Seçimleri geride bıraktığımız bu haftada piyasalarda seçim sonrası iyimserliği hakimdi. Borsa yükselirken TL dolar karşısında belirgin bir şekilde değer kazandı.
Aşağıdaki şekilde kırmızı çizgi döviz kurunu (sol eksen) mavi çizgi ise borsayı (sağ eksen gösteriyor). Seçimler sonrası her iki ekonomik göstergede görülen iyileşmeler dikkat çekici. 17 Aralık sonrası dönemi bir bütün olarak incelediğimizde, borsanın son dört ayın en yüksek seviyesinde olduğunu döviz kurunun ise ilk defa 2.20-2.25 bandının altına gerilediğini görüyoruz.
Bu iyimserlik neden?Seçim öncesi dönem tipik olarak belirsizliklerin daha çok telaffuz edildiği ve ekonominin önünü görmekte zorlandığı bir dönemdir. Belirsizlik ise yatırım kararlarının ertelenmesi, ekonomik aktivitenin yavaşlaması, güven endekslerinin düşmesi anlamına geliyor. Seçimler öncesindeki bu genel belirsizliğe 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ile tetiklenen siyasi risk algısının da eklenmesi finansal piyasalarda keskin düşüşlere sebep oldu. TL’nin önlenemeyen değer kaybı uzun vadede enflasyon anlamına geldiğinden ocak ayı sonunda Merkez’in yüklü faiz artırımına şahit olduk.
Peki seçimlerden sonra değişen nedir? Ekonomik temellerde bir hafta içinde bir değişiklik olmadı elbette. Ancak siyasi belirsizliklerde bir azalma olduğu bir gerçek. Belirsizliklerin azalması ertelenen yatırım kararlarının tekrar devreye sokulması ve ekonominin çarklarının tekrar dönmeye başlaması anlamına geliyor. Ancak göreli bir rahatlama yaşıyor olsak da yolsuzluk sorgulamaları sonuçlanıp kafalardaki soru işaretleri silinene kadar ülkemize gelecek yatırımların önünün tam olarak açılacağını söyleyemeyiz.
Yellen’den yeni işsizlik hedefiPiyasalara bir destek de ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Yellen’den geldi. Hafta içinde bir konuşma yapan Yellen, ABD ekonomisindeki iyileşmenin henüz yeterli seviyeye gelmediğini belirterek Fed’in kriz döneminde sürdürdüğü genişlemeci para politikalarının bir süre daha devam edeceğinin altını çizdi.
Başkan Yellen’in konuşmasındaki en çarpıcı nokta, Bernenke Fed’ine damgasını vuran ve ekonominin tam kapasite ile çalıştığı noktada gelmesi beklenen yüzde 6.5’lik işsizlik oranı hedefinin “gayri resmi olarak” yüzde 5.5 ya da daha altı bir seviyeye çekilmesi oldu. Yellen, ekonomik durgunluğun sonucu olarak işgücü katılım oranında bir azalma yaşandığını ve bu azalmanın işsizlik oranını tahminlerden çok daha hızlı düşürdüğünü belirtti. Bu nedenle daha önceden belirledikleri işsizlik hedefinin istihdam piyasasında hedeflenen iyileşmeyi yansıtmadığını dile getirdi. En son yayınlanan rakamlara göre ABD işsizlik oranının yüzde 6.7 olduğu göz önünde bulundurulursa yüzde 5.5 ya da altında bir hedefe ulaşana kadar Fed’in önünde epeyce bir yol olduğunu söylemek mümkün.