Son çeyreğe ait büyüme rakamlarını incelediğimizde, tüketim ve yatırım kalemlerinde önemli daralmalar görüyoruz. Tüketim ve yatırımlardaki keskin düşüşün bir kısmını ağustostaki kur şoku sonrası ithal ürün talebindeki azalışla açıklamak mümkün. Ama olay salt bununla sınırlı kalsa büyüme rakamları etkilenmezdi. Çünkü tüketim kalemindeki bir birim azalma ile ithalat kalemindeki bir birim azalma birbirini götürürdü.
GSYH’nin yüzde 2.4 küçülmüş olması kur etkisinin ithal tüketim mallarına ilave olarak ara malı talebinde de bir düşüş yarattığını ve üretimin gelen olarak tüm kalemlerde azaldığını gösteriyor.
Bir malın arzı azalırsa fiyatı yükselir. Fiyattaki artış ise talebi azaltır.
Diyelim ki kötü hava şartları nedeniyle kayısı üretimi olumsuz etkilensin. Kayısı arzının azalması fiyatını artıracaktır. Yani eskiden kilosu 10 TL olan kayısı, şimdi 15 TL’den satılacaktır. Ancak fiyat artınca bu sefer kayısı talebi azalır. Ekonomide oluşan yeni denge noktasında daha az kayısı tüketilirken, fiyat daha yüksek olur.
Tüketimin etkisi
Türkiye ekonomisinin şu anda yaşadığı durum da benzer bir arz şoku.
Kurda yaşanan ani artışın üretim maliyetlerini artırması sonucu toplam arz hızla geri çekildi.
Fiyatlardaki artışın talepte gözle görülür bir daralma yaratması ise zaman aldı. Bunun sebebi ise 2017 sonrası dönemde uygulanan politikalarla potansiyelin oldukça üzerine çıkmış olan tüketimin sene başında halen yüksek seviyelerde seyretmesiydi.
Fiyatlar bir taraftan talebin potansiyel üzerine çıkması nedeniyle artarken, üzerine de kurda yaşanan gerginlik gelince, beklenen düzeltme hareketi, senenin ikinci yarısında oldukça hızlı bir şekilde devreye girdi.
Enflasyon ekonomideki otomatik fren mekanizmasıdır.
Eğer siz zamanında frene basmaz ve aracı son hızla götürmeye çalışırsanız, bir süre sonra ayağınızı gaz pedalından çekmeseniz de aracın hız kaybettiğini görürsünüz.
Ekonomide bu hız kaybını sağlayan mekanizma enflasyon kaynaklı talep düşüşüdür.
İdeal olan, otomatik freni devreye sokmadan aracın istikrarlı bir hızla seyrini sürdürmesidir. Ancak bunu yapamazsanız, o zaman araç hızınız iniş çıkışlar yaşayarak sarsıntılı bir seyir izler.
Yatırıma bakış
Peki son iki çeyreklik dönemde yavaşlayan Türkiye ekonomisi ne zaman hız kazanır?
Enflasyon yakın dönemde sağlıklı seviyelere dönmeyecek, gibi görünüyor.
Sene sonuna doğru birkaç puan geri çekilebilir ve bu da aracı bir parça hızlandırabilir. Ancak bir sene önceki hızımıza yakın dönemde ulaşmış olmayız.
Dövizde kur halen ağustos öncesi seviyelere dönmüş değil. Yatırımların makine ve teçhizat kaleminde yaşanan yüzde 26’lık daralma, ileriye dönük beklentilerin pek de iyi görünmediğine işaret ediyor.
Kredilerde hafif bir toparlanma başlamış olsa da bu toparlanmanın esas olarak kamu bankalarının vermiş olduğu kredilerden kaynaklanması sürdürülebilirlik konusunda bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Bu şartlar altından en kötünün geride kaldığını söyleyebilmek için bize biraz daha zaman gerekiyor.