Bu panele konuşmacı olarak davet edilişimde sanırım, mısır şurubu üreticisi ABD firması Cargillin Türkiyedeki konumuna bu sütunlarda yer vermem de etkili oldu. Başbakan Tayyip Erdoğanın ocak ayı sonunda yapacağı Washington görüşmesinde, Cargillin sorunlarının, ABD Başkanı Bush tarafından masaya getirilmesi bekleniyor.ABD yurtdışındaki şirketlerini takip ediyor ve sorunlarının çözümü için dosyalar oluşturuyor. Türkiye ile de aynı yöntemi izliyor ve Cargillin birinci derecede tarım arazisi üzerine kurulması, mısır şurubuna uygulanan kotaların artırılması veya kaldırılması yönünde baskı oluşturuyor.AKP bu konuda çok zorlanmayacak.Çünkü Cargillin ürettiği mısır şurubuna uygulanan yüzde 10luk kotanın yüzde 15e çıkması yönünde inisiyatif, Bakanlar Kuruluna verilmiş durumda.Cargill, bölgede işsizlere mısır ürettirerek de yerel tepkileri sindiriyor.Mısır ithalatında Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın oğlu Abdullah Unakıtan ile, mısır şurubundan üretilen kolanın pazarlamacısı olarak da Başbakan Erdoğanın oğlu Ahmet Burak Erdoğanın adı buluşunca; Cargill ilginç bir boyut kazanıyor. Tarım sektörü, 9 - 16 Ocak tarihleri arasında düzenlenen "TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 50. Yıl Kutlama Programı" nedeniyle Ankarada düzenlenen panelde ele alındı. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydının sunduğu "Cumhuriyet Döneminde Tarım Sektörünün Sosyo - Ekonomik Dönüşü" başlıklı slayt gösterisi, 1900lerden 2003e kadar tarım politikasını anlatıyordu.Toprak reformu siyasetin yapılanmasına da etki ediyor. Dönemin Başbakanı İsmet İnönünün "Toprak işleyenindir" tezine muhalefet eden; Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü, Celal Bayar, Demokrat Partinin temelini atıyor."Toprak ve Tarım Reformu Kanunu, 25 Haziran 1973te kabul ediliyor. Yasa üretimin artırıması için topraksız çiftçi ailelerinin topraklandırılmasını öngörüyordu. Uygulama için seçilen Urfa ilinde kamulaştırılan 1.6 milyon dekar arazinin 231 bin dekarı 1218 aileye paylaştırıldı. Oysa toprak için 75 bin aile başvurmuştu. Yasa, 1977de APnin istemi doğrultusunda Anayasa Mahkemesince iptal edildi, topraklar eski sahiplerine iade edildi."Urfa siyasal yapıda aşiret egemenliğinin halen egemen olduğu bir il ve köylü Harran Ovasının verimini geçimine yansıtamıyor. Aşiret tarımı ve partisi Nüfus artıyor, gelir dağılımı bozuluyor; toprak doyuramıyor...Dış borçlar artıyor; buğdaydan, pamuğa; etten pirince mutfağımızı ithal ürünlerle dolduruyoruz.Ziraat mühendisi, süt ürünleri uzmanı Murat Aygün, Türkiyede kilosu 38 - 66 milyon lira arasında değişen ithal peynirlere 1998 yılında 6.127 milyon dolar ödenirken, 2003te 20 milyon doların üzerine çıkmasını eleştiriyor ve soruyor:Çözümü yok mu?"Aygün, "Gouda, tilsit, edam, ceheddar gibi peynirlerin yapımını öğrendim. 250 - 300 bin dolar yatırımla bu tesisler kurulabilir" diyor.Burada hangi il olduğunu yazmayacağım ama, bir büyük holding sahibi Anadoluda köylüyü örgütlüyor bir üretim kooperatifi kuruyor. Süt, süt ürünleri üretimini yapıyor. Yakın zamanda da ürünlerini market raflarına rakiplerinin çok altında bir fiyatla yerleştirmeye hazırlanıyor.Belki bu Anadolu şehrindeki üretim, yerli gıda sanayiinin ilgisini çektiği gibi, pazarlama kanallarına da girer. Ve Anadolu köylüsüne bir model olarak öncülük eder.Tarımsal alanda teknolojileri yenileyen, ekolojik tarıma yönelen sermayenin yanında, küçük ve orta ölçekli girişimcinin ve üniversitelerin de aktive olması gerekiyor.Gençliğin ve bilimin enerjisini tarım sektörüne çekmenin bir yolu olmalı. Aksi halde ekilebilir tarım arazileri, gayrimenkul pazarının elemanı haline gelecek. syilmaz@milliyet.com.tr Biz üretemez miyiz?
Özay Şendir
İlkbahar sonu savaş senaryosu
20 Nisan 2025
Abbas Güçlü
Aynı dili konuşamıyoruz
20 Nisan 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcının rotası denge ve seçicilik
20 Nisan 2025
Ali Eyüboğlu
“Yarım asrı geçti hâlâ şarkılarımız dillerde!”
20 Nisan 2025
Güldener Sonumut
Brexit, konfederasyon modeli ve Kıbrıs sorunu
20 Nisan 2025