Enerji Bakanı Hilmi Güler’e geçen hafta “En güncel projeniz nedir?” diye sorduk. “Irak ve Türkmenistan” yanıtını verdi.
Dün bu her iki projenin de patronları Türkiye’ye geldi. ABD’nin 2 numarası Dick Cheney, Kuzey Irak’tan başlayıp İsrail’e kadar uzanan Ortadoğu gezisinin son durağında Ankara’daydı.
Aynı saatlerde Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov da 3 ay önce kendisini ziyarete gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir basın toplantısı düzenliyordu. İki liderin protokol konuşmalarının ortak cümlesi, “Ekonomik ilişkileri genişletmek ve derinleştirmek istiyoruz” oluyordu.
Derinlik AB’yi kapsıyor
Ekonomik ilişkilerde derinlik, genişlikten biraz daha yeni bir konu. Bundan 13 ay önce göreve gelen Berdimuhammedov, BM’nin ülkesine tanıdığı “tarafsızlık” statüsünü aktif bir dış politika olarak yorumluyor.
Bunun için Türkiye’nin elinde Türkmenistan’a uzatacağı havuç, Nabucco Boru Hattı Projesi.
Ankara; İran ve Rusya baypas edilerek Türkmen gazının Türkiye üzerinden Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya güzergâhını izleyerek Avrupa’ya iletilmesini sağlayacak Nabucco’ya destek ararken, iç piyasa dengelerini de göz ardı etmiyor.
Enerji Bakanlığı, Nabucco’ya teslimatı Ankara’da başlatmak istiyor. Azerbaycan, Türkmenistan, İran, hatta Mısır’dan alınan gazın Ankara’dan dağıtımını isterken, proje ortakları Türkiye’nin “transit geçiş” ile yetinmesinin pazarlığını yürütüyorlar.
Ankara, “enerjide arz güvenliği” kriterinden hareketle, Nabucco’ya verilecek gaz miktarlarından ayrı olarak Türkiye’ye verilecek payla ilgileniyor.
Türkmen gazına talep
Nabucco’daki 5 ortak ülke bakanları, Türkiye güzergahını tanıyan anlaşmayı imzaladılar. O nedenle güzergâh konusunda bir sorun olmamakla birlikte, hattın yapılacak gaz anlaşmaları tartışması sürüyor.
Nabucco yılda 31 milyar metreküp Azerbaycan Şahdeniz ile Orta Asya ve Trans-Hazar gazını Avrupa’ya taşıyacak bir proje. Türkmenistan’ın bu projede varlığı AB ile siyasal ilişkilerin güçlenmesini getirecek.
Türkmenistan, halen doğalgazını yalnızca Rusya üzerinden Batı pazarlarına açıyor. Çin ile yaptığı anlaşma ise 2009 yılından sonra devreye girecek.
Enerji piyasasında esas olarak iki blok arasında rekabet sürüyor. ABD ve İngiltere’nin karşısında Fransa, Almanya, Rusya ve Çin.
Yeni kontrat gerekli
Türkmenistan ile 1999 yılından kalma, canlı olmayan 16 milyar metreküplük bir doğalgaz anlaşması bulunuyor. Botaş’ın Rusya’dan 6 milyar metreküp, Cezayir’den ise 4 milyar metreküp doğalgaz kontratlarının süresi 2010 yılında doluyor. Bunların yerine yeni gaz kontratlarına ihtiyaç duyuluyor.
Güler, “sürpriz” olarak Hazar’a kıyısı olan ülkelerin gazını gösteriyor. Azerbaycan ve Türkmenistan arasında Hazar’ın “statüsüne” ilişkin yaşanan anlaşmazlığın giderilmesi, Hazar petrollerinin vanasını açabilir.
Bu arada 2012 yılından sonra Katar’dan sıvılaştırılmış doğalgaz getirilmesi, İran ve Mısır ile yenilenen anlaşmalar, Rusya ile ikinci bir Mavi Akım gibi projeler yürüyor.
Marmara Ereğlisi’nde yeni LNG yatırımları da gündeme alınıyor.
Güler’in “Irak” vurgusu ise bana en yakınımızdaki, en uzak proje gibi geliyor.
Türkiye, Cheney’i enerji dosyasında yalnız Irak projeleri ile karşılamıyor, nükleer santral ihalesini de açıklayarak gündemi belirledi.