İstanbul Sinema Müzesi ile İstiklal Marşı şairimizin oturduğu Mısır Apartmanı’nda kurulan Mehmed Akif Ersoy Hatıra Evi, Kültür Yolu Projesi’nden iki örnek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Beyoğlu’nu eski ihtişamlı günlerine kavuşturmak için Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’ni gerçekleştireceğini geçen yıl duyurmuştu. Proje kapsamında açılacak yeni sanat merkezleriyle hem yabancı hem de yerli turistlerin Beyoğlu’na daha fazla ilgi göstermesi amaçlanıyor. Bu amaçla geçtiğimiz haftalarda İstanbul Sinema Müzesi kapılarını açtı. Atlas Sineması’nın yenilenmesini de içeren projeyle Türkiye, sinema tarihi müzesine kavuşmuş oldu.
Müzede filmlerde kullanılan kostümlerden interaktif uygulamalara birçok farklı ve dikkat çekici yaklaşım sergilenmiş. Hem gençlerin hem de Yeşilçam’ın coşkulu dönemlerini hatırlayanların ilgisini çekecek objeler mevcut. Örneğin bir yeşil perdenin önüne geçip seçtiğiniz bir Türk filminin içinde yer almanız mümkün. Ya da müzede içine özel bir yazılımın yüklendiği tablet bilgisayarlarla Kapalıçarşı’da hangi filmlerin çekildiğini interaktif bir şekilde görebilirsiniz.
İnanıyorum ki salgın nedeniyle kapalı olan sinemalar açılıp Atlas 1948’in de tam faaliyete geçmesiyle müzeye olan ilgi daha da artacaktır.
Mehmed Akif Ersoy Hatıra Evi
Kültür Yolu Projesi kapsamında Mehmed Akif Ersoy Hatıra Evi de İstiklal Marşı’mızın kabulünün 100. yılında, İstiklal şairimizin ömrünün son 6 ayını geçirdiği Mısır Apartmanı’nda açıldı. Mehmed Akif’i anlamaya, tanımaya yardımcı olacağına inandığım bu önemli adım beni oldukça mutlu etti. Bu hatıra evinde Akif’in Eserleri, Şiir Odası, Belgesel Odası gibi bölümlerde, hem onun kaleme aldığı eserler hem de onun hakkında yazılan kitaplar yer alıyor. Ayrıca Akif’in kişisel eşyası, ölümünün ardından basılan pul, hatıra paraları gibi nesneler de yer alıyor.
Mehmed Akif’in hayat hikâyesi aktarılırken Millî Mücadele yıllarında yaşadıkları ve bu mücadeleye olan katkısı, Mısır yılları ve orada çektiği sıkıntılar başarılı bir şekilde aktarılmış.
Oscar artık beyaz değil
Bu yılın Oscar adayları açıklandı. Normal bir sinema sezonunda ortalama sayılabilecek bazı filmler, salgın nedeniyle gösterime giren filmlerin azalması, büyük yapım firmalarının yeni yüksek bütçeli filmleri gösterime sokmaması nedeniyle listede kendilerine yer buldu. Netflix yapımı David Fincher’ın yönetmenliğini üstlendiği “Mank”, 10 dalda aday gösterildi. Oyunculuk kategorisindeki 20 adayın 9’u ilk kez beyazlardan oluşmadı. ‘En iyi Yönetmen’ kategorisinde ilk kez 2 kadın yönetmen Chloé Zhao “Nomadland”le, Emerald Fennell de “Yetenekli Genç Kadın’la” yer buldu.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan #Oscarsowhite (Oscar Çok Beyaz) protestolarının neticesi alınmış anlaşılan. Ayrıca Amerikan yapımı ama Korece çekilen “Minari”nin ‘En İyi Film’ dalı da dâhil olmak üzere 6 dalda aday olması Akademi üyelerinde yapılan değişikliklerin ve çeşitliliğe gidilmesinin neticelerinden biri. 26 Nisan akşamı yapılacak törende, Oscar ödülleri sahiplerini bulacak. Sinema sektöründe bile salgından dolayı büyük bir heyecan yaratmayan bu yılki Oscar ödül töreninde kazananlarda da benzer çeşitliliği görebilecek miyiz? Merakla bekliyorum.