Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mektuba gelen destek mesajlarının sayısından çok, temsil ettikleri "makamlardan" ve "ünlerinden" etkilendim.Siyaset, iş, sanat ve akademi dünyasından isimler bu mektuba "imza attıklarını" iletiyor, işadamını "cesaretinden" dolayı kutluyor."Üreten ve düşünen insanların sesi diye okuduğum" mektupta 77 yaşındaki petrol mühendisi Prof. Köksal, Başbakan'a "Ülke bölünüyor" uyarısında bulunup, "Diyalog yapmaya çalışın, sinirlerinize hâkim olun! Kadrolaşmayın!" diyor, Türk düşünürü Edebali'den örnekle eleştirel seslere kulak vermesini tavsiye ediyordu."Başbakan'a açık mektup" üzerinden çok geçmedi ki, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç da duyduğu endişeleri, "ekonominin diliyle" Arçelik toplantısında gündeme getiriyordu.TÜSİAD, TOBB ve TİM gibi kurumlardan sonra tek tek işadamları da kaygılarını artık kamuoyunun önünde dile getirme gereği duyuyorlar. Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güntekin Köksal "Başbakan'a açık mektup" yazıp, bu köşede yayımlanması için bana göndermişti; pazar günü sizinle paylaştım. TOBB, ETÜ öğretim görevlisi Abdüllatif Şener, Köksal'ın mektubunu "en iyi" anlayanlardandı; nedeni anlattı:"TOBB camiasında bulunmam nedeniyle iş kesimlerinin endişelerini biliyorum. Odalar ve ticaret borsalarda siyasetteki gerginliğin ekonomiyi olumsuz etkileyeceği endişesi hakim." Şener Antalya'da söylediği "Öfke hitabet sanatı olamaz" eleştirisini hatırlattığımda, "Hocalık yapmak için siyasetten ayrıldım ama kimse izin vermiyor, Türkiye'nin her yerinden konferansa çağırıyorlar" diye de ekliyor.Erdoğan'ın tepkilere toptan yanıtı gibi duran "Seçkinci zümrelere sabrediyoruz. Herkesin biz kabullenme mecburiyeti yok" açıklamasını hatırlatan Şener, "Bu şu demek oluyor sanırım: Seven sevsin, sevmeyin sevmesin! Yani bu güne kadar sevenler boşuna mı sevdi? Hiç önemi yok muydu?" sorularını yöneltiyor.Şener, AB üyeliği, demokratik açılımlar beklentisi ile kendisini destekleyen aydınlarla bağını koparan AKP'nin içinde bulunduğu durumu "Son anketlerde AKP'nin oy oranı yüzde 50'lerde. Aydınların eleştirilerini seçmenin yüzde 1'i duymadı bile" cümleleriyle anlatıyor. "Siyaset sokaklar, köyler, varoşlar ne diyor, ona bakıyor" saptamasını yapıyor. Endişe hâkim İş çevrelerinin eleştirilerinin AKP içinde veya siyasette bir karşılığı var mı?Şener'in yanıtı "Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?" sorusunun da önünü kesiyor:"Buna bağlı olarak parti içinde bir gelişme görmüyorum, buna bağlı olarak siyasette de arayış görmüyorum. İnsanlar sakin ama ülke adına olumsuz bir şey çıkar mı diye düşünüyorlar."Şener'den de "Başbakan'a açık mektup" gibi sözler dökülüyor:"Toplumda aydının yazdıklarının, söylediklerinin itibarı vardır. AB'ye üyelik sürecine ve demokratikleşmeye destek oldular. Bu tutumları, AKP'nin toplumda olumlu algılanmasına katkı sağladı. Siyasi iktidar güvene dayalı bir yerdir. Toplumun tüm kesimlerinin güvenini almalı. Bir kısım oylarla gelinse bile her şeyden önce oraya gelişe destek olan, olmayan herkesin ifade edildiği bir yerdir.Seçim öncesi başlayan, seçim sonrası devam eden kutuplaşma var mı yok mu? Var. Ülke içinde ve dışında ekonomik göstergelerde kırılma var mı? Var. Bu durum kaygılandırıyor. Etrafını saran gündem ve bakışla olaylara yaklaşmak yanıltıcıdır. Herkesin kuşatılmış bir alanı vardır. Muhatap olduğu çevre farklıdır."Ülke gündemi ile parti gündemi örtüşene kadar bu mektuplar iade-i taahhütlü olacak gibi... syilmaz@milliyet.com.tr Arayış görmüyorum