Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Çarşamba günü 2015 yılı para politikası tanıtımını yapan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın konuşması beklentilerin oldukça altında gelen üçüncü çeyrek büyüme rakamıyla aynı güne geldi. Kanımca bu durum talihsiz bir tesadüftü. Başkan belki de bu olumsuz havayı gidermek amacıyla 2015 yılı için oldukça iyimser bir tablo çizmeye çalıştı.
Başçı’nın konuşmasında hemfikir olduğum ve ayrıldığım noktalar var. 2015 yılı enflasyon görünümü konusunda yüzde 5’lik hedefe ulaşmanın mümkün olabileceğini söyleyen Başkan kadar iyimser değilim. Yüzde 9’lar seviyesinde bitmesi tahmin edilen 2014 enflasyonundan sonra beklentilerin neredeyse yarı yarıya aşağıya çekilebilmesi bana çok gerçekçi gelmiyor. Ancak Merkez Bankası Başkanı’nın pozisyonu itibarıyla beklenti oluşumundan da sorumlu olduğundan “niyet hayır, akıbet hayır” mantığıyla iyimser beklentiler oluşturabilmek amacıyla bu tutumu sergilediğini düşünüyorum.

Önce enflasyon, sonra büyüme
Başkan Başçı ile hemfikir olduğum nokta ise enflasyonu düşürmeden gerçekleşecek büyümenin sürdürülebilir olmayacağı. İşte bu nedenle dünyada pek çok merkez bankası enflasyon hedeflemesi yapıyor. Yani “Büyüme mi yoksa enflasyon mu?” sorusuna “Önce enflasyon, sonra büyüme” şeklinde cevap veriliyor.

Haberin Devamı



Şekilde düz mavi çizgi enflasyon oranını, kırmızı noktalı çizgi 12 ay sonrası enflasyon beklentisini gösteriyor. Bu iki çizginin genel olarak beraber hareket etmesi bugünkü enflasyon oranındaki artışın uzun vadeli enflasyon beklentilerini de tetiklediğine işaret ediyor. Yani bu seneyi hedefin üzerinde bir enflasyon rakamı ile kapatmamızın gelecek seneye de olumsuz etkileri var. Şekildeki yeşil kesik çizgi ise 5 yıllık tahvil faizini gösteriyor.
Enflasyon beklentilerindeki artış uzun vadeli faizleri birebir etkiliyor. Ancak uzun vadeli faizler aynı zamanda risk priminden de etkileniyorlar. 2007 sonrası dönemde yeşil kesik çizgi ile kırmızı noktalı çizgilerin birbirine yaklaşmalarının sebebi krizi sırasında gelişmiş ülkelerce pompalanan likiditeye bağlı olarak artan risk iştahı.
Bu şekilden yola çıkarak şu çıkarımları yapmak mümkün:
1) Enflasyondaki yükselme enflasyon beklentilerini de yükseltiyor.
2) Enflasyon beklentilerindeki artış uzun vadeli faizleri yükseltiyor.
3) Uzun vadeli faizlerdeki artış kredileri azaltarak yatırım ve harcamaları yavaşlatıyor.
İşte bu nedenle Başkan Başçı sürdürülebilir büyüme için düşük enflasyonun ön şart olduğunu vurguluyor.