Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Uzun zamandır beklediğim Etel Adnan sergisi, Pera Müzesi’nde nihayet açıldı. Retrospektif niteliğinde bir sergiyle karşı karşıyayız.

Sanatseverlerin 8 Ağustos’a kadar ziyaret edebileceği “İmkânsız Eve Dönüş” adlı sergi, Etel Adnan’ın uzun kariyerine odaklanıyor. Detaylara geçmeden önce Etel Adnan kimdir ona bakmak gerekiyor; zira ülkemizde maalesef pek tanınan bir sanatçı değil.

Etel Adnan 1925 yılında Beyrut’ta dünyaya geliyor. Babası Şam doğumlu bir Osmanlı kurmay subayı ve Mustafa Kemal’in askerî okuldan sınıf arkadaşı. Çanakkale gazisi. Gazi olduktan sonra İzmir’e atanınca, Etel Adnan’ın annesiyle burada tanışıyor. Annesi ise İzmirli bir Ortodoks Rum. Hâl böyle olunca hem annesinin tarafı hem de babasının tarafında büyük tartışmalar yaşanıyor. Her iki aile ve mensup oldukları cemaat, çifti dışlıyor. 1920’lerde yaşanan yangından sonra çift, İzmir’den ayrılıp Orta Doğu’nun İstanbul, İzmir gibi çok kültürlü yaşantısına sahip Beyrut’a taşınıyor. Etel’in annesi, Arapça bilmediği için, okulda öğrendiği çok az Fransızcasıyla yepyeni bir şehre gidiyor. Etel’in çocukluğunda evde Türkçe konuşuluyor. Verdiği röportajlarda sıklıkla kendisini anlatmaya başlarken, ailesinin bu çok kültürlü ve göçebe oluşuna vurgu yapıyor. Etel’in kendisi de eğitim için Paris’e gidiyor ve uzun süre burada yaşıyor. Sonra gene eğitim için Amerika’ya, Kaliforniya’ya gidiyor ve çok uzun yıllar burada hem üniversitede ders veriyor hem de ilk resimlerini yapmaya başlıyor.

Haberin Devamı

Etel Adnan, ressam olduğu kadar bir şair ve romancı. Lübnan iç savaşını anlattığı tek romanı “Sitt Marie-Rose”, 2008 yılında Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmıştı. Türkçede Pera Müzesi’nde düzenlenen “İmkânsız Eve Dönüş” başlıklı serginin iki küratöründen biri olan Serhan Ada’nın çevirdiği “Arap Kıyameti” isimli şiir kitabı da Metis Yayınları’ndan 2012 yılında çıktı.

Retrospektif niteliğinde bir sergiyle karşı karşıyayız. Sanatçının yağlı boya, desen, baskı, seramik, halı, video ve leporello (akordeon şeklinde katlanmış defter ki Arap sanatçılar arasında hayli yaygındır) gibi farklı disiplinlerde verdiği eserle geniş bir tarih aralığından yapılan seçkiyle bir arada. 2020’ye ait eser de mevcut 1960’a ait eser de. Tabii salgın koşulları göz önüne alındığında bu serginin düzenlenebilmesi bile önemli; ama gönül isterdi ki bu kadar uzun yıllar boyunca yüzlerce esere imza atmış sanatçının çok daha fazla eseri bir araya getirilebilseydi. (Burada Türk koleksiyonerlerden herhangi bir eser yer almadığını, çünkü Türk koleksiyonerlerin Etel Adnan’a yabancı olduğunu belirtmek isterim.)

Haberin Devamı

Serginin küratörü Serhan Ada, Etel Adnan’ın eserlerini renklerle yazılmış bir şiir olarak ifade ediyor. Ben de bu sergiyi sadece sanatseverlere değil edebiyat severlere de tavsiye ediyorum. Ayrıca sergi kataloğunda yer alan Etel Adnan’ın 14. İstanbul Bienali’nde gördüğümüz “Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu Hakkında” başlıklı leporellosunun metni de bulunuyor.

Türkiye’ye bu kadar kendini yakın hisseden ve dünya çapında önemli bir sanatçı olarak addedilen Etel Adnan’ın şimdiye kadar kapsamlı bir sergisinin düzenlenmemesi de son derece üzücü. Bu eksikliği gideren Pera Müzesi’ne teşekkürlerimi sunuyorum.

Haberin Devamı

Son bir not: Etel Adnan’ın “Lübnan’da Yetişip Şair Olmak”, “Yabancı Bir Dilde Yazmak”, “Yolculuk, Savaş, Sürgün”, “Bir Başka Ülkenin Kalbinin Kalbinde”, “Kadınlar ve Şehirler (Fawwaz’a Mektuplar)”,  “Paris Soyunduğunda”, “Yourcenar’a Dönmek” ile “Aşk Uğruna Ödemek İstemediğimiz Bedel” isimli 8 kitabının yakın zamanda Everst Yayınları’ndan çıkacağını müjdesini vermekten büyük mutluluk duyuyorum.

Etel Adnan nihayet

Sergi, 8 Ağustos’a kadar gezilebilir.