Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Irak'taki en büyük iktidar ortağı güçlerden Irak Yüksek İslam Konseyi Fiili Lideri Ammar Abdülaziz Muhsin el Hekim'le (Ammar el Hekim) yaptığım görüşme, ABD'nin Irak'a çaldığı "federasyon" mayasının tuttuğunu düşündürüyor.
37 yaşındaki Ammar el Hekim, Konsey Başkanı Babası Abdülaziz el Hekim, Tahran'da tedavi gördüğü için "fiili lider" olarak anılıyor.
El Hekim'in amcası, "Irak'ın Humeynisi" olarak anılan Ayetullah Muhammed Bekir el Hekim (Bekir el Hekim), Saddam'dan kaçıp sürdürdüğü 23 yıllık sürgün hayatını Amerika'nın işgaliyle sonlandırıp ülkesine dönmüştü.
İşgalden 5 ay sonra, Bekir el Hekim, Şii nüfusunun yaşadığı Necef'te kendisine yönelik bombalı saldırı sonucu korumalarıyla birlikte hayatını kaybetti.
Ammar el Hekim, bugün hem amcası hem de babasından kendisine miras kalan o büyük gücü temsil ediyor.

Yerel bütçe daha fazla
Başındaki siyah sarıkla "Hz. Muhammed soyundanım" mesajı veren El Hekim'in Irak'taki yerel güçlere vurgu yapması dikkatimi çekiyor.
El Hekim, Ankara'daki temaslarını tamamlayıp İstanbul'da Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda (DEİK) Irak'ta iş yapan grupların temsilcileriyle bir araya geldi.
Irak meclisinde komisyonlarda görev alan milletvekillerinden oluşan bir ekiple DEİK'e gelen El Hekim, işadamlarının kendisine yönelttiği soruları tek tek yanıtlarken şu ifade gözden kaçmıyor:
"Yerel idarelerin bütçesi, merkezi hükümetin bakanlıklarının bütçesinden daha fazla. Irak'ta iş yapmak istiyorsanız yerel, bölgesel idarelerle ilişki halinde olun."

Güneyde de bize gelin!
El Hekim, Türkiye ziyaretinin amaçlarını da açıyor:
"Aramızda yalnızca siyasi ilişki olması yetmez; ekonomik, sosyal ve kültürel köprüleri de kurmalıyız."
Türk işadamlarına "Bağdat yüzde 90 güvenli bir şehir haline geldi" bilgisinin altını çizen Iraklı heyet, Irak'ın kuzeyinden sonra güney bölgesine de yatırım beklediklerini altını çiziyor.
Tabii bu noktada, büyük projelere onay veren merkezi hükümetin yanı sıra, orta büyüklükteki projeleri ihale eden "Yerel, mahalli ve bölgesel bütçeler" vurgusu yapılıyor.
Çünkü aynen Kürt bölgesine olduğu gibi, Şii bölgesine de yerel yönetimlerle gidilecek.
Kuzeyde Barzani'nin kapısı çalınacak, güneyde El Hekim'in!

Çoğulcu demokrasi dersi
El Hekim için sanıyorum hiç de şaşırtıcı olmayan bir soruyu yöneltiyorum. Ne de olsa Saddam'a karşı 10 bin kişilik "Bedir Tugayları" ordusunu kuran kendi partisiydi.
Evet, soru şu:
"Yerel idarelerin güçlenmesini savunuyorsunuz; bu durumda Irak'ın birliğinin güvencesi ne olacak?"
El Hekim şöyle yanıtlıyor:
"Güçlü Irak'ı yerel ve mahalli idareler besler. Bağdat Irak'ın kalbidir, mahalli idareler ise kalbe giden damarlar. Damarlardan kalbe kan pompalanır ve Irak güçlenir."
Bu sözlerin devamında ise Türkiye'nin Kuzey Irak yönetimiyle ilişki kurması gerekliliği geliyor.
El Hekim, PKK'yla mücadele sorularına verdiği yanıtlarda da Irak'ın "Türkiye'nin yanındayız ama dağlar çok sarp" tezine bağlı kalıyor.
El Hekim, "Dünyanın 78 ülkesi, merkezi olmayan yönetimlerle idare ediliyor. Ancak bunların hepsinde demokrasi bulunmuyor. Irak'ta bunların ikisi de olacak" diyor.
İmam El Hekim bu sözleriyle, demokrasinin, "katılımcılık ve çoğulculuk" dayanaklarına vurgu yapıyor.
Irak temaslarında gözden kaçmaması gereken adımlar atılıyor: Ortadoğu'da imamlar da kazanılarak demokratik ve katılımcı rejimler üretiliyor; Apo'nun üzeri çizilip Barzani'yle ilişki dönemi başlıyor!
Irak'ın "Bedir Tugayları" bile bu teze sahip çıkıyor.