İstanbul Modern adına yaraşır bir şekilde tekstili konu alan bir sergiye evsahipliği yapıyor. Sergide dünyadan ve Türkiye’den 25 sanatçının eserleri bir arada sanatseverlere sunuluyor.
18. yüzyılda Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkmasıyla birlikte toplumsal hayatta büyük değişiklikler oldu. Bu değişiklikler doğal ve bariz nedenlerle sanatı da etkiledi. Sanayi Devrimi’nin istihdam, sermaye ve benzer açılardan en baskın kısmı tekstil endüstrisindeydi. Tekstil endüstrisi aynı zamanda modern üretim yöntemlerini kullanan ilk sektör oldu. Bu yüzden modernizm, sanayileşme ve makineleşme dendiği zaman akla ilk gelen tekstil endüstrisi oluyor.
2004 yılında kurulan, Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi olarak kapılarını sanat severlere açan İstanbul Modern, adına yaraşır bir şekilde tekstili konu alan bir sergiye evsahipliği yapıyor: “İplikten Çözülenler”.
Alman sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (ifa, Institut fur Auslandsbeziehungen) işbirliğiyle yapılan sergide dünyadan ve Türkiye’den 25 sanatçının eserleri bir arada sanatseverlere sunuluyor.
Bauhaus etkisi
Sergide tekstili yaptığı çalışmalarda malzeme olarak kullanan Belkıs Balpınar, Ulla von Brandenburg, Hussein Chalayan, Burhan Doğançay, Noa Eshkol, Andreas Exner, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Uli Fischer, Şakir Gökçebağ, Zille Homma Hamid, Heide Hinrichs, Olaf Holzapfel, Gözde İlkin, Christa Jeitner, Elisa van Joolen & Vincent Vulsma, Gülsün Karamustafa, Servet Koçyiğit, Eva Meyer & Eran Schaerf, Karen Michelsen Castañón, İrfan Önürmen, Judith Raum, Sabire Susuz ve Franz Erhard Walther’in eserleri yer alıyor.
Aynı zamanda bu yıl dünyanın hemen her yerinde 100. yılı çeşitli etkinliklerle anılan Bauhaus’un tekstil atölyelerini anlatan büyük bir enstalasyon da bulunuyor. 1957 yılında Bauhaus etkisiyle Türkiye’de açılan Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu’na yer verilen sergide bu bölümde öğretim görevlisi olarak çalışan Harald Schmidt’in dialarından oluşan seçki sunuluyor. Bauhaus’un Türkiye’deki tekstil tasarımına olan etkilerini göstermesi bakımından dikkat çekici.
ifa tarafından dünyayı dolaşmak üzere planlanan sergide her ülkede yerli sanatçılara da yer veriliyor. 2017’te Kunsthaus Dresden’de ilk kez düzenlenen serginin küratörleri Inka Gressel ve Susanne Weiß, İstanbul Modern’den de Öykü Özsoy bu ekibe Türkiye sergisi için dahil oluyor.
Son derece başarılı
Bütün çalışma dönemlerinden eserleri geçtiğimiz yıl Anna Laudel Galeri’de başarılı bir şekilde sanatseverlerle buluşan Belkıs Balpınar’ın kilimleri, Ulla von Brandenburg’un ürettiği yorganlar ve bu yorganların üzerindeki kölelik döneminden kalma kaçış yollarını gösteren gizli haritalar son derece başarılı. Burhan Doğançay’ın desenleri kullanılarak yapılan Aubusson duvar halısı sanatçının “Kurdeleler Serisi”nden uyarlanmış. Şakir Gökçebağ’ın “Kozmos”u ve Sabire Susuz’un “Yeni Bir Dil” isimli eserleri tahminen serginin sosyal medyada en fazla paylaşılacak, dikkat çekici eserler olarak öne çıkıyor.
Sergi kataloğunda sanatçılarla ve/veya sanatçıların eserleri hakkında bir uzmanla yapılan söyleşiler eserlerin daha rahat anlaşılabilmesine yardımcı oluyor. 7 Temmuz’a kadar devam edecek sergiyi geleneğin modern ve çağdaş sanatla birleşmesinin başarılı örneklerini sunduğu için herkese tavsiye ederim.