Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in iş dünyasıyla yaptıkları dış gezi heyetlerine, Abdullah Gül'ün heyetinin de eklenmesiyle önemli bir "yoğunluk" yaşanıyor.Bu kadar yoğun bir trafiğin yaşandığı yurt dışı gezilerinden istenen verim alınabilir mi? Bu soruyu tartışıyoruz Yırcalı ve Yılmaz ile. Bundan yaklaşık iki hafta kadar önceydi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ve DEİK Direktörü Ufuk Yılmaz ile buluşmuştuk. Yırcalı, DEİK'in önce son yapılanmasından söz açıyor, Anadolu'ya yayıldıklarını; Eskişehir, Kayseri, Manisa, Trabzon, Adana, Gaziantep gibi illerde toplantılar yaptıklarını anlatıyor.Yırcalı, "Büyük gruplar dış temas kurmakta güçlük çekmiyor ancak orta ölçekli şirketler bu tür gezilerden yararlanabilir" diyor.DEİK'te, TÜSİAD'dan TİM'e, MÜSİAD'dan ASKON'a kadar iş dünyasında faaliyet gösteren 25 STK, kurucu üye olarak yer alıyor. O nedenle çok geniş bir bilgi odası bulunuyor. Kişisel bilgiler, veriler, adresler...Yırcalı tam da bu noktada "Bilgi bankamıza çok talep var, bu bilgilerin alınması için, vermiyoruz" diyor.DEİK ülke raporlarında öneriler ve sorunlar not ediliyor. En son Kazakistan gezisi vardı, okudum raporu. Hakkıyla bu raporu önceden okuyan bir "bakan" veya "bürokrat" için sürprize fazla yer yoktu.Karayolları geçiş sorunları, gümrükler, çalışma yasalarıyla ilgili zorluklar sıralanıyordu Kazakistan için. Kazakistan gezisi bir başka açıdan da DEİK'in "hazırlıklı" olma refleksini destekleyen gelişmeye tanık oldu.Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev, Gül'e "Enerji yatırımlarında bizimle ortak olabilecek büyük kuruluşlarla gelin" dedi.Gül'ün ekibinde Mustafa Koç ve Mehmet Emin Karamehmet'in yanı sıra, Samsun-Ceyhan'da ham petrol boru hattı projesi ve rafineri izni alan Ahmet Çalık da yer almıştı. En değerli bilgi odası Kuzey Irak'a mart ayında yaptığım gezi nedeniyle çok iyi biliyorum ki, veri ihtiyacı kamu tarafından karşılanmıyor. Bu gezi sırasında bire bir görüşmelerle elde ettiğimiz veriler halen "yorumcuların" tek bilgi kaynağı.Geçtiğimiz günlerde DEİK, bu konuda büyük bir adım attı ve "Irak Mercek" isimli yayınlarının ikinci sayısı çıktı. Irak-Türk İş Konseyi Başkanı Ercüment Aksoy'un "Petrolün 40 dolardan 100 dolar seviyesine tırmanması, bu ülkenin (Irak) iyi irdelenmesi gerektiğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır" yorumuyla sunulan raporda en çok tartışılan Iraklı yatırımcılar konusuna da açıklık getiriliyor.Hazine kayıtlarına göre Türkiye'de, 1954-2003 arasında 347 adet Irak sermayeli şirket kuruldu. 2003-2007 döneminde (Amerika'nın Irak'ı işgalinden sonra) İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre 247 Iraklı şirket, toplam 43.927.732 YTL sermaye getirdi.Buna göre, İstanbul'daki Iraklı yatırımcılar Hollanda, Almanya, Amerika, İspanya ve İngiltere'den sonra, 6'ncı sırada. İstanbul'a aynı dönemde gelen 10 bin yabancı ortağın sermaye tutarı ise 950 milyon YTL civarında.Kuzey Irak'a en yakın halka olarak tanımlanan Mersin'de ise 1993-2007 arasında kurulan toplam Iraklı şirket sayısı 101. 2003-2007 sonrası Mersin'de toplam 5.437.492 YTL sermayeli 38 adet Irak sermayeli şirket kuruldu. Irak ve Türkiye'nin ticaret hacmi 5 milyar dolar. Bu rakam her iki ülkenin taşıdığı potansiyeli gösteriyor; askeri güçler terörle mücadele ederken, sivil güçler de iki komşu ülke arasında ilişkileri geliştirmeye bakmalı. syilmaz@milliyet.com.tr Mersin'de 38 Iraklı