Gerek Dışişleri Bakanı Ali Babacan, gerek Irak Türkiye Özel Temsilcisi Murat Özçelik, “Türkiye’nin Irak’taki görünürlüğünü artıracağız” ifadesinin altını çiziyor.
Türkiye’nin Irak’ta görünen yüzü, iş dünyasıydı.
2003’te Amerika’nın Irak’a girmesiyle birlikte Türkiye’nin askeri ve politik alanda geri durmasından bağımsız olarak, iş dünyası Bağdat ve Irak Kürt Yönetimi ile iş bağlantıları kurmaktan çekinmedi.
Bağdat’ta doğrudan Amerikan işverenlerinden, Kuzey’de de Barzani ve Talabani yönetimlerinden ihaleler aldılar.
Habur Gümrük Kapısı’ndan Irak’a milyarlarca dolar ihracat gerçekleşti.
Elektikten suya kadar her türlü ihtiyaç maddesinin ilk tedarik durağı Türkiye oldu.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ın da vurguladığı gibi, Türkiye’nin Irak’taki ikinci durağı Basra olacak.
Kuzey ve Güney
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in “naif” görüntülerle geçen Türkiye gezisinin politik ayağını David Miliband’ın, meslektaşı Babacan ile temasları oluşturuyordu.
Miliband, Türkiye ile İngiltere’nin Irak’ın Basra bölgesinde yeni işbirliği alanları geliştirmesine işaret ediyor; Babacan da bu yöndeki iradeyi destekliyordu.
Murat Özçelik’in Irak’a yaptığı son ziyaretin de mesajı aynı yöndeydi: “Türkiye, Basra’da bayrağını dalgalandıracak!”
Türkiye’nin Basra’da başkonsolosluk açmak istemesi, Kuzey’deki beklentiyi de artırıyor.
Türkiye, Irak’ın Kuzey bölgesinde Musul’da konsolosluk açmıştı. Musul’a, güvenlik sorunları nedeniyle ulaşılamıyor.
Erbil’de İngiltere, Amerika, Almanya, Fransa ve Rusya’nın da içinde olduğu 14 kadar ülkenin konsolosluk girişimi bulunuyor.
Basra projesini, TOBB’un 2007 yılının son aylarında ABD’ye yaptığı bir gezide gündeme getirmişti.
Miliband örnek göstermişti
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İsrail-Filistin hattında kurdukları “Erez Serbest Sanayi Bölgesi” gibi, Basra’da da aynı adımın atılacağını söylüyordu.
Miliband 2007 Kasım ayında Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir konferans veriyor ve uluslararası yakınlaşmalara Erez girişimini örnek gösteriyordu.
Tamam, belli oldu; Türkiye Irak’ta yalnızca Amerika ile çıpa belirlemeyecek, İngiltere ile de strateji geliştirecek.
Bundan daha normal bir hareket de olamaz. Irak’ın bütünlüğü ne kadar “tekil” bir durum olarak masaya konsa da yarın Irak’ta üçlü bir yapının oluşmayacağını kimse garantileyemiyor.
Şiilere karşı Sünni atağı
İngiltere hükümeti, Basra’da atılacak adımlarla, Kuzey’deki (Erbil) Kürtlerin, merkezde (Bağdat) Sünniler ve Güney’de (Basra) Şiilerle ortak hareket edebileceği iddiasında.
Böylelikle Amerikan-İngiliz güçlerine direnen Şiilerin, İran’a bağımlılığın da azaltılması hedefleniyor.
Basra, 250 milyar varil petrol rezerv tahmini yapılan Irak’ın, Kuzey’den sonraki en büyük petrol bölgesi.
Zenginleşmenin sürdürülebilir olması için ilk tetiklenecek ülke Türkiye gibi duruyor.
İngiltere’nin Kraliçe üzerinden verdiği “başı örtülü Türkiye” fotoğrafı, Şiilere karşı iyi bir Sünni silahı.