Küresel ekonomik krizi konuşa konuşa yılı tükettik; finans piyasalarına güven veren, tüketicinin ve üreticinin “içini rahatlatan” önlemler bir türlü gelmedi.
Bu duruma sevinelim mi, üzülelim mi; bilemedim.
Üzüleceğimiz yerler olduğunu biliyorum da, bir de madalyonun öbür tarafını göstermeye çalışıyorum.
Oduim Otelleri’nin sahibi ve Rusya’dan Türkiye’ye yüksek sayıda turist getiren ilk üç şirketten biri olan Oti Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş’ın sözleri “bıçağın kemiğe” dayandığını gösteriyor:
Hükümeti uyarıyor Bektaş:
“Turizmdeki sorunun kaynağı, küresel kriz değil, sektörün kendi hataları, son üç yıldır yapılan yanlışlardır. Sermayesiz yola çıkıp banka kredilerine saldırdılar. Bunu yapanlar zorda ise suç krizde mi, yoksa plansız programsız yatırım yapmalarında mı? Nasıl olsa dolar diye uçaklarla anlaştılar; uçaklar ille dolsun diye de fiyatları aşağı çektiler. Bazı tur operatörleri rakiplerini ekarte etmek için otellere abartılı taahhütlere girdiler. Öte yandan aynı firmalar Türkiye’de oluşturdukları finansmanla Yunanistan’a, Tayland’a yatırım yapmaktan çekinmediler. Şimdi krizi bahane edip “Kurtar bizi devlet baba” diye bağırıyorlar. Başbakan’a gidip kendi için 100 milyon dolar talep edenler son üç yılda, monopol oluşturmak için attıkları adımların cezasını çekiyorlar.”
Oteller bankalara geçti
“Aman” diyor Bektaş, “Aman devletin elindeki sınırlı kaynağı bu aç gözlülere kaptırmayın!”
Beştaş’ın sözlerinin adresini bulmak istedim, hiç zorlanmadım.
Karşıma Oti ile aynı alanda rekabet eden bir turizm grubu çıktı.
Grup yöneticileri gazetelere röportajlar vermişler:
“Banka (Türkiye’deki bir banka) bize 90 milyon dolar kredi verdi, yatırım yaptık. Yurt dışı operasyonlarımızı geliştiriyoruz.”
Bektaş, “Turizm çok iyi giderken, dünyada para bolluğu yaşanırken şirketlerini yönetemeyenler, bu krizde nasıl başarılı olacak?” diye de bir soru sormayı ihmal etmiyor.
Asıl endişe ortada.
Antalya’da çok sayıda 5 yıldızlı otel bankaların portföyüne girdi. Turizm sektörünün bankalarda 500 milyon dolar riski bulunduğu tahmin ediliyor .
Turizm pazarı küçülecek.
Desteği tanıtıma verin
Türkiye, dünyada yüzde 10’ların üzerinde küçülme beklenen turizm sektöründen yüzde 1-2 oranında küçülmeye çıkabilir mi?
Bu soruyu “Evet ” diye yanıtlayanların sayısı hiç de az değil.
Rusya’nın talebinin önemli oranda düşmeyeceğini düşünüyorlar. Bundan önce yılda iki kez tatile çıkanlar, izin sürelerini uzatıp bir kez çıkabilir. Talep Türkiye’ye yöneltilebilir.
Ruble ve dolar arasındaki kur farkının dolar lehine artması turizmde fiyatı pahalı hale getirebilir. Mart ayında duruma göre fiyatları biraz düşürebilirler. Turizm ve Kültür Bakanlığı tanıtıma ayrılan payı 110 milyon dolardan 100 milyon YTL’ye düşürdü.
Sektörün paraya en çok ihtiyacı olduğu yer dış tanıtım.
2009’da tanıtım fiyaskosu ve torpilli şirkete “kredi” kıyağı olmamalı.
Hükümet bir an önce IMF ile anlaşmayı yapıp sektörel ve yapısal ekonomik önlemleri açıklamalı. O zaman özel sektör de bulduğu aralıktan devletin kasasına sızamayacağını bilir!