Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kürt açılımına destek veren Sezen Aksu’ya “Ne biliyor ki konuşuyor?“ diyerek cevap verince, yeniden Kürt kimliği gündeme gelen Hülya Avşar, Devrim Sevimay ile söyleşinin ilk günkü bölümünde söz etmemişti.
Avşar, 9 Ekim 2008 günü düzenlenen bir basın toplantısında yönetim kurulu üyesi olduğu TİKAD’ın “Hepimiz Anneyiz” sloganıyla başlattığı kampanyayı ilan etmişti.
Avşar’ın hatırlamadığı bu kampanyayı, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut ile konuştum.

‘Powell özür dileyecek’
Nilüfer Bulut bir hatırlatma yaparak konuya giriyor:
“Türk ve Kürt annelerini bir araya getiriyorlar. Aktütün Karakolu’na yapılan terör saldırısından sonra, “Teröre Karşı Tek Ses”, “Kadınlar Olaya El Koyuyor” sloganları çerçevesinde, yurt içinde ve dışında etkinlikler düzenledik. Kampanyamızın üçüncü ayağını oluşturan “Hepimiz Anneyiz” sloganıyla başlattığımız çalışmayı dünya kamuoyuna duyurmak istiyoruz. 20 Ekim 2009’da “Hepimiz Anneyiz” zirvesi düzenliyoruz. Zirveye, Irak işgalinin aktörlerinden ve Bush döneminde Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Colin Powell geliyor. Powell toplantıda dünyaya seslenerek, Irak savaşında soyunduğu “şahin” rolünden dolayı “özür” dileyecek.”

First Leydi himaye ediyor
Bulut, Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında görüştükleri ABD Başkanı Barack Obama’ya, eşi Michael Obama’ya iletilmek üzere bir davet mektubu da vermişti. Bayan Obama çağrıya olumlu yanıt verirse, “Hepimiz Anneyiz” kampanyasının destekçileri arasında yer alacak.
Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül’ün himayesinde yapılacak zirveye, Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı’nın eşi Sevil Başbuğ’un da katılacağını belirten Bulut, aynı gün “Dünya Anneler Birliği” kurulması yönünde de adım atacaklarını söylüyor.
Söyleşinin dünkü bölümü Avşar’ın şu sözleriyle bitiyor.
Türk-Kürt dahil... Biz aslında barış kelimesini daha yeni yerleştiriyoruz dilimize. Bu kadar evlat öldükten sonra... Keşke bizimkiler asırlar önce keşfetseydi bu kelimeyi...”
Biraz geriye gidelim. Avşar, TİKAD’ın “Hepimiz Anneyiz” kampanyasını kamuoyuna şu sözlerle ilan ediyordu:
“Anneler teröre ‘Hayır’ dediği müddetçe, ne devlet, ne silahlar, ne de Amerika kimse buna sebebiyet veremeyecek.”

Kerkük’teki ‘Türkmen’ peşmerge!
Kuzey Irak’a gittiğimde Kerkük Kalesi’ne çıkmıştım. Amerikan işgal ordusuyla birlikte Kerkük’ün askeri gücünü paylaşan KYB yönetimi tarafından güvenliğimiz için yanımıza iki peşmerge verilmişti.
Kürt kökenli peşmergelerden biri, annesinin Türkmen olduğunu ve okulunun da Kerkük Kalesi’nin civarındaki Türkmen mahallesinde olduğunu anlatıyordu.
Avşar gibi, iki kimlikli...
Biri peşmerge, öbürü sanatçı...
Bizi kalede karşılayan bir Türkmen kadınının şu sözlerini de kayda geçmek istiyorum:
İşgalden önce mahallemizde Türkmen, Kürt, Arap ayrımı yaşamıyorduk. Şimdi birbirimize silah çekiyoruz, bölündük. Yalnızca mutfakta konuşulan konular sokağa taştı.”
Hükümetin “demokratik açılım” olarak tariflediği yeni bölge politikasına, sınırın öte yanı tanıklık ediyor.