Dünyanın en çok merak ettiği, Airbnb, Dropbox gibi girişimlerin çıktığı, Y Combinator Hızlandırma Programının 2021 kış dönemi demo günü geçtiğimiz hafta yapıldı. 32.si düzenlenen demo günü Zoom üzerinden gerçekleşti. Ben de, demo gününe katılan, Y Combinator Yatırımcı Grubuna dahil olan, Turkiye Girişimcilik Ekosisteminin yakından tanıdığı Duygu Öktem Clark’a izlenimlerini sordum.
Serkan Ünsal : YC Kış 2021 Demo Day genel olarak nasıl geçti? Ne tip girişimler vardı?
Duygu Öktem Clark: Çok uzun bir Demo Day oldu :) Bu Y Combinator’ın rekor sayıda startup mezun ettiği bir dönem oldu. Programa 350 startup katıldı ve bunlardan 319 tanesi Demo Day’de yatırımcıların karşısına çıktı. Her biri 1 dk icinde projesini anlattı. Sabah 9’da başlayan Demo Day akşam 17:30’a kadar sürdü. Biz yatırımcılar için de oldukça uzun ve yorucu bir gün oldu. Ben de 1 günde 319 girişim dinleyerek, kişisel rekorumu kırmış oldum :)
Sayı çok olunca, çok farklı alanlardan girişimler dinledik. Sayıca en çok olan B2B girişimlerdi, onu hemen arkasından SaaS girişimleri takip etti. Sonrasında ise en çok Finansal Teknolojiler ve Geliştirici Araçları (Developers Tools) alanında girişimler vardı. Geliştirici Araçları alanında çalışan startupların sayısının önceki dönemlere göre çok arttığını söyleyebilirim. Şaşırtıcı bulduğum nokta Yapay Zeka alanındaki startupların az oluşuydu. 319 şirketten yalnızca 24 tanesi bu alandaydı.
Serkan Ünsal: Bu dönemde seçilen girişimlerde pandeminin etkisi var mıydı?
Duygu Öktem Clark: 319 startup içinde Sağlık ve Biyoteknoloji alanlarındaki toplam startup sayısı 39. Bir önceki Demo Day de bu sayı 27 idi. Artış olduğunu söyleyebiliriz. Yine benzer sekilde Covid-19’un etkisiyle Eğitim Teknolojileri alanındaki popülerlik Demo Day’e yansıdı. Bu dönem eğitim alanında çalışan 17 startup vardı. Önceki dönemde bu sayı 9’du. Bence yine pandeminin etkisiyle daha da önem kazanan Finansal Teknolojiler alanında çalışan startupların sayısının arttığını görüyoruz. Bu dönem 59 tane startup bu alandaydı, bu sayı bir önceki Demo Day’de 21’di.
Serkan Ünsal : Amerika dışında en çok girişim Hindistan’dandı sanırım, bunu neye bağlıyorsun?
Duygu Öktem Clark: En çok girişim yine Amerika’dandı, yaklaşık %50’si. Bu dönem Hindistan’dan katılan startup sayısı 39, Latin Amerika’dan katılan startup sayısı 36 ve Avrupa’dan ise 32 idi. Latin Amerika ve Avrupa’daki (özellikle İngiltere) startupların sayısının çok arttığını görüyoruz. Bence bunun iki temel sebebi var. Birincisi pandeminin etkisiyle artık startuplar global pazarda yer almanın zorunluluğunu gördüler, dolayısıyla Amerika dışından daha çok başvuru geldi. İkincisi de Y Combinator özellikle son iki üç yıldır dünyadaki startup merkezlerini hedefe alıp, yoğun tanıtım calışmaları gerçekleştirdi. Bunun da meyvesini topluyorlar diye düşünüyorum.
Serkan Ünsal: Türk girişimciler de vardı sanırım, o girişimlerden bahsedebilir misin?
Duygu Öktem Clark: Bu dönem 3 tane Türk girişimci vardi. Bir tanesi laboratuarda et geliştirme üzerine çalışan bir startupın kurucu ortağı, bir diğeri şirketlerin güvenlik anketlerini çok kısa sürede tamamlamasını sağlayan bir startupın kurucu ortağı, bir diğeri ise yazılım ekiplerinin data odaklı şekilde daha verimli çalışmasını sağlayan bir startupın kurucusu. Türk girişimcileri görmek her zaman mutluluk veriyor, umuyorum sayıları daha da artacak.
Serkan Ünsal: Türkiye’de yok dediğin, Türkiye’deki girişimciler benzerini yapabilir dediğin girişimler, fikirler var mı?
Duygu Öktem Clark: Yazılım teknolojileri konusunda kaliteli insan kaynağımızın olduğunu göz önünde bulundurarak, Geliştirici Araçları alanında globale gidebilecek startuplar çıkartabiliriz diye düşünüyorum. Bir de fikirden ziyade, o fikri hayat geçirecek ekibin yetkinliği çok önemli biliyorsun. Buradaki en önemli konulardan biri, dünyadaki gelişmeleri daha yakından, günlük şekilde takip etme gerekliliği. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.
Serkan Ünsal: Son olarak senin favori girişimlerin var mı?
Duygu Öktem Clark: Ben bu Demo Day ekiplerinden 2 tanesine bu hafta yatırım yaptım, çok taze bir haber :) Biri medya şirketlerinin kod yazmalarına gerek olmadan, verileri görselleştirip interaktif şekilde, gerçek zamanlı görseller ve haritalar oluşturmalarını sağlayan, bu sayede etkileşimlerini en az iki kat artıran Los Angeles merkezli HiGeorge. Diğeri de, “dünyanın ilk DNA yazıcısı” olarak kendilerini tanımlayan, normalde 1-30 gün süren bu süreci 2 saate indiren ve Amerika, Çin, Avrupa ve Singapur’da patentleri onaylanmış olan Kilobaser. Bunlar dışında da 3 tanesi ile daha şu an görüşmeler devam ediyor, onlar da birkaç güne sonuçlanır.