Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Can Kıraç, birkaç yıldır üzerinde çalıştığı kitabında, fikirlerine ve deneyimlerine önem verdiği iş adamlarıyla yaptığı söyleşilerden örnekler veriyor. Kıraçın, "Patronlardan Gençlere Öğütler" yazısında yer alanlar... Başkent Üniversitesinin kültür yayını "Bütün Dünya"nın bu sayısında, Koç Topluluğundan emekli olduktan sonra, ikinci hayatının ürünleri ile de gündemimizi dolduran Can Kıraç, yeni kitabını anlatıyor. "Ticaret lisesindeyken müdürümüz Şevket Süreyya Aydemir okulun açılış gününde "Sakın memur olmak için okumayın, işadamı olun. Museviler boyunlarında iğne iplik satarak işe başlarlar ve milyarder olarak ölürler" demişti. İstanbulda kalıp iş yapmak olmaz. Geleceği Anadoluda arayın. Karar vermeden önce yapabilirlik hesaplarına önem veriniz. Başkalarını kopya etmeyiniz. Hazır mala konanlar, arkasını getiremezler." Tevfik Ercan: "Baudlairein bir şiiri vardır: Sıkıntı koleradan daha kötü bir afettir(!) der. İşinizden heyecan duyun. Hızlı olun. Dünya çok hızlı ilerliyor, ayak uydurun. Obsiyon - yeğleme hakkınızı kullanmayı öğrenin. Bu yetenek, fırsatları değerlendirmenize yardımcı olur. Dürüst olup, karşı tarafın çıkarlarını da kollayın. Dürüstlük, yalnız ahlaklı olmak için değil, menfaatiniz gereğidir." Fuat Süren: "En değerli diploma hayat diplomasıdır. Yaşamda ne ekersen, onu biçersin. Bazen batar, bazen çıkarsın. Tüm bunlar senin sorumluluğundur. Devamlı okumalı, danışmalı, yeniliklere açık olmalısın. İnsanın kendi kendine yaptığı kötülüğü, yedi cihan bir araya gelse yapamaz. Bu gerçeği asla unutmamalısın. Yaşamda en az hata yapanlar, çok çalışanlar yüksek makamlara tırmanır." Selçuk Yaşar: "Kızlarımız güzel eğitim yapıyor, evlenip evlerine kapanıyorlar. Bu büyük israf. Gençliğimizi üretkenliğe çok geç sokuyoruz, uzun yıllar okullarına gidiyorlar, yaşama atılamıyorlar. Meslek okulları çoğalırsa, gençler yaşama çabut atılacaklar. Patron birlik ve beraberliği sağlayan lider olmalı. Profesyoneller şirket kâr etti diye rehavete kapılmamalı. İşi sevmek, başarının yarısı." Mazhar Zorlu: "Serbest çalışacaksanız, büyük bir işe girmeyin. 5 - 10 kişilik küçük bir şirkette çalışırsanız, hem muhasebeden anlarsınız, hem işçi ile igiliniz olur, hem müşteri ile konuşursunuz. Sermayeniz yoktur ama sizde bir cevher vardır, o zaman küçük, patronla yönetilen bir şirkete girin. Bir süre sonra patron size belli bir pay veya pirim verir. Büyük bir kuruluşa girip, merdivenleri yavaş yavaş çıkmayı düşünüyorsanız; burada savaşım vardır. Bazen hakkınızı yerler, torpil işler. Eşit koşullarda, patronla temas edene, olanak verilir. Vitrininize önem verin. Kendinizi amirinize, patronunuza anlatmalısınız. Hiçbir zaman kendinizi öne çıkartıp savunmaya geçmeyin, eleştirilere ve yeni fikirlere açık olun." Üzeyir Garih: "Gençler ileride nereye gelmek istediklerini bilmelidir. Ücretin miktarından önce, temel oluşturacak şeylerin öğrenilebiceği bir kuruluşun seçilmesi önemlidir. Oğlum Amerikada üniversiteye kabul edildiğinde, orada 4 yıl boyunca harcayacağı parayı toplu olarak verdim. Parayı kendisi yönetsin istedim. Yurda geliş - gidiş, giyim için bizden bir şey talep etmemesini söyledim. Belirli bir bütçeyle yaşamasını öğrenmeyi, ucuz uçak bileti bulmasını, pazarlığı öğrenmesini istedim."Burada isimleri yazılı işadamları, hayatlarını hep "en doğru işleri" yaparak geçirmemiş olabilirler, eleştirebilirsiniz; ancak hepsinde bir ortak nokta var ki, birçok insan bulundukları yeri hayal etmekte zorlanırken, onlar hedeflerine ulaştılar. syilmaz@milliyet.com.tr Hüsnü Özyeğin: