Süheyl Ünver, çalışkanlığıyla ve üretkenliğiyle hepimize örnek olması gereken müstesna bir şahsiyet.
Süheyl Ünver… 90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin sanat ve düşünce dünyasına yön vermiş nadide bir şahsiyeti. Uzmanlık alanı olan tıp doktorluğunun yanında sanatla bizzat ilgilenmiş, tezhip, minyatür ve resim alanında eserler ortaya koymuştur. Bitmek bilmeyen enerjisiyle her şeyi kayıt altına almaya çalışmış, sayısız eser ortaya koymuştur. Bugün adına bir enstitü kurulsa yeridir. Bu toprakların kültürü, sanatı ve tarihiyle alakalı bir çalışma yapacak kişilerin Süheyl Ünver’in eserlerine başvurmaması imkansızdır.
1930 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Ünver, tıp tarihi derslerinin verilmesine öncülük etmiştir. 1933’te ise Tıp Tarihi ve Deontoloji Enstitüsü’nün kuruculuğunu üstlenmiştir. 1939 yılında profesör, 1954 yılında ise ordinaryus unvanlarını almıştır. Ayrıca 1936’dan 1955 yılına kadar tam 19 yıl, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde minyatür, tezhip ve Türk süslemesi dersleri vermiştir. Yeniköylü Nuri Bey’den tezhip, Necmeddin Okyay’dan ebru, aynı zamanda eniştesi olan Hattat Hasan Rıza Efendi’den sülüs ve nesih yazı öğrenmiştir. Ayrıca Hoca Ali Rıza’dan suluboya ve karakalem dersleri almıştır.
Beni en çok etkileyen 1927-1929 yılları arasında tıp eğitimi alması için Fransa’ya Prof. Dr. Marcel Labbé’nin yanında ihtisas yapmaya gittiği zaman boş vakitlerinde Bibliotheque Nationale’de şark yazmaları bölümünde Türk-İslam tıbbını incelerken, diğer taraftan aynı kütüphanede bulunan nadir elyazmalarını da çalışır ve kendisine birer kopya çıkarır.
*Süheyl Ünver tıp doktorluğu yanında sanatla bizzat ilgilenmiş bir isim
Bütün bunları niçin anlatıyorum? Geçtiğimiz günlerde, Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından Süheyl Ünver’in vefatının 30. yılı nedeniyle neşredilmiş bir kitapla karşılaştım. 2017 yılında basılan ve Süheyl Ünver’in ismini taşıyan kitap, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un önsözüyle başlıyor. Kitapta birbirinden önemli makaleler yer alıyor. Benim en çok dikkatimi çekenler ise sahaf Emin Nedret İşli’nin “Türk Tıp Tarihinin Kurucusu Süheyl Ünver ve Ressam Hüsnü Bey”, Uğur Derman’ın “Hatıralardaki Süheyl Ünver”, Beşir Ayvazoğlu’nun “Süheyl Ünver Üzerine Notlar” ve Ahmed Güner Sayar’ın “Ahmet Süheyl Ünver’in Çağdaş Türk Düşüncesindeki Yeri” isimli makaleleri. Bir köşe yazısında hayatının ana hatlarından kısaca bahsedilebilecek Süheyl Ünver, çalışkanlığıyla ve üretkenliğiyle hepimize örnek olması gereken müstesna bir şahsiyet.
Son olarak kitapta yer alan Süheyl Ünver’in özdeyişlerinden bazılarını aktarmak istiyorum.
- Bir insan kendini büyük görmeye başladığı an intihar ediyor demektir.
- Bazı insanlar küçük doğmuştur, küçüklükler yapar.
- Akl edenle değil, akt edenle dost olun.
- İlim bir av ise yazmak yakalamaktır.
- Eseri olan adam ölmez.
- Hayatta en çok kâğıdı, kalemi icat edeni ve iyi kullananı severim.
- Her millet rönesansını mazisinden aldığı güçten yapar.
- Her şeyi bilirim iddiasında olan insanlardan korkarım.
- Her şey boşa gidebilir, çalışmak asla. Gün gelir çalışmalar yerini bulur.
- Kendini dostundan muhafaza et.
- İri vücuttan değil, ufak kafadan kork!
Nice bayramlara!