Demokrat Parti Genel İdare Kurulu’nun (GİK) 14 Mayıs günü yapılan toplantısında sürpriz bir davet vardı. Masanın başında oturan DP Genel Başkanı Süleyman Soylu’ya “Sen değil, o” deniyordu.
Soylu da, “Nasıl isterseniz” deyip eski Başbakan ve eski DYP Genel Başkanı Prof. Tansu Çiller’i, partinin başına davet etmek üzere GİK’teki 7 arkadaşını görevlendirdi.
Parti mesajını iletmekle görevli DP’lileri, Çiller bugün Yeniköy’deki yalısında karşılayacak.
Ocak ayında yapılan “DP Genel Kongresi”nde Soylu’ya, Çiller’in emanetçisi diyenler az değildi.
Bu süreç uzun sürmedi; siyasi kriz beklenenden erken geldi. AKP’nin kapatılma davası “çarşıyı karıştırdı”.
DP’de de hareketlenme başladı. D(Y)P’yi 2002 seçimlerinde yüzde 10 eşiğinde bırakan Çiller, “genel başkanlık” teklifi ile bugün kapısını çalan DP’nin GİK üyelerine şu yanıtı verecek:
“Doğru zaman değil.”
Tabii ki bu cümle yapısı içinde, “Fedakâr mücadelenizi saygı, sevgi ve hasretle selamlıyorum” gibi ince mesajlar da olacak.
Benim için bu görüşmenin en çarpıcı yanını da söyleyeyim, Çiller’de yıllar geri gidiyor!
Başka? Okuyalım.
DP’ye siyasette bir yer açıldığını düşünüyor musunuz?Milletimiz işsizlik, güvencesizlik, güvensizlik, fakirlik, hatta açlık mücadelesi verirken iş dünyamız sıkıntı ve belirsizlik içinde. Global baskılar artıyor, içeride ekonomi alarm veriyor. Milletimiz bölündü ve kamplara ayrıldı. Bu nedenle arayış başladı. Gözler yine Kırat’a çevrildi. Kırat her zaman ülkemizin, birlik ve beraberliğimizin çimentosu, refahın ve ileriye gidişin teminatı olmuştur. Çözüm bulma, sıkıntıları aşma ve milleti bu dönemdeki bölünmüşlükten kurtarma, yine Kırat’a düşmüştür. Kırat iktidarında herkes kendini rahat hisseder.
DP’yi iktidara taşıyacak bir genel başkanlık sorunu var mı?Demokrat Parti, 6 Ocak 2008 tarihinde gerçekleşen kongresinde, delegelerinin çoğunluğunun oyuyla yeni genel başkanını seçti. Sayın Soylu, siyasette gençlerin yolunun açılması yönündeki genel görüşümüze uygun bir adaydı. Köklü partimizin teşkilatını yakından tanıyan ve geçmişte DYP İstanbul İl Başkanlığı görevinde bulunmuş bir siyasetçi olarak seçildi.
Soylu’nun performansını nasıl buluyorsunuz?4.5 aydır bu görevde. Bu sürede yapılabilecekler bellidir ve bunlar yapılmıştır, yapılmaktadır. Milletin problemlerini yerinde dinlemek, taban hareketi başlatmak, partiyi yeniden millete mal etmek ve yeni açılımlar oluşturmak üzere Türkiye adım adım dolaşılıyor.
22 Temmuz seçimlerinde yarıştan tümüyle kopan DP, iktidar alternatifi olabilecek mi?Her başlangıçta olduğu gibi bazı zorluklar olacak, ancak Kırat’ın hedefi iktidardır. Kırat’ın iktidar projesine duyulan ihtiyaç ve gösterilen ilgi tahminlerden fazla büyüyecek.
Canla başla yoğrulmaya başlanan iktidar projesinin önünü kesme çabaları var. Bunlara karşı uyanık olma, soğukkanlı davranma, çatışmalardan ve ayrışmalardan uzak durmak gereği öncelik taşıyor.
Olağanüstü kongre gündeme gelebilir mi?Zorlanmak istenen olağanüstü kongre, partiyi dış değil, yeniden iç mücadeleye odaklar. Kongrenin zamanlaması iktidar projesine ivme kazandırmak yerine, zarar getirir.
Partide bir yönlendirmeniz oluyor mu? Siyaset, en yüksek düzeyde sorumluluk gerektiren bir insanlık ve toplum hizmetidir. Dolayısıyla, dün olmadığı gibi, bugün veya yarın aktif siyasete dönme gibi bir kişisel planım, ileriye dönük yönlendirme veya talebim olamaz.
DP’nin elçileri boşuna mı hevesleniyor?Dava arkadaşlarımla paylaştığım millete hizmet inancı, benim için bir onur sürecidir. Ülkem ve partim tarafından hizmetime ihtiyaç duyulması halinde, doğru zamanda bunu birlikte değerlendirmek ve şekillendirmek sorumluluk anlayışımın gereğidir.
O gün geldi mi?Bugün kesinlikte o gün değil. Genel başkan etrafında kenetlenmek ve tabandan tavana iktidar projesini örgütlemek gerekiyor.
Ülkemizin bu bulanık ve puslu görüntüsünü aşmak, herkese daha fazla demokrasi, güven ve refah getirmek, milleti bölünmüşlükten kurtarmak, ülkeyi ileriye taşımak yine Kırat’a düşüyor.
Bu beraberlik ruhu, milletin hasretle beklediği Kırat’ı hayallerin ötesinde şaha kaldıracak.
Çiller’in beyaza düşkünlüğü
Ozan Güzelce salonun farklı yerlerinde Çiller’le birlikte fotoğraflarımızı çekerken, “Sayın Başbakanım beyaz çok yakışmış” diyor. “Beyaza düşkünlüğünüz ne zaman başladı?” diye soruyorum. Malum DP Genel Başkanı Süleyman Soylu Türkiye’yi “Beyaz Yürüyüş” sloganıyla dolaşıyor.
“Üç yaşımdan beri” diyor hiç düşünmeden, “Ne demek olduğunu biliyorsunuz değil mi?” sorusuyla da devam ediyor: “Annem bana ‘Zürefanın (Arapça kökenli ‘zarif’ sözcüğünün çoğulu) düşkünü, beyaz giyer kış günü’ derdi.”