Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugünlerde devlet adamlarının karşılaşmalarını, Wikileaks internet medyasının “sızıntılarından” bağımsız okumak mümkün olmayacak.
29 Ekim’de ortalığa saçılan Wikileaks belgelerinden sonra ilk resmi temas, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında yaşandı.
Aliyev ile Gül bu görüşmede kucaklaşarak Wikileaks depreminden, sağ-salim çıktıkları görüntüsünü verdiler.
25 Şubat 2010 tarihli Wikileaks belgesinde, Aliyev’in ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bill Burns ile yaptığı görüşmenin detaylarına yer verilmiş ve burada Azerbaycan’ın Türkiye’nin enerji üssü olmasına itirazları dile getirilmişti.
Azerbaycan belgelerin yayımlanmasından hemen sonra bu iddiaları reddetti.

Pazarlık 2 yıl sürdü
Wikileaks belgelerinde; Aliyev’in, Ermenistan sınır kapısını kapatarak, Dağlık Karabağ sorununa destek veren Türkiye’nin, “yapıcı bir tutum” sergilemesi durumunda gaz geçiş anlaşmasını yapılabileceği ifade ediliyor.
Filmi geriye sarıp, Azerbaycan-Türkiye arasında yenilenen doğalgaz anlaşması sürecini gözümüzün önünden geçirelim...
Türkiye, Azerbaycan’dan 6 milyar metreküplük doğalgaz almak için 2 yıl pazarlık yürüttü.
Bu süreçte, Türkiye’nin Ermenistan politikası Azerbaycan medyasında gündemin birinci sırasında yer aldı.
Aynı günlerde gerçekleşen Aliyev’in Rusya ziyareti, Türkiye’ye bir mesaj olarak yorumlandı.
Aliyev Moskova ile 2010 yılı başından itibaren, yıllık 500 milyon metreküp doğalgaz satışı anlaşması imzaladı. Bu miktar küçüktü, ancak mesajı büyüktü.
Geçtiğimiz haziran ayı başında İstanbul’da bir araya gelen iki ülkenin liderleri, 2008 yılına kadar 120 dolar olan Azeri gazının fiyatını, piyasa koşullarına göre güncellediler!

Aliyev boykot etmişti
2009-2010 arasında Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine bakarsak; Wikileaks’in belgelerinin nerelerden ilham aldıklarını anlayabiliriz.
2009 yılının ortalarında Başbakan Erdoğan’ın eşbaşkanlığındaki “Medeniyetler İttifakı Zirvesi” ve Harp Akademileri’ndeki “Enerji Güvenliği Sempozyumu” yapıldı.
Türkiye’nin Ermenistan ile yakınlaşmasına kızan Azerbaycan, İstanbul’da düzenlenen bu iki “resmi” etkinliği de boykot etmişti.
Buna karşılık, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 12. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Azerbaycan’ı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov ile Meclis İkinci Başkanı Valeli Aleskerov temsil etmişti.
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki gergin günleri TV izleyicileri yakından hatırlarlar. Bakü’den gelen milletvekilleri ile yapılan tartışmalar günlerce sürmüştü.

Maça niye gelmedin?
Azeri-Türk ekonomik ilişkileri bu siyasi gerginlikten çok da etkilenmedi. Mesela IC İbrahim Çeçen Grubu, Bakü’de 1.5 milyar doların üzerinde taahhüt işi aldı.
Tekfen, Şahdeniz’in önde gelen müteahhitlik işlerini üstlendi.
Azeri petrol şirketi Socar ile Türk firması Turcas Enerji, Aliağa’da 4.5 milyar dolar yatırımla rafineri kuruyor.
13. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni hazırlayan Marmara Grubu Başkanı Akkan Suver, “Mayıs ayında planladığımız toplantıyı seçimler nedeniyle nisan ayına çektik. Azerbaycan’dan, Aliyev’in yardımcısı Hasanov gelecek“ diyor.
Wikileaks belgelerini sorduğumda ise, Türk milli takımının karşılaşmalarını hatırlatan Suver; “Azerbaycan, Türkiye’ye karşı çok hassas. Özellikle Ermenistan politikasında kendilerini oyunun dışında görüyorlar. Gül, Erivan’da maç izlemeye gitti. Ancak Bakü’de oynanan (12 Ekim 2010) Euro-2012 Avrupa Şampiyonası eleme maçına kimse gitmedi” yanıtını veriyor.
Wikileaks yazsa da, yazmasa da durum budur: Buzlar kırılırken, fazla ses çıkıyor!