Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Andreas Tietze’nin tam 65 yıl çaba harcayarak biriktirdiği fişlerden oluşan Tarihî ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati, Türkiye Bilimler Akademisi tarafından neşredildi.

Öncelikle bu önemli bilim insanının hayatına kısaca göz atmak gerekiyor. 26 Nisan 1914’te Viyana’da doğdu. Babası ve annesi Avusturya’nın önde gelen sanat tarihçileriydi. Liseden 1932’de mezun oldu. 1932-37 arasında Viyana Üniversitesi’ne devam etti. 1937 yılında ilk kez İstanbul’a gelen Tietze Türkçeyi okuyor, yazıyor ama konuşamıyordu. Kısa sürede bu açığını da kapatıp akıcı bir Türkçe’ye sahip oldu. 1938-1952 ve 1953-58 yılları arasında İstanbul Üniversitesi’nde Almanca ve İngilizce okutmanlığı yaptı. Daha sonra Kaliforniya Üniversitesi’ne (UCLA) Türkçe profesörü olarak davet edildi.

Haberin Devamı

1970’lerde Viyana’ya döndü, 1984’te emekli oldu ama emekli hoca olarak 1997’ye kadar ders vermeye devam etti.

1986-87 ders yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde konuk profesör olarak bulundu. Hayatı boyunca Türkolojinin değişik alanlarında 18 kitap ve 100’e yakın makale yayımladı.

Sadece Türkologların değil, sıradan bir okurun da kütüphanesinde bulunması gereken bir sözlük.

22 Aralık 2003’te Viyana’da vefat eden Tietze 15 dili akıcı, 7 dili okuma ve yazmada 5 dili de yakın dilleri bilmesinden ötürü biliyordu.

Günde 10 saatten fazla çalışıyordu. Her gün daha hava aydınlanmadan işe gidiyor akşam 6’da eve dönüyordu. Çalışkanlıkta kimse eline su dökemezdi. İşte bu abidevi şahsiyetin hayatının büyük bölümünde hep üzerinde çalıştığı sözlük şimdi kaldığı yerden yayımlanmaya devam ediyor.

Tamamı 9 cilt

Tietze’nin vefatından önce Simurg Yayınları sözlüğün ilk cildini yayımlamıştı. Daha sonra Avusturya Bilimsel Araştırmalar Vakfı ikinci cildi talebelerinin yardımıyla yayına hazırlayıp neşretti. TÜBA ise bu iki cildi 3 cilde yayıp, ilave olarak bir cilt daha yayımladı. Projenin tamamının 9 cilt olması planlanıyor.

Tietze’nin bu sözlükte metin tarama yöntemiyle çalışmış olması alandaki diğer sözlüklerden tamamen ayrılmasına neden oluyor. Her kelime için ve her kelimenin anlamı için metinlerden örnekler gösteriyor. Bu şekilde sözlükte yer alan her kelimenin “varlığına” bir delil oluşuyor. Okuduğu ve taradığı binlerce metinde örnek cümle bulamayıp başka sözlüklerden kelime aktarmak zorunda kaldığında da gerekli açıklamaları veriyor, tahminlerini bildiriyor. Sözlük ayrıca 19. yüzyılda Yunan ve Ermeni harfleriyle yayımlanmış bazı kitapların ve 20. yüzyılda Anadolu’da ve Rumeli’de derlenmiş diyalekt metinlerindeki kelimelerini ve argo kelimelerini de içeriyor.

Haberin Devamı

65 YILLIK ÇABA

Sadece Türkologların değil sıradan bir okurun da mutlaka kütüphanesinde bulunması gereken bir sözlük. Nedenini bu sözlüğü yayıma hazırlayan ekipte bulunan ve geçtiğimiz eylül ayında vefat eden Prof. Semih Tezcan şu sözlerle anlatıyor:

“Yüksek öğrenim görmüş birisinin bile dilin tarihi, tek tek kelimelerin tarihi hakkında bilgi edinmesi kolay değildir. Ama elinde sağlam bir etimolojik sözlük bulunan kimse için iş değişir. Öğrenmek istediği, merak ettiği pek çok şeyi kolaylıkla bulabilir. Türkçenin yaratıcılığı hakkında fikir edinebilir, başka dillerle olan ilişkilerini somut bir şekilde kavrayabilir.”

Haberin Devamı

TÜBA’nın yayımladığı versiyonda beni rahatsız eden iki husus var. Onları da belirtmem gerekiyor. Metinde kalın harf kullanımı çok fazla ve ilk iki ciltte kullanılan transkripson kurallarının değişmiş olması sözlüğün kullanışlılığını azaltmış maalesef.