Draghi’nin tavşanları...

5 Eylül 2014

Geçen çarşamba açıklanan Bej Kitapçık ABD ekonomisinde toparlanmanın ılımlı da olsa devam ettiğine işaret etti. Yılın bundan sonraki döneminde ABD cephesinden benzer bilgiler almaya devam edeceğimizi tahmin ediyorum.
Bu da 2015 ikinci yarısında ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artırımlarına başlama olasılığını giderek güçlü hale getiriyor. Bu şartlar altında küresel likidite bolluğunun devamı konusunda Fed’den ümidini kesen piyasalar gözlerini Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’ye çevirmişti. Malum, Draghi, Jackson Hole toplantılarında miktarsal genişleme sinyalleri vermişti. ECB’nin dünkü günkü toplantısında şapkadan hangi tavşanı çıkaracağı merak konusuydu.

Enflasyon olmaması da dert!
Ağustosta yüzde 0.3 ile 5 yıllık dip seviyeye düşen enflasyon rakamı Euro Bölgesi’nde deflasyon tehlikesinin ne kadar yakın olduğunu gözler önüne seriyor.
Hatırlatmak gerekirse deflasyon bir ülkede fiyatların azalması anlamına geliyor. İlk bakışta bunun neden bir sorun teşkil ettiği düşünülebilir. Özellikle de içeride ekonomi deyince ilk akla gelen sorunumuzun fiyat artışları ve enflasyon olduğu göz önünde bulundurulduğunda ‘Bunun tersi bir durumdan niye şikâyet edilir?’

Yazının Devamı

Sular yine bulandı

29 Ağustos 2014

Çarşamba günkü PPK toplantısı sonrasında faiz koridorunun üst bandında 75 baz puanlık bir indirime giden Merkez politika faizini ve koridorun alt bandını sabit tuttu. Hatırlanacak olursa, Ocak 2014 öncesindeki aylarda birden çok politika faizi uygulamasını başlatmış olan Merkez, bu uygulamasının getirdiği kafa karışıklıklarından rahatsız olduğundan, ocak ayında tek bir politika faizi uygulamasına geçmişti. Bu hesaba göre çarşamba günkü toplantıda politika faizi değişmedi. Öte yandan, son üç toplantıdaki faiz indirimlerine rağmen ısrarla sabit tutulan üst bantta indirim geldi. Bu sanki eski günlerdeki çoklu faiz uygulamasına geri dönüş gibi oldu.
Bundan önceki toplantılarda üst bandın sabit tutulması uluslararası sermaye hareketlerindeki ani çıkış olasılığına karşı tedbir olarak yorumlanmıştı. Ancak bu mantıkla hareket edilirse son toplantıda bandın neden aşağı indirildiğini anlamak güç. Dolar kurunun 2.15 sınırını test ettiği bir dönemde kurla ilgili baskıların sona erdiğini söylemek mümkün değil. Bilakis, bundan sonraki aylarda artık her gelişme bizi Fed’in faiz artırımlarına biraz daha yaklaştıracak. Böyle bir konjonktüre faiz indirimiyle başlanması bana pek mantıklı

Yazının Devamı

Jackson Hole’da FED Başkanı ne söyleyecek?

22 Ağustos 2014

ABD Merkez Bankası Fed’in Kansas şubesi tarafından yıllık olarak düzenlenen meşhur Jackson Hole toplantıları bugün yapılacak. Merkez bankacılığının en saygın toplantılarından biri olan bu görüşmelere merkez bankacılar, devlet adamları ve en saygın akademisyenler katılıyor. Her sene ayrı bir temaya odaklanan toplantılarda bu sene istihdam piyasaları mercek altına yatırılacak. Fed’in bu seneki toplantıya böyle bir konu seçmiş olmasına şaşırmamak gerek. İstihdam piyasası ABD’deki ekonomik toparlanmanın kilit noktasını oluşturuyor. İlginçtir ki istihdam piyasaları aynı zamanda Başkan Yellen’in akademisyen olduğu yıllarda uzmanlaştığı alan. Profesör Yellen, Nobel ödüllü eşi George Akerlof ile iş piyasalarının kendi kendine dengeyi bulamayacağını savunan makaleler yazmış. Buradan yola çıkıp Fed’in şu anda uygulayacağı para politikaları hakkında çıkarım yapmak elbette zor ancak istihdam piyasalarına destek verilmesi konusuna Yellen’in daha sıcak bakacağı tahmin edilebilir.
Fed örneğine bakıp “Fed istidam ağırlıklı para politikası uyguluyorsa bizde neden enflasyona bakılıp faizler yüksek tutuluyor” şeklinde bir soru sormak ise Merkez’e haksızlık olur. Çünkü enflasyon oranının halen

Yazının Devamı

‘Komplo’yu bırak gerçeklere bak

16 Ağustos 2014

Cumhurbaş-kanlığı seçimlerinin hemen ardından kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s’in Türkiye ile
ilgili yaptığı açıklamalar geldi. Fitch’in değerlendir-mesinde Türkiye’nin son dönemdeki dışsal şoklara olan direncine ve finansal sektörün borç çevirebilme yeteneğine övgü ile yer verilmiş. Bunlar yabancı yatırımcılar için çok önemli unsurlar. Öte yandan geleceğe yönelik endişeler ve özellikle siyasi
risklere de değinilmiş.
Gelen açıklamalarda Haziran 2015’teki genel seçime kadar olan yaklaşık bir senelik dönem göz önünde bulundurulmuş. Son seçimler sonrasında her ne kadar siyasi devamlılık sağlansa da bunun Gezi olayları ile patlak veren ve yolsuzluk skandalları ile beslenen politik ve sosyal huzursuzlukları ortadan kaldıramayacağından bahsedilmiş.

Risk algısındaki artış
Siyasal belirsizlik bir ülkenin risk algısını ve faiz oranlarını bire bir etkileyen bir faktör. Risk algısındaki artış yatırımcıyı korkutacağı için belirsizliğin arttığı ortamlarda yabancı sermayeyi çekebilmek ancak daha yüksek faizle mümkün oluyor. İşte bu nedenle adı geçen kurumların siyasal belirsizlikleri neden vurguladığını anlamak zor değil. İçerideki gelişmelerin üzerine bir de

Yazının Devamı

Piyasalar enflasyonun düşeceğine inanıyor mu?

8 Ağustos 2014

Pazartesi günü açıklanan enflasyon rakamı senelik enflasyonu yüzde 9.32’ye yükseltti. Merkez’in haziran ayında başlatmış olduğu seri faiz indirimlerinin fazlasıyla erken başlamış bir gevşeme olduğundan bir süredir bahsediyorum.
Son gelen rakamlar bunu doğrular nitelikte. 2014’ü böyle yüksek bir rakamla kapatmak 2015 için belirlenen hedefi de tehlikeye sokacak ve Merkez’in inandırıcılığını ciddi anlamda sarsacaktır. Bugün tedirginlikle beklenen Moody’s raporundan olumsuz bir haber gelirse bunda yüksek enflasyon görünümüne rağmen beklenen faiz indiriminin rolü olacaktır. Bu şartlar altında hükümet kanadından gelen faiz indirimi çağrıları yangına körükle gitmeye benziyor.
Bir kez daha yinelemek gerekirse enflasyonu indirebilmenin tek yolu faizleri sıkı tutmak ve bu şekilde hem talebi kısmak hem de kuru düşürerek maliyet enflasyonunu azaltmaktır.

Üretim kapasitesi...
Yüksek enflasyonun en büyük etkisi sabit gelir gruplarının kazançlarını eritmesi oluyor. Çünkü eğer maaş artışları en az enflasyon oranı kadar olmazsa reel ücretler azalıyor.
Bu nedenle sağlıklı bir ekonomide önce enflasyonun düşürülmesi ve sonra faizlerin düşürülerek üretim kapasitesinin artırılması

Yazının Devamı

Fed’den temkinli çıkış sinyalleri

1 Ağustos 2014

Çarşamba günü toplanan ABD Merkez Bankası Fed, faiz indirimlerine bir adım daha yaklaşıldığının sinyallerini verdi. Aylık tahvil alımlarını 10 milyar dolar daha azaltan Fed, ilk defa enflasyon oranının artmaya başladığına dikkat çekerek faiz artırımlarının yaklaşmakta olduğuna işaret etti. Mayıs itibariyle yüzde 1.8 seviyesine çıkan enflasyon oranı Fed’in yüzde 2’lik hedefinin hâlâ altında. Bununla birlikte, yaklaşık iki yıl süren bir düşüş trendinden sonra enflasyon oranının son üç ayda üst üste artış göstermesi yeni bir yükseliş trendine işaret edebilir.

Enflasyondaki bu kıpırdanmaya rağmen Fed faiz artırım takvimini pek öne alacağa benzemiyor. Bunun nedeni ise iş piyasasındaki zayıf durum. İşsizlik oranı yüzde 6.1’e gerilemiş olmasına rağmen iş gücü katılım oranındaki düşük seviye nedeniyle Fed bu duruma çok fazla sevinemiyor.



Yukarıdaki şekilde mavi çizgi işgücü katılım oranını (sol eksen), kırmızı çizgi ise işsizlik oranını gösteriyor (sağ eksen). Fed’i endişelendiren unsur işgücü katılım oranının da işsizlik oranına paralel düşmesi. Yani işsiz sayısı azalırken iş arayan sayısı azaldığından Fed işsizlikteki düşüşe sevinemiyor. İşgücüne katılımdaki azalma ise

Yazının Devamı

Faiz indirimine durmadan devam

26 Temmuz 2014

2014 üçüncü çeyreğine ait enflasyon raporu sunumunu yapan Başkan Erdem Başçı faiz indirimlerine devam mesajı verdi. Başçı ikinci çeyrekte fiyatları yüksek tutan temel faktörün gıda fiyatları olduğunu dile getirdi. Bu önemli bir tespit çünkü para politikasının kuraklık gibi sebeplerle birebir ilintili olan gıda fiyatları üzerinde kontrol gücü yok. Bu nedenle merkez bankaları genellikle “çekirdek enflasyon” dediğimiz gıda ve petrol fiyatlarından arındırılmış enflasyon oranını hedefliyorlar.
Başkan Başçı konuşmasında ikinci çeyrekte çekirdek enflasyonun önemli bir gerileme kaydettiğini ve üç aylık ortalamanın yüzde 5 seviyesine gerilediğinin altını çizdi.
Enflasyon Raporu’ndan alınmış olan yukarıdaki şekilde soldaki grafik enflasyon oranı (kesik çizgi) ve çekirdek enflasyon oranını (düz çizgi) gösterirken sağdaki grafik bu değerlerin üç aylık ortalamasını gösteriyor. Çekirdek enflasyonda Başkan’ın izah ettiği düşüşü sağdaki grafikte görebiliyoruz.


Bu düşüşe rağmen faizlerde haziran ayından itibaren başlayan iniş trendini fazla aceleci buluyorum. Bu endişemin sebebi de yine sağdaki grafikten okunabilir. Görülen o ki üç aylık ortalamalar ciddi oynaklıklar gösteriyor. Bu

Yazının Devamı

Enflasyonun ilacı yüksek faiz oranında

18 Temmuz 2014

Merkez’in dünkü toplantısı sonrasında politika faizi 50 baz puan daha indirildi. Merkez’in koridorun üst bandını sabit tutması dış piyasalarla ilgili belirsizliklere karşı tedbirli olma ihtiyacını gösterirken koridorun alt bandında yapılan 50 baz puanlık indirim küresel likidite koşullarındaki iyileşme paralelinde atılmış bir adım olabilir. Faizlerdeki bu iniş trendini enflasyon hedefiyle karşılaştırdığımda fazla “güvercin” buluyorum. Çünkü mevcut enflasyon görünümünün faizlerde gevşemeye izin vermeyecek kadar yüksek olduğunu düşünüyorum. Eğer faiz indirimlerinin bir sebebi ECB ve Fed’den gelen gevşek para politikası sinyalleri nedeniyle artması beklenen risk iştahı ise o zaman Merkez’in zorunlu karşılıklarda bir artırıma gidip sıkı para politikası duruşu dengelemeye çalışması bence uygun olurdu.
Şekilde mavi çizgi enflasyon rakamını, kırmızı çizgi ise Merkez tarafından belirlenen enflasyon hedefini gösteriyor. Yasa gereği Merkez’in birincil hedefi mavi çizgiyi kırmızı çizgiye yaklaştırmak. Enflasyonun hedeften uzaklaştığı zamanlarda ise iktisat teorisi tek bir ilaç sunuyor ki o da faizleri artırmak. Yukarıdaki şekli bir hastanın sağlık durumunu gösteren bir grafik olarak

Yazının Devamı