Ekonomik krizle birlikte, “bağlı şartlanmayla” siyaset sahnesinde ilk akla gelen isim olan UNDP Başkanı Kemal Derviş’in bu kurumdaki görev süresinin Kasım 2009’da dolacak olması, senaryolar için uygun bir iklim sağlıyor.
Antalya’da, Bülent Ecevit Başbakanlığı’nda kurulan 56’ncı ve 57’nci hükümette Derviş ile aynı kabineyi paylaşan gençlik ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü ve eşi Ülker Ünlü ile karşılaştım.
Ünlü, aynı gün gazetelerde çıkan haberlerde aile dostu Derviş ile yeni bir parti faaliyeti içinde anılıyordu.
Ünlü’ye “Doğru mu? Neler oluyor?” diye soruyorum.
Yerel seçim bekleniyor
Ünlü, son gelişmeler üzerine Derviş ile yaptığı telefon konuşmasını da yansıtan bir değerlendirme yapıyor:
“Yeni bir siyasi parti girişimi yok. Deniz Baykal hakkında çok olumsuz konuşabilirim. Yerel seçimlerden sonra neler olacağını görmek gerekir. Derviş gerçek bir CHP’lidir. Görev süresinin bitmesinden sonra Türkiye’ye gelmek istiyor. Ancak gelmeyebilir de. Dünya Bankası Kalkınma Programı (UNDP) görev süresini uzatmak istiyor. Derviş, yeni ABD Başkanı Barack Obama’nın ekibi ve Clinton ailesi ile yakın. Krizin şekillendiği dönemde küresel çözüm üreten yönetimle yakın mesai içinde olmayı tercih edebilir. Şu anda Türkiye’de belediye başkanı olmaktansa, ABD’de kalabilir.”
CHP Derviş’e sormadı
Ünlü’den “Baykal tepkisini” açmasını istiyorum. Derviş ile konuya giriyor.
“CHP yönetiminin, İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayını anketle belirleyeceği yolunda haberler çıkıyor. Bu adaylar içinde Derviş’in de adı geçiyor. CHP’den Derviş ile bu konuda kimse görüşmedi, teklif gitmedi, fikri sorulmadı. Kendisiyle görüşülmeden kamuoyunda Derviş adını tartıştırmak en azından saygısızlık. Bu tavrı Derviş’i yıpratma planının parçası olarak değerlendiriyorum.
Derviş’in, hakkında çıkan “Türkiye’ye dönüp parti kuracak, CHP’den İstanbul adayı olacak” iddialarına cevap vermemesi bu nedenle dikkat çekiyor.
Sevigen’in iddiası!
Ünlü anlatıyor: CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen bir gün uçakta karşılaştığı eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’a “Derviş’i İstanbul’da aday olarak göstermek için karar aldık“ diyor. Sağlar da bu bilgiyi onaylatmak üzere gittiği CHP Genel Sekreteri Önder Sav’dan “Genel sekreterin bilgisi dışında böyle bir karar alınamaz, böyle bir durum yok“ yanıtını alıyor.
Sağlar bu görüşmeyi Ünlü’ye aktarıyor, Ünlü de Derviş’e soruyor. Derviş bu soru karşısında, kendisiyle görüşme olmadığını söylüyor ve ekliyor:
“Belediyecilikten anlamam. İstanbul adayı 5-6 ay önceden açıklanmalıydı, seçimlere 3 ay kala kampanya yürütülmez.”
Gelelim şimdi havada dolaşan “Derviş Türkiye’de görev yapsın” laflarına.
Bu çağrının tek adresi olabilir diyor Derviş; “Hükümet!”
H. Özkan uzlaşı arıyor
DSP ile Ecevit’in son günlerinde yollarını ayıran ve sol siyasetin etkin ismi Hüsamettin Özkan da Derviş ile yeni parti oluşumlarında anılmaya başlandı.
Özkan için yeni siyasi oluşum, yeni parti vs. yerel seçimlerden sonra gündeme gelebilecek konular. Daha doğrusu “yeni” olarak anılacak siyasal girişimler, CHP’nin yerel seçimlere giderken izleyeceği politikalar ve bunun sonucunda beliren seçim sonucuyla ilgili bir mesele gibi duruyor.
Özkan’ın son dönemde, yerel seçimlerde “en geniş uzlaşı” sağlanması için Deniz Baykal ile yaptığı görüşmeleri, “siyasi yandaşlık” olarak açıklamak ise en talihsiz yorum olur.
Biz sonuca bakarsak; Özkan da, Derviş de CHP lideri Baykal’dan bir koltuk beklemiyor! “Tutarlık” derseniz, onu herkes bekliyor.
