Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) konuğuydu.
Medyadan madenciliğe kadar birçok alanda yatırımı bulunan işkadınları, işletmeler kapanıyor, ihracatta kârlılık düşüyor, yatırımlar bekletiliyor, özel sektörün borçlanma maliyeti yükseliyor vb. konulara odaklanıyorlar.
Şimşek, TİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Bulut, TİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Demet Çetindoğan Sabancı ve TİKAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Neşe Kavak ve TOBB Kadınlar Konseyi Başkanı Aynur Bektaş ile birlikte oturuyordu.
Bektaş ilk soruyu yöneltiyor:
“Nevşehir’e yatırım projemi durdurdum, ne yapayım? Teşvikler kalktı mı?”
Şimşek, teşviklerin bölgesel ve sektörel olarak verileceğini, yatırım projesine özel bir teşvik mönüsü sunulacağını söylüyor.
Şimşek’in yanıtlarını şu başlıklarda vermek istiyorum:
‘301’i öne çektik’
AKP davası: Yolumuza eskiden olduğu gibi devam ediyoruz. Son 15-20 günde sosyal güvenlik reformunu içeren 44 madde ve AB’nin önem verdiği Vakıflar Yasası Meclis’ten geçti. 301’in görüşülmesi öne alındı. Ekonominin rekabetçi yapısını güçlendirmeye dönük Ar-Ge ve enerji yatırım planları açıklandı. 1600 maddelik Ticaret Kanunu değişikliğini görüşüyoruz. İş ortamı kriterleri açısından Türkiye 153 ülke içinde 93’üncü sıradayken, 2008 başındaki Dünya Bankası verilerine göre, 177 ülke arasında 57’nci sıraya yükseldi. Tabii siyasi istikrarsızlık ekonomiyi olumsuz etkiler.
Cari açık: 2002 enerji fiyatlarıyla cari açığın milli gelire oranı yüzde 2.8 olurdu. Bugünkü fiyatlarla bu oran yüzde 5.8’e çıkıyor. Sadece bu ikisi arasındaki fark 22 milyar dolar maliyet getiriyor.
Türkiye yılda enerjiye 34 milyar dolar ödüyor. Rüzgâr enerjisine yatırım yapılıyor. Hidroelektrik santrallarını özel sektöre devrettik. Nükleer enerji ihalesi açıklandı. Elektriğin yüzde 50’si doğalgazla üretiliyor. Tesislerin özelleştirmesi başlıyor.
S&P ve siyaset
Küresel likidite: Dünyada 1970-2007 yılları arasında 5 kez nakit bolluğu yaşanmış. Türkiye bu dönemlerin kiminde eksiye bile gitmiş. Eğer petrol fiyatları bu kadar artmasaydı, Türkiye’nin büyümesi yüzde 8’ler düzeyinde olurdu.
S&P’nin notu: Standard and Poor’s’un Türkiye’nin kredi notu görünümünü durağandan negatife çevirmesini anlamıyorum, önümüzdeki hafta kendileriyle görüşeceğim. S&P’nin 3 Mart tarihli, “Yükselen Avrupa Ülkelerinin Kırılganlığı“ raporunda Türkiye 18 ülke içinde kırılganlık sıralamasında 12’nci ülke olacak kadar yukarıda.
Yükler azalıyor
Reform alanları: İşgücü piyasasında idari yükler azalacak. Özürlü ve hükümlü çalışanın yükünü devlet üstleniyor. Kreş azalıyor. Asgari ücretin büyük bölümü vergi dışı kalıyor. Mali yükler azalıyor. Nitelikli istihdam açığı giderilecek, eğitim desteği verilecek. Yarı zamanlı çalışan oranı artırılacak. Verimlilik ve istihdam artışı sağlanacak.
(Bu sırada MÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kavak, 100 bin doktor adına “Doktorları tam zamanlı yapıyorsunuz, bu çelişki değil mi?“ sorusunu yöneltiyor.)
Dünyada yaşanan sıkıntıların ne kadar süreceği belirsizliğini sürdürürken, Türkiye’de kısa vadeli iniş çıkışlara değil de 3-5 yıl sonrasına odaklı bir ekonomi politikası belirlendiğini anlıyoruz.
Bulut’un konuşmasında belirttiği Amerikalı gazeteci Sydney J. Harris’in, “İdealist, kısa vadeyi; kötümser, uzun vadeyi önemsemez. Gerçekçi ise, kısa vadede yapılan ve yapılmayanın uzun vadeyi belirlediğine inanır“ sözü gündemi noktalıyor.
