Bodrum otelleri neden satılık? Çünkü Rus, Arap ve Kazak yatırımcılar öyle fiyatlar teklif ediyorlar ki, yatırımların geri dönüş hızını 8 yıl olarak planlayıp 12 yıl gerçeğiyle karşılaşan otel sahipleri cazip tekliflere kayıtsız kalamıyor.
İşte Bodrum Princess’ın sahibi Erdal Danyal’ın söyledikleri: 55 milyon dolara mal ettiğim otelime 115 milyon dolar verdiler. 150 istiyorum. Bu fiyatları verirlerse bütün otellerimi satarım.
İşletmesini bana verirlerse daha güzel satarım.
Sadece Bodrum Princess mı satılık? Türkbükü’ndeki Koç’un Divan Palmira oteliyle Yalıçiftlik’teki Kempinski ilk ağızdan sayılanlardan. Bodrum’un sezonu kısa diyenleri yine Danyal yanıtlıyor: ”Temmuz-ağustosta kazandığımızı Antalya’daki otel bir yılda kazanır.”
Bodrum
Bodrum Göltürkbükü’ndeki koyda denizin rengi derinlere gittikçe turkuvazdan maviye doğru koyulaşıyor. Zaten adı da “Akvaryum Koyu”.
Antikçağda buradan denize adım atarken edilen duaların kabul olduğuna inanıldığı için, “Kutsal Koy” olarak da bilinirmiş.
Koyun etrafını saran 1250 yatak kapasiteli Princess Otel, Bodrum’un “kitle turizmi”ne adım atan ilk otellerinden.
Bitişiğindeki “Cennet Koy”da Mehmet Koçarslan’ın arsası var. Hemen yanındaki arazilerde ise Bülent Eczacıbaşı’nın yazlığı ve Dedeman’ın arazisi çevrenin “bakir” görüntüsünü bozmuyor.
National Holding bünyesindeki 11 otelden biri olan Bodrum Princess, son iki yıldır satılık.
Yolu, suyu, elektriği olmayan araziyi 49 yıllığına Hazine’den kiralamışlardı.
Otel yatırımı yaklaşık 55 milyon dolara mal olmuştu.
National Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Danyal, “Turizm sektöründe kâr marjı çok düşük. Bizim 2000 otele gıda ve çeşitli ihtiyaç maddeleri pazarlayan tek şirketimiz, otellerin üç katı para kazanıyor.
Bu yaştan sonra uğraşmak istemiyorum. Siyaset ve ekonomide kriz bekliyorum, o nedenle de turizm sektöründen çıkmaya çalışıyorum” diyor.
National’in diğer ortakları Nail Danyal ile Dr. Kenan Magripli de Erdal Bey gibi düşünüyor olabilir. Ancak bir rivayete göre de ortaklar arasında görüş ayrılığı belirmiş.
Erdal Danyal, otele alıcı bulma sorunlarının olmadığını, müşteri kızıştırdıklarını söylüyor.
“Rus, Arap, Kazak çok sayıda alıcı çıktı. 115 milyon doları gördük, ancak ben yatırımımın üç katını almadan satmayı düşünmüyorum. Otelde işletmeci olarak kalmayı da tercih ediyorum.”
Kara para kuşkusu
Danyal’ın Princess’tan “tasını tarağını toplayıp” gitmek istememesi, müşterilerin finans sicillerini takip etmelerini gerektiriyor.
O nedenle de “Kara paracılar da geliyor ama onları eliyoruz” diyor.
Turizm sektörü “para aklamak” için ideal olan bir alan. Antalya’da milyonlarca dolarlık yatırımların içini açıp bakma imkânımız olsa, kim bilir kimlerin paralarını bulacağız?
Bodrum’da satılık olmayan otel var mı?
Yok gibi. Zira Koç’un Türkbükü’ndeki Divan Palmira Oteli’nden tutun da, Kazakların Türkiye’deki ilk turizm yatırımı olan Yalıçiftlik’teki Kempinski bile müşteri arıyor.
Bodrum’da yatak kapasitesi hızla artıyor. Geçtiğimiz iki yılda 115 bin konut yapıldı. Yeni otel projeleri ise neredeyse “şehir” ölçeğinde yapılıyor.
Her ne kadar kitle turizmine dönük bir ilgi beslenmek istiyorsa da rakamlar yukarı doğru hareket ediyor.
Bayan Putin’in faturası
Danyal ile sohbetimiz sürerken, gözüm restoranın karşı tepesinde otel müşterileriyle ilişkisi kesilen 11 villaya takılıyor. Önceki yıl bu villalardan birinde o dönem Dışişleri Bakanı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ailesiyle birlikte tatil yapmıştı.
Temmuz seçimlerinde AKP’den Meclis’e giren Sabah’ın karikatüristi Salih Memecan’ın eşi Nursuna Memecan da Gül çiftiyle aynı villada kalarak refakat etmişti.
Gül, CHP’nin soru önergesiyle Meclis’e taşıdığı tatilin faturasını 1575 YTL olarak açıklamıştı.
Biz fatura görmemişiz!!!
Danyal, Rusya’nın petrol devi Lukoil’in patronlarından tutun da, Petkim’e talip olan finans devi Troika Dialog’un temsilcilerinden Michael Broidman’dan, Rus lider Vladimir Putin’in eşi Lyudmila’ya kadar Rus sosyetesini villalarda ağırladığını anlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde Bayan Putin bu villalarda 10 günlük tatilini geçirmiş.
Peki kaç para ödemiş? Tam 280 bin dolar. Bayan Putin’e bu faturanın satın aldığı konfor da yetmemiş, özel uçağını Moskova’ya gönderip yöresel peynirlerinden getirtmiş.
Demokrasi böyle bir süreç işte: “Geçtim” denince, geçilmiş olmuyor.
Biz 80 yıllık demokrasi geleneğimizin bir sonucu olarak “1575 YTL’nin” hesabını sorabiliriz ama, oligarkların yönettiği Rusya, 285 bin doların üzerine soğuk su içer.
En azından bir süre daha...