Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uluslararası kamuoyunun tepkisini aza indirmek için iş dünyasının ipine sarılıyor.
Batı’nın “yalnızlaştırdığı” İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’dan sonra, Darfur’da soykırım uygulamakla suçlanan Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’i  ağırlayacak olan Gül, vitrine “ekonomik işbirliğini” çıkarıyor.
İş dünyası, uluslararası toplumun Ahmedinecad ve El-Beşir ziyaretine yönelik eleştirilerine, adeta “kalkan” görevi görüyor.
Gül’ün himayesinde gerçekleşen ve 20 Ağustos’a kadar sürecek “Türkiye-Afrika İş Forumu” iki gün sürecek.
Enerji ihalelerinden, tarıma kadar çok yönlü görüşmelerin yapılacağı oturumlara; çarşamba günü Gül’ün başkanlık edeceği “çalışma kahvaltısı” noktayı koyacak. 

Çin ve ABD kuşatması
Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Forum’u açarken, Dışişleri Bakanı Ali Babacan da 43 Afrika ülkesinden gelen konuk bakanları ağırlıyordu.
Afrika Birliği; 2005 yılında İngiltere’nin önderliğinde AB, 2006’da Çin, 2008 Mayıs’ın da ise Japonya ile ekonomik işbirliği imzaladı.
Türkiye, Afrika’nın 4’üncü iş ortağı olmaya aday ülke.
Afrika ile dış ticaretin 2008’in ilk 7 ayında, 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 55 oranında artarak, 13 milyar dolara ulaştığını söyleyen Tüzmen, 2012 yılı hedefini koyuyor: 50 milyar dolar.
Kişi başına geliri ortalama 1000 dolar olan Afrika’nın, “El değmemiş bir kıta” olduğu vurgusu yapılıyor.
Petrol-gaz rezevlerinin yanı sıra, geniş sulu tarım alanları ve değerli madenleri bulunan Afrika’da, “güvenlik” ile “finansman” en büyük sorun.
Çin ve ABD, bu iki büyük sorunla mücadelede önde gidiyor.
DEİK Genel Sekreteri Ufuk Yılmaz, “Afrika kıtasında her 100 petrol kuyusundan 98’ini Çin açıyor. Enerji projelerine finansman sağlayan Çin, ayrıca ülkesinden getirdiği binlerce kişiyle güvenlik ordusu kuruyor” diyor.
ABD ise kıtaya “Africon” adıyla askeri komutanlık kuruyor. ABD bu yoksul kıtaya, yurt dışındaki en büyük askeri üssünü yapmak için harekete geçiyor.

Türk çiftçisi Uganda’da
Türk yatırımlarının “Sahra altı” olarak isimlendirilen Orta Afrika’ya indiği söylenemez.
Afrika ile Türkiye arasında 19 milyar dolara ulaşması beklenen dış ticaret dengesini, Nijerya ve Cezayir’den yapılan sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatı  kuruyor. Türk müteahhitleri 1970’lerde gittiği Afrika’da toplam 20 milyar dolarlık iş bitirdi. Geçen yıl ise 6.6 milyar dolarlık kontrat imzaladılar.
Sudan ve Etiyopya’daki yatırımlar dikkat çekiyor. Etiyopya’nın en büyük yabancı yatırımını Ayka Tekstil’in sahibi Yusuf Aydemiz yaptı. Eylül ayında açılacak tekstil fabrikası 150 milyon dolara mal oluyor.
Sudan’da, Yapı Merkezi ve GAP İnşaat bölgenin konut ve alt yapı yatırımlarında öne çıkıyor.
Delta Petrol’ün sahibi Mehmet Habbap da Sudan’dan petrol ve yük taşımacılığı yapıyor.
Hint Okyanusu’nun romantik adaları Maldiv’i keşfeden ilk Türk turizm yatırımcısı ise Aydeniz Group. Burada 50 bungolov inşa ediyor.
Anadolu çiftçisi de Sudan’da susam, Uganda’da şeker kamışı üretiyor.
Dünya devlerinin kayıtsız kalmadığı Afrika’ya, “El değmemiş kıta” demek bana zor geliyor. Devler finansal ve askeri kuşatmayı bitirmişler. Türkiye, “Halkların dayanışması” sosuyla yeni bir ittifaka talip.