Fed kararı sonrası iç ve dış piyasalarda gözlenen tepki bir kez daha iletişimin merkez bankacılığı açısından önemini belgeliyor. Çok değil iki hafta önce beklenenden az bir parasal genişleme yapıp piyasaları küstüren Draghi’den sonra dünkü karar sonrası beklenenden daha yumuşak bir sıkılaştırma patikasına işaret eden Yellen’in piyasaları sevindirdiğine şahit oluyoruz. Yani bir taraftan çocuğuna beklenenden az “ödül” verip “kötü baba” pozisyonuna düşen Draghi’ye karşılık, diğer taraftan çocuğuna beklenenden az “ceza” verip “iyi anne” pozisyonuna oturan Yellen ile karşı karşıyayız.
Dünkü toplantıda kanımca en önemli olan husus Fed’in kasım ayından itibaren tekrar düşüşe geçen petrol fiyatlarını enflasyon tahminlerine ne şekilde yansıtacağıydı. ABD’de mevcut enflasyon oranının 0.2 gibi kritik seviyelere düşmesi para politikasının odak noktasını enflasyona çevirdi. Nitekim dünkü toplantının ve toplantı sonrası tartışmaların kilit noktası buydu.
Fed’in petrol fiyatlarındaki gelişmeleri büyük ölçüde göz ardı ettiğini ve geçici vurgusu yaptığını gördük. Öyle ki 2016 yılına ait enflasyon tahmini hafifçe aşağı revize edilse de Başkan Yellen bu revizyonun sebebini petrol fiyatlarından ziyade dolardaki güçlenme ve bunun ithalat fiyatlarında yarattığı düşüşle açıkladı.
Ne mesaj verdi?
Fed üyelerinin 2016 yılı sonunda öngördükleri politika tahminlerinde herhangi bir revizyon olmadı. 2016 yılında yaklaşık dört faiz artırımı daha bekleyen Fed’in bu tahmini değiştirmemesi bence çok gerçekçi olmayan şahince bir karar. Öte yandan, Başkan Yellen’in basın toplantısı sırasında vermiş olduğu diğer güvercin mesajlar toplantının tonunu belirledi ve bu şahin kararı fazlasıyla gölgeledi.
Fed’in verdiği temel güvercin mesaj şuydu:
Politika metinine “Komite enflasyondaki gerçekleşen ve beklenen artışları dikkatle izleyecektir” ifadesi eklendi. Bilindiği gibi, Fed’in faiz artırımları önündeki en büyük engel olarak düşük enflasyon rakamı bulunuyordu. İşte bu nedenle eylül toplantısında Başkan Yellen’in “Mevcut enflasyona değil orta vadedeki enflasyon tahminine odaklanacağız” demesi bir anda Fed’in önündeki bu engeli kaldırmış ve faiz artırımlarına kapı açmıştı. Ancak Fed’in mevcut enflasyon vurgusuna geri dönüş yapması bundan sonraki faiz artırımlarının fazlasıyla yavaş gelebileceği anlamına geliyor. İşte dünkü karar sonrası piyasaların yüzünü güldüren temel sebep bu. Fed herhangi bir balon endişesi ile “düşük enflasyona rağmen” faiz artırımına gitmeyeceğini net bir şekilde ifade ediyor. Nitekim basın toplantısı sırasında bir soru üzerine Yellen’in eğer enflasyon tahminlerimizi aşağı yönlü revize etmek durumunda kalırsak faiz artırımlarına ara veririz cevabını vermesi bu anlayışı doğruladı. Fed’in son yıllarda enflasyon tahminlerinde sürekli aşağı yönlü revizyonlar yaptığı göz önünde bulundurulduğunda bu sinyal ciddi bir yavaşlama potansiyeli yaratır. Fed üyeleri bunu resmi politika beklentilerine de yansıtsalardı bence daha tutarlı ve temiz olurdu.