Irak Meclisi’nde çoğunluğu bulunan Irak Yüksek İslam Konseyi’nin Başkan Yardımcısı Ammar Abdulazeez Mohsin Al-Hakeem, Ankara’da siyasi temaslarını tamamlayarak geldiği İstanbul’da, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Irak İş Konseyi üyesi işadamlarıyla bir araya geldi.
Al-Hakeem’in heyetinde yer alan güvenlik, ekonomi, sağlık komisyonlarında görev milletvekilleri içinde, çarşaflı giysisi ile fark edilen çocuk doktoru Jinan Jassim Mohammed Ali’nin de bulunması, kadınların Irak’taki “görünürlüğünü” vurguluyordu.
Al-Hakeem iş dünyasına “Esefle belirtmeliyim ki Irak’a yatırımlar konusunda Uzak Doğu ve Uzak Batı arasında rekabet var. Türk firmaları neredeler? ” diye soruyor ve ekliyor:
“İlk iş alan, en çok işi yapar! Kürt bölgesine yatırım yapmanız yetmez, Bağdat ve Güney’e de gelmelisiniz. Komşular önceliklidir.”
Al-Hakeem bir de fıkra anlatıyor.
Adamın biri yemek davetine gider. Etrafındakilere “Siz ne kadar bencilsiniz” der. Masadakiler “Nereden çıkarıyorsun?” diye sorunca da, “Bir lokma verin, beni yalancı çıkarın” diye karşılık verir. Bu sözden anlıyoruz ki, Irak “lokma” istiyor.
Hakeem’in annesi Türk
DEİK Türk-Irak İş Konseyi Başkan Yardımcısı Meltem Karabeyoğlu’nun sunumu, Al-Hakeem’in Irak ile önemi hakkında ipuçları veriyor. Karabeyoğlu, Al-Hakeem’in amcası Mohammad Baqer Al-Hakeem’in, Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği ilk günlerde, kendisine yönelik düzenlenen saldırı sırasında yaşamını yitirmesini hatırlatıyor.
Al-Hakeem’in bu olaydan sonra kurduğu “Şehit Al-Mihrab Vakfı” savaştan zarar gören 400 camiyi onarıyor ve kız-erkek çocuklarının ayrı eğitim gördüğü okullar açıyor.
Al-Hakeem’in bugünkü siyasi çizgisini de yine Karabeyoğlu’nun “6 Ekim 2008 günü Samara’da bin yıllık Al-Askari Camii’nin önünde Irak’ın bütünlüğüne vurgu yapan konuşmanızdan duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim” sözlerinden anlıyoruz.
Kendisine yönelttiğim bir soruya “Irak’ın kalbi Bağdat’tır” vurgusu yapan Al-Hakeem, onlarca araçlık konvoyla, Irak’ın idam edilen lideri Saddam’ın memleketi Tıkriti ve yine Sünnilerin kenti Samara’ya giderek Sünni-Şii barışını ilan etmişti. Eğitim kurumlarına duyduğu ilgi nedeniyle Al Hakeem’e “Önceki gün Kuzey Irak’ın Erbil kentinde, Fethullah Gülen cemaati üniversite açtı. Gülen ile ilişkiniz var mı?” diye soruyorum.
“Kendisini biliyorum ama kişisel konuşmak istemem. Çok önemli bir adımdır” yanıtı vermekle yetiniyor. Al-Hakeem’in ‘kişisel’ bulduğu konulardan biri de annesinin Türk olmasıydı.
THY Bağdat’a uçuyor
Türk-Irak ekonomik ilişkileri en kötü dönemde bile 5 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahipti. Toplantıda, “10 milyar dolara çıkan ikili ticaretin, 25 milyar dolara çıkmaması için neden yok” görüşü ifade edildi.
Al-Hakeem Irak’ın petrol rezervinin 350 milyar varil olduğunu vurgulayarak, “Yükselen petrol gelirleriyle, alt yapı yatırımlarını arttıracağız. Irak’a dini turizm amacıyla yılda 30 milyon turist gelebilir” diyor.
Güvenliğin yüzde 95’ler düzeyine eriştiği vurgulandığı Bağdat’a en büyük adımı THY atıyor. 26 Ekim’den itibaren Bağdat-İstanbul arasında haftada bir sefer başlatan THY, sefer sayısını haftada üçe çıkaracak. Ayrıca Necef Havalimanı’na da haftada bir sefer düzenlenmesi bekleniyor.
Al-Hakeem “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz!” atasözünü hatırlatarak İstanbul’dan ayrılıyor.
