15 Temmuz darbe girişiminin öncelikli hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak olduğuna şüphe yok.
O gece cüret edilen işin boyutlarını en iyi kavrayan isim olan Erdoğan, önce darbe girişiminin önlenmesinde en kritik adım olan “vatandaşı sokağa çağırma” çağrısını yaptı.
15 Temmuz şokunun atlatılmasının hemen ardından da, bir yandan devlet mekanizmasında onarıcı tedbirlerin alınmasını sağlarken diğer yandan darbecilerden hesap sorulması için yürütülen çalışmayı organize etti.
Darbe girişiminin üzerinden 20 gün geçti.
OHAL kararının ardından çıkarılan kanun hükmündeki kararnameler (KHK) yoluyla başta TSK olmak üzere devlet aygıtının temel direklerinin yeniden yapılanmasında radikal değişiklikler gerçekleştiriliyor.
Başbakan Binali Yıldırım ve ilgili tüm bakanlar emir-komuta zinciri, askeri okulların kapatılması, FETÖ’cülerin kamudan temizlenmesi başta olmak üzere yapılan düzenlemeleri kamuoyuna dört bir koldan sürekli anlatıyor.
Erdoğan da olayın ciddiyetinin ve genel resmin bütün çıplaklığıyla görülmesini sağlamaya çalışıyor.
Devletin birliğini temsil eden, başkomutan sıfatını taşıyan Erdoğan’ın izlediği program ve açıklamalarıyla bir cumhurbaşkanının böyle bir dönemde üzerine düşen ne varsa yaptığına kuşku yok.
Bunun içine, darbecilerin bombaladığı Meclis Başkanlığı ya da Özel Kuvvetler Komutanlığı’na yapılan ziyaretleri de yabancı yatırımcılarla bir araya gelmeyi de sayabiliriz. Cumhurbaşkanı bir yandan badirenin atlatılmasında muhalefetle ve farklı toplum kesimleriyle aynı dili konuşmanın önemine uygun bir politika izliyor, diğer yandan sokaktaki vatandaşın kafasında oluşan soru işaretlerine samimi bir özeleştiriyle yanıt veriyor.
Yenikapı Mitingi’ne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılması yönündeki ısrarından ve “Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden dökememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Rabbimize ve milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin” ifadelerinden de bunu görüyoruz.
Erdoğan’ın önceki gün Genelkurmay Başkanlığı karargahına yaptığı ve 2.5 saati aşan ziyaret de bu genel tablo içerisinde değerlendirilmeli. Unutmamak gerekir ki 15 Temmuz akşamı, darbeci askerlerin ve helikopterlerin ilk hedefi Genelkurmay karargâhı olmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genelkurmay karargâhında bulunduğu saatlerde neler olduğu ve ziyaretin nasıl bir havada gerçekleştiğini aldığım bilgiler ışığında 3 başlıkta aktarabilirim.
Ziyaret moralleri yükseltti
Erdoğan’ın ziyareti, o gece üs olarak kullanılan karargâhta şu anda görev yapan komutanlarla, darbeci askerler arasına kalın bir çizgi çekilmesi anlamını taşıyor.
Dün aldığım bilgiler Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinin başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve olmak üzere komuta kademesinde dibe vuran morali toparladığı yönünde.
En yakın çalışma arkadaşlarının ihanetine uğrayan, komutası altındaki ordudan 157 generalin tutuklandığı Orgeneral Akar açısından ziyaret büyük anlam taşıyor.
Dün Genelkurmay karargâhından yansıyan hava, Erdoğan’ın uzun ziyaretinin karargâhta “moralleri yükselttiği” yolundaydı.
Dehşet anlarının görüntüleri
Cumhurbaşkanı’nın Genelkurmay ziyaretinde en sıcak saatleri 15 Temmuz gecesi karargâhta yaşananlara ilişkin kameralara yansıyanların görüntülerinin izlendiği dakikalar oluşturdu.
Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı’nın darbeci olmayan çalışma arkadaşlarının; ağızları, gözleri bağlanarak, ters kelepçeyle komuta katının merdivenlerinden aşağıya sürüklenerek indirilmesine, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın benzer biçimde derdest edilmesine ilişkin görüntüleri izledi ve o dakikalara ilişkin sorular yöneltti.
Görüntülerdeki en ilginç bölümlerden biri, darbecilere engellemek için Genelkurmay binasına giren vatandaşlara yönelik saldırı anıydı. Cumhurbaşkanı, komutanlık katına girmek için şifreli kapıları açmaya çalışan vatandaşların üzerine ateş açılması ve bir kişinin burada şehit olması, bazı vatandaşların yaralanmasına ilişkin Genelkurmay kameralarına yansıyan görüntüleri de izledi.
Cumhurbaşkanı’nın izlediği görüntüler arasında Genelkurmay Başkanı’nın karargâhtan nasıl çıkartıldığına dair kamera kayıtları da vardı.
Görüntüler izlenirken Akar yaşananları Cumhurbaşkanı’na dakika dakika anlattı.
Yapılanma için özel çalışma
Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasındaki ana gündem maddelerinden birini de TSK’nın yapısını değiştirmeye yönelik kanun hükmünde kararnameler oluşturuyordu.
Kuvvet komutanlıklarının MSB’ye bağlanması, emir-komuta birliği, askeri okulların kapatılması, GATA başta olmak üzere askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devri gibi TSK’nın yapısında köklü değişiklikler içeren KHK’ların uygulanmasının olası sonuçları konusunda Cumhurbaşkanı’nın yönelttiği sorular Orgeneral Akar tarafından yanıtlandı.
Başlatılan adli süreçler nedeniyle oluşan personel açığı, yeni yapılanmanın nasıl sorunsuz uygulanabileceği, askeri okulların kapatılmasının ardından asker yetiştirme konusunda izlenecek yönteme ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.
Görüşmenin bir gündem maddesi de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan gelişmelerin Güneydoğu’da yürütülmekte olan terörle mücadeleye olası etkileriydi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın KHK’ların nasıl sorunsuz uygulanabileceği konusunda bir çalışma başlattığı bilgisini aldım.
Bu çalışma hükümetin oluşturduğu yeni yapılanmaya TSK’nın adaptasyonu açısından da önem taşıyacak.