7 Haziran 2015 seçiminden sonra, MHP’nin HDP’li tüm formüllere kapıyı kapatmasıyla oluşan yeni siyasi iklim artık iyiden iyiye ete kemiğe büründü.
Ak Parti’nin 7 Haziran’dan sonraki makas değişikliği, 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere içeride ve dışarıda yaşananlar iki partiyi 16 Nisan referandumunda aynı hizaya getirmişti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kabulünü sağlayan iki parti, referandumda yüzde 49’lara ulaşabildiklerini gören “hayır” cephesinin bileşenlerine karşı yol ortaklığını sürdürmeyi tercih ettiler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüşmeleriyle yasal ittifak konusunda ilk adımlar da atıldı ve çalışmaları yürütecek komisyonlar kuruldu.
İttifakın bir tarafında geleneksel olarak milliyetçi oyların adresi olmuş, güçlü bir ideolojik kökten beslenen MHP, diğer tarafta da yine güçlü bir ideolojik mirasın taşıyıcısı olan, MHP’den farklı olarak, tüm kentlerden, tüm kesimlerden oy alan tek parti unvanını koruyan Ak Parti var.
Ak Parti, HDP ile birlikte Güneydoğu ve Doğu’daki Kürt oylarından pay alabilen iki partiden de biri.
Seçim sonuçlarını etkileyen tablo, Ak Parti’de, MHP ittifakının bu yönüyle de
MHP lideri Devlet Bahçe-li’nin önceki gün düzenlediği basın toplantısında Kasım 2019’da yapılacak Cumhur-başkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ı destekleye-ceklerini ilan etmesinin ardından gözler Ak Parti’nin vereceği tepkideydi.
Ak Parti’nin bu destekten memnun olduğuna kuşku yoktu, ancak kulislerde özellikle zamanlamanın doğru olup olmadığı konuşuluyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün hiç vakit kaybetmeden MHP liderine davette bulunarak açıkça zamanlamanın da doğru olduğunu ilan etti.
Görüşme bugün 16.00’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilecek.
Beştepe’deki zirveden çıkacak en önemli sonuç, kuşkusuz, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında hazırlanacak uyum yasalarının kapsamı konusunda iki partinin çalışmalara başlaması kararı olacaktır.
Uyum yasalarının en önemli başlıkları ittifak, baraj ve Hazine yardımı.
Bahçeli, ittifak formülünü bir süredir zaten dillendiriyor.
16 Nisan referan- dumunda kabul edilen anayasa değişikliğinin gereği olan 2019 seçimlerine ilişkin fayda-maliyet hesaplamaları çok önceden başlamıştı.
Referan- dumdaki “hayır” blokunda statik ve dinamik cepheler söz konusu.
Statik cephenin başında ana muhalefet partisi CHP yer alıyor.
Siyaset yapma tarzı konjonktürel olmayan bir çizgide ilerliyor ve “Erdoğan karşıtlığında” gündemi belirleme girişimlerinin uzun erimli olmasını sağlamakta zorlanıyor.
CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılması, bir süredir fırtına gibi esen belediye başkanları operasyonunun şimdilik son halkası.
Sözün başında; 3 cenahta 3 ayrı gerekçeyle yapılan operasyonların bir kakofoni yarattığını söylersek herhalde kimse itiraz etmez.
HDP’li belediyelere dönük kayyum operasyonlarının gerekçesi teröre destek.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonların gerekçesi daha çok yolsuzluk.
Ak Parti’deki operasyonun gerekçesi ise, “metal yorgunluğu.”
Muhalefet ne diyor; Ak Partili belediye başkanları istifa ettirilir ve haklarında hiçbir yasal takibat söz konusu olmazken, diğer iki cenahta işler görevden alma, uzaklaştırma ve yargı süreciyle devam ediyor.
Elbette gerekçelerdeki farklılık, süreçlerin yöntemlerinde değişikliğe neden olabilir.
Ama bu durum soru işaretlerini ortadan kaldırmıyor.
›› İran’da bir an önce istikrarın sağlanmasını arzu ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Rejimi seversiniz, sevmezsiniz ama İran’da yönetimler seçimle iş başına gelir. İran’da gösterilere iki kişi destek veriyor Netanyahu ve Trump” dedi...
›› Olası Afrin operasyonu için “Her şeyin bir zamanlaması var” diyen Çavuşoğlu, ABD ile vize krizi başta olmak üzere sorunların çözümüne yönelik temas grubu oluşturulduğunu, ABD heyetinin 23 Ocak’ta Türkiye’ye geleceğini kaydetti...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek 2017 yılıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Zorlu geçen 2017’de Türkiye’nin aktif dış politika izlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, kritik başlıklarda şu açıklamaları yaptı:
“2018’de siyaset sahne- sinde ne olur?” sorusunun yanıtını ararken iki temel başlık öne çıkıyor.
Bir; 3 Kasım 2019 olarak tarihlenen Cumhur- başkanlığı seçimi ile genel seçimin erkene çekilmesi olası mı?
İki; son gelişmelerin de etkisiyle 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı’na aday olur mu?
Gül, 2007’de Cumhurbaşkanı seçilememesi için kurulan kumpaslara karşı gösterdiği tepki de dahil olmak üzere itidalli, bin düşünüp bir konuşan yapısıyla Türk siyasetinde önemli isimlerden biri.
Ak Parti’nin ilk Başbakanı ve ilk Cumhurbaşkanı.
Bu özelliklerinden de önemlisi Ak Parti’nin kuruluşundan itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşı.
İlişkilerini “kardeşlik hukuku” ekseninde sürdürdüler.
ABD’nin ve diğer Batı Türkiye’nin hava savunma ihtiyacını karşılamaması nedeniyle Rusya ile S-400 anlaşması yapıldığını belirten Işık, bunun da sıkıntımızı gidermeyeceğini belirterek, “Türkiye için çözüm kendi hava savunma sistemini geliştirmesidir” dedi
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’la S-400 sistemlerinin alımı, Türkiye-ABD ilişkilerinin seyri, koordinasyon sorumluluğunu üstlendiği Doğu ve Güneydoğu’ya dönük projeler ve terörle mücadele konularında sohbet ettik.
Işık’ın değerlendirmeleri özetle şöyle:
S-400’LER: Bunun temelinde ABD’nin ve Batı’nın yani NATO üyesi ülkelerin, Türkiye’nin hava savunma ihtiyacını rasyonel şekilde karşılamaması var. Şu anda Türkiye’de NATO’nun iki tane hava savunma sistemi var. SAMP-T var İtalyanların; bir de İspanyolların Patriot’u var ama bunlar emanet, süreleri 6 aylık periyotlarda uzatılıyor. Türkiye’nin hava savunma sistemi ihtiyacı için rekabetçi bir fiyat ve teknoloji paylaşımını vermeyince Türkiye bu ihtiyacını karşılamak için Rusya’ya yöneldi. Bundan dolayı Türkiye’nin eleştirilmesi kesinlikle haksızdır. Ama ‘S-400 bizim bütün dertlerimize deva olacak, bütün sıkıntılarımızı giderecek’ diye düşünürsek o da yanıltıcı olur. Türkiye
Seçimlerin 2018 yapılmasını beklediğini belirten İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ne CHP ne Ak Parti ile herhangi bir ittifak arayışında olmadıklarını söyledi...
Cumhurbaşkanlığı için her partinin aday göstermesi gerektiğini belirten Akşener, “İkinci tura CHP’nin adayı kalabilir. Kaldığı zaman CHP’nin adayını destekleriz” dedi...
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.