Konserler yapılamadı. Ekonomik anlamda büyük kırılmalar yaşandı. 2020’de müzik dünyasında olanlara, benim radarıma takılanlara bakalım.
Bundan yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda 2020 yılının hayatımızı tamamen değiştirdiğini, alışkanlıklarımızda köklü dönüşümler yaptığını çok daha net bir şekilde görebileceğiz. 2020’de müzik dünyasında olanlara, benim radarıma takılanlara kısaca değinmek istiyorum.
Ekonomik anlamda büyük kırılmalar yaşandı. Konserler yapılamadı. Kalabalık gruplar bir araya gelemedi. Bu yüzden de sadece şarkıları söyleyenler değil en çok da konserlerde yer alan müzisyenler maddi zarar gördü. Bu zararı karşılamak için çeşitli inisiyatifler kampanyalar yaptı, Kültür ve Turizm Bakanlığı cüzi bir destek fonu oluşturdu. Bunlar ancak bugün yaşanan sıkıntıların sadece bir kısmına yardımcı olabilecek hareketler. Uzun vadede yaşanan sıkıntıları aşmaya maalesef yardımcı olamayacak.
Online etkinlikler
Tabii yaşanan bu sıkıntıları aşmak için özellikle yılbaşı akşamına yönelik online konser etkinlikleri de düzenleniyor. İzleyicilere çeşitli kategorilerde satın alacakları biletlerle standart online konserden farklı olarak daha katılımcı, ileri teknoloji kullanan etkinlikler ilerleyen yıllarda da kullanılacak. Ve böylelikle konserlerde daha farklı imkânlar ortaya çıkacak.
Diğer taraftan evlerde daha çok vakit geçirildiği için, Spotify, Fizy, Deezer, YouTube gibi platformlar üzerinden normalden daha fazla müzik dinlendi. Bu da eser sahiplerinin gelirlerine önemli bir katkı yaptı. Böylelikle eser sahipleri için bir dengelenme oldu.
Bob Dylan’ın kataloğu
Universal Music ise bu yıl iki önemli alıma imza attı. Şimdiye kadar tek seferde yapılmış en büyük telif hakları anlaşmalarından birini yaparak aralarında “One More Cup of Coffee”, “Blowin’ in the Wind”, “Knockin’ on Heaven’s Door” gibi unutulmaz şarkıların da yer aldığı 2016 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Bob Dylan’ın 600’den fazla şarkısının yer aldığı kataloğunu tam 300 milyon Amerikan doları ödeyerek satın aldı. Universal Music’in yaptığı bir diğer anlaşma ise klasik İtalyan sinemasında kullanılan şarkıların uzun yıllardan beri çözülemeyen telif sıkıntısını aşarak tamamını satın alması oldu. İlerleyen dönemlerde bu şarkıları daha sık duyacağız.
Türkiye’de ise kutuplaşmanın ne boyutlarda olduğunu, kendisinden olmayana karşı hemen her kesimin ne kadar tahammülsüz olduğunu gösteren bir olay bence 2020’de önemli bir yer işgal etti. İç mimar, ressam, besteci ve piyanist Büşra Kayıkçı, İKSV’nin düzenlediği Caz Festivali’nde Genç Caz finalisti oldu. Büşra Kayıkçı başörtülü olduğu için seküler kesimden de dindar kesimden de gelen tepkiler sosyal medyada sıklıkla yer aldı. Ben Büşra Kayıkçı’yı daha çok “Böyle Daha Güzelsin” isimli sergide yer alan “Madde 42” eseriyle tanıyıp beğenmiştim. Farklı disiplinlerden kendisini besleyerek geliştiren ve geliştirmeye devam eden Büşra Kayıkçı’nın ilerleyen yıllarda uluslararası alanda da büyük başarılar kazanacağını düşünüyorum.