Türkiye’nin siyasi gündemi CHP Kurultayı’na kilitlenmiş durumda. Üretilen her türlü belge ve fikir bu hafta sonu yapılacak Olağanüstü Kurultay’a işaret ediyor.
22 Mayıs 2010’da gerçekleşen 33. CHP Olağan Kurultayı’nda Genel Başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bu kadar kısa sürede partiyi yeniden tanımlayacak bir kurultaya gitmesi, başta “çarşaf” ve “blok” liste tartışmalarını alevlendirdi.
Çok da su yüzüne çıkmayan, ancak derinden derine süren bir başka tartışma da, 80 kişilik Parti Meclisi’ne (PM) kadın ve gençlik kesiminden girecek üyelerin oranıyla ilgiliydi.
CHP kadrolarından isimlerle bu konuyu konuştuğumda, “Kılıçdaroğlu, kadınların ve gençlerin yüzde 40 oranında katılmasını hedefliyor” diyorlar.
CHP tüzüğüne göre il ve ilçelerde, parti organlarında, kadınların yüzde 25 temsili öngörülüyor. Ancak tüm illerde bu oranın tutturulmadığı biliniyor.
CHP Genel Merkezi, illerdeki kadın kurultay delegelerine “Kadınları kurultaya davet edin” mesajı gönderdi. 20 bin kişilik kurultay salonunda, kadınların görünür olması isteniyor.
Bu durum PM’den sonra “milletvekilliği” gözleyenler arasında tedirginliğin artmasına da yol açıyor.
Nedeni çok basit: Her yeni yükselen “kadın” ve “genç” üye, kendisini oraya “herkesten çok layık” bulan bir erkek veya kıdemli bir siyasetçinin yerini alacak.
İktidar savaşına alet ediliyor
Geçtiğimiz günlerde tanık olduğum bir olay, “kadın” ve “öteki” meselesinin nasıl da aynı iklimde sorunsallaştığını gösteriyor.
Bundan üç yıl önce Anadolu’nun 30’a yakın ilinden gelen kadın girişimci örgütlerinin temsilcileri, “Anadolu Girişimci İş Kadınları Dernekleri Federasyonu”nu (AGİFED) kurmuşlardı.
AGİFED’in ilk başkanı Diyarbakır’dan Nilüfer Baran’dı.
Baran geçtiğimiz mayıs ayında istifa etti, yerine Tunceli’den Fidan Aydın seçildi. Bal üreticisi Aydın, 22 Eylül’de Tunceli’de “Kırsalda Kadın Girişimciliği” paneli düzenlemişti.
Tunceli’deki panele Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte gelen heyetin içinde TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner de vardı.
Konuklara Tunceli Valiliği’nin kurdurduğu “Dersim Spor”un formaları hediye edildi, Boyner konferans sırasında yaptığı konuşmasına “Dersim’e gelmekten mutlu oldum” diye başladı.
Bakan da, Vali de, Belediye Başkanı da bu konuşmayı alkışladı.
Panelin ruhundan etkilenen Aydın, sonraki günlerde AGİFED’e attığı bir mesajı, “Dersim’den sevgilerle” dileğiyle bitiriyor.
O Diyarbakırlı başkan ve diğerleri bir olup Aydın’a; “Vay sen nasıl Tunceli’ye Dersim dersin; Dersim diye bir yer mi var” diye veryansın ediyorlar.
Kadınlar yüzde 33 istiyor
Bugün Fidan Aydın bana bir mesaj daha göndermiş. Diyor ki; “CHP Genel Merkezi’ne, Meclis’te kadın siyasetçilere yüzde 33’lük kota uygulanması talebimizi illettik. AK Parti ve diğer partilere de bu mesajımızı taşıyacağız...”
CHP bu kurultayda seçilecek Parti Meclisi’ndeki isimlerle “değişimin” sesini iki yönlü verecek:
Bir, PM’ye seçilenlerin içinde kadın ve gençlik kesiminden gelenlerin oranını yüzde 40’lar seviyesine çıkararak...
İki; Alevi ve Kürt politikasında demokratik tavır sergileyenleri, eleştirilere “ilahlara kurban” etmeyerek...
Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı ile CHP’yi “Kürtçü ve Alevici” olarak nitelemek, yeni bir hizip türünü ortaya çıkarıyor.
Adını veremem ama üst düzey bir partilinin, özel bir sohbette sarf ettiği “CHP, Alevi ve Kürt partisi oldu” ifadeleri, Karadenizli küçük bir işadamı topluluğu ile yaptığımız sohbete yansıdı.
Bu “saptamaya” Karadenizli işadamları ciddi biçimde itiraz ettiler.
Kaldı ki içlerinde CHP’li de yoktu...
Alevilerin “Atatürkçü” olmadığı gibi yoruma varmak ne kadar zorlama olursa, CHP’nin de “Kürt siyasetçilere” kapalı bir parti olduğu izlenimini yaygınlaştırmak da o kadar tehlikeli.
Karadenizli ve kadın başkan
İstanbul il başkanlığı söylentileri bu yazıda kurduğum “öteki” denklemine iyi oturuyor. Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav döneminde atanan İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek’in yerine, Karadenizli ve kadın bir il başkanı arıyormuş.
Bu “kriterlere” uygun isim olarak herkesin aklına tek birisi geliyor: Aylin Kotil.
CHP geleneğinden gelen Aylin Hanım’ı anlatmaya burada yerim yetmez. Ancak şunu söyleyeyim ki; CHP kurultayı, “ötekileri” merkeze taşıma potansiyelini boşa çıkarmamalı.
