İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Kültür Politikaları Çalışmaları bölümü, salgının kültür-sanat alanına etkilerini inceleyen ve çözüm önerilerinde bulunan, yol gösterici nitelikte önemli bir rapora imza attı.
Sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’de kültür-sanat alanında faaliyet gösteren en önemli ve en etkin vakıf olan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), içinde bulunduğumuz ve kaçınılmaz olarak etkilerini uzun süre hissedeceğimiz salgının etkileriyle alakalı bir politika metni hazırladı.
Direktörlüğünü Özlem Ece’nin yürüttüğü Kültür Politikaları Çalışmaları bölümü, her yıl kapsamlı bir rapor yayımlıyor. Önceki yıllarda, “Birlikte Yaşamak: Kültürel Çoğulculuğu Sanat Yoluyla Geliştirmek”, “Kültür-Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar”, “Yerel Yönetimler için Kültürel Planlama” gibi önemli raporlar uzmanlar tarafından kaleme alınıp yayımlandı.
Kültür Politikaları Çalışmaları bölümü, zaman zaman politika metinleri de yayımlıyor. Anayasa çalışmaları için önerilerden şehir vergisine, kültürel diplomasiden seçimlerde siyasi partilerin kültür-sanata verdikleri önemi irdeleyen metinler bunlar. İşte bu politika metinlerine bir yenisi eklendi: “Pandemi Sırasında Kültür-Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları.” Kısa zamanda hazırlanmasına rağmen gayet kapsayıcı bir metin ortaya çıkmış. Başta Özlem Ece olmak üzere emeği geçen tüm ekibi kutlarım.
Bu önerilere dikkat!
Metin dört ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde pandemi sırasında kültür-sanata gösterilen yoğun ilgi, ikinci bölümde dünyada yaratıcı sektörlerde nasıl destekler açıklandığı, üçüncü bölümde Türkiye’de kamu desteğinin ne aşamada olduğu, son ve bence en önemli bölümde ise hangi tedbirlerin alınabileceği somut öneriler halinde sunulmuş. Birkaç haftadır bu köşede benzer önerileri dile getiren biri olarak son derece yerinde ve alanında uzmanlara, profesyonellere danışılarak hazırlanmış bu metin umarım karar alıcılara yol gösterir. Benim en fazla dikkatimi çeken öneriler ise şöyle:
“Faaliyetleri belirsiz süreyle kesintiye uğramış¸ kültür kurumlarının zararının tazmin edilmesi için merkezi ve yerel yönetimler ile özel sektörün mevcut fonları ve proje destekleri genel işletme desteğine dönüştürülmeli, ihtiyaç sahibi kurumlara faizsiz kredi desteği sunulmalıdır.
Hâlihazırda bakanlıktan destek almaya hak kazanmış¸ kurum ve projelere aktarılacak kaynaklarda kesinti yapılmaması, bu fonların dönemin ihtiyaçlarına uygun programların geliştirilmesi için kullanımının teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
Merkezi yönetimin genel tedbirler içerisinde küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik oluşturacağı desteklerin, kâr amacı gütmeyen kurumları da kapsayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir.
Merkezi yönetim tarafından kültür-sanat alanını doğrudan hedefleyen, kendisine özgü ihtiyaçları gözeten, odaklı ve tüm disiplinleri kapsayıcı destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Sözü edilen destek mekanizmaları, alanda faaliyet gösteren kurumların yanında, işleri sekteye uğrayan, sözleşmeleri iptal edilen bağımsız kültür çalışanları, sanatçılar ve tasarımcılara yönelik teşvik paketleri veya tek seferlik kamu desteklerini de kapsamalı, bunların başvuru ve kabul süreçleri mümkün olduğunca kolaylaştırılmalıdır.’’