmeye uygun hale getirilirdi.
Bilgi odasına girenlerin ifadesine göre Başkent Doğalgaz’ın 2007 bilançosunu görebilmişler, 2005-2006’yi görememişler. Bilançoda 10 milyon dolar bağış gibi açıklanması güç kalemler de aydınlanmamış.
İhalenin ertelenmesi dahil bu durum TMSF’nin Çalık grubuna verdiği Sabah atv ihalesini anımsatıyor. Çok sayıda yerli ve yabancı ilgisi olmasına karşılık ihaleye tek şirket girmişti. Başkent’te son üçe kalan Çalık ve Elektromed bence ihalenin süsüydü. Dün Elektromed’in Edirne Belediyesi’nde ortaya çıkan yolsuzluk soruşturmasının aktörü olduğunu yazmıştım.
İhalede 1.610 milyar veren Global-Energaz’ın ortaklığının içindeki yabancı hisseleri, bu şirkete de “yabancı” demek için yetmiyor. Yanlarına Gazprom’u alması da beklentiler arasında.
TUSKON kürsü oldu
Gelelim temel soruya: AKP’yi kapatma davası siyasi istikrarsızlığı kuvvetlendirdi. Bu ihalelerin finansmanı nasıl bulunacak? İhalelere giderek azalan yabancı sermaye ilgisi neyle açıklanabilir? Konuyla hiç ilgisi yok ama Türkiye’yle çok ilgisi olduğu için bu notu da kayda geçmek isterim.
Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu’nda TUSKON’un 2. Olağan Genel Kurulu neredeyse kabinenin tümünün katılımıyla “kapatma davasının eleştirildiği kürsü” olarak kullanıldı. TUSKON, Fethullah Gülen hareketinin örgütlediği 10 bin civarında işadamının üye olduğu bir yapı. AKP gider, FGP (Fethullah Gülen Partisi) gelir diyenlere bir sinyal mi?