50. yılını kutlayan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlen İstanbul Bienali salgın nedeniyle bir yıl gecikmeli olarak 17. kez sanatseverlerle buluştu.
Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh üçlüsünün küratörlüğünü üstlendiği bienalin bir ‘tema’sı yok. Bienallerde kavramsal çerçevenin göstergesi olarak öne çıkan temalara alışkınız hatta 12. İstanbul Bienali’nin “Untitled” (isimsiz) başlığı taşımasından da farklı bir durum bu. Bunun yerine Bienali anlatan kısa bir metin her yerde karşımıza çıkıyor:
“Bu bienal tatlı, olgun meyvelerle kaplı ulu bir ağaç olmak yerine kuşların uçuşundan, bir zamanların bereketli denizlerinden, yerküreyi yavaşça yenileyen ve besleyen kimyadan bir şeyler öğrenme arayışında. Belki bu bienal büyük bir toplanma ya da tek bir zaman ve mekânda yapılan planlı bir buluşma değil, bir dağılma, gözden uzak bir mayalanmadır. İplikleri bir araya gelir, çoğalır, ayrılır, gürültülü bir zirveye ya da nihai bir düğüme ulaşmadan yer yer kesişir. Bırakın bu bienal de kompost olsun. Vaktinden önce başlayabilsin, bittikten çok sonra da devam edebilsin.”
Bu paragraf üzerine biraz düşününce yer alan eserlerin seçiliş nedenlerini anlamak çok daha kolay oluyor. Bu bienal ortaya çıkan sonuçtan ziyade sürece odaklanıyor diyebiliriz. Küratöryal ekibin bahsettiği gibi “kompost”un öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu yaklaşımı şahsen ben çok beğendim. Bir “şeyin” oluşumu, ortaya çıkışı o “şey” kadar önemli olabilir lakin biz 21. yüzyıl insanları bunu rahatlıkla ıskalayabiliyoruz. 17. İstanbul Bienali bu ıskalamanın önüne geçmeyi amaçlıyor.
Tabii ki hemen hemen her çağdaş sanat eserinde olduğu gibi bu bienalde yer alan eserlerde de son derece politik eleştiriler var. Çok kötü şartlarda çalıştırılan işçiler, göçler, küresel ısınma, okyanusların içindeki çöp dağları, gelir adaletsizlikleri öne çıkan temalardan.
İstanbul Bienali’nin önceki edisyonlarından farklı olarak bu kez sanatçıların büyük çoğunluğunun Avrupa dışı sanatçılardan oluştuğunu, hatta Asyalı sanatçıların ağırlıkta olduğunu söyleyebilirim.
Bienal 12 farklı mekânda yer alıyor.
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi
Müze Gazhane
arthereistanbul
Barın Han
The Çinili Hamam
Küçük Mustafa Paşa Hamamı
Pera Müzesi
Büyükdere35
Merkez Rum Kız Lisesi
SAHA Stüdio
Metro İstanbul Yaklaşım Tüneli
Performistanbul
Ayrıca bienal süresince birçok fiziksel olmayan mekân da bienal mekânı olarak yer alıyor.
Mantı Postası
Radyo Bienali
Crip Magazine
Anne(x)
Şiir Hattı
Kuşlar Ne Düşünüyor?
Bienalde aynı zamanda çok sayıda performans bulunuyor. Hem Şiir Hattı bağlamında hem de Performistanbul’da performanslar yer alacak. Bu performansların zamanlarını bienalin web sitesinden takip etmek mümkün.
Sadece Türkiye’nin değil bölgenin en önemli sanat etkinliklerinden biri olarak gösterilen İstanbul Bienali ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Çağdaş sanatın ne olduğuna dair hiçbir bilginiz olmasa bile yabancılık çekmeyeceğinizi düşündüğüm 17. İstanbul Bienali’ni ziyaret etmenizi tavsiye ederim.