Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Silah hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, başkasına zarar vermek için var olan bir aygıt. Bazı hayvan topluluklarında bile silah kullanıldığını görüyoruz. Şempanzelerin düşmanlarına karşı taş ve sopa kullandıkları biliniyor. İlkel insan topluluklarında silah önemli bir yer tutuyor. Hem avlanmaya, hem de tehlikeli vahşi hayvanları uzakta tutmaya yarıyor.
İlkel toplumlardan farklı olarak, günümüzün uygar dünyasında silah insana karşı kullanılıyor. Hayvanlara karşı silah kullanılmasına ise “spor” adı veriliyor.
Umut Vakfı’nın rakamlarına göre, Türkiye’de yılda dört bine yakın kişi ateşli silahlarla öldürülüyor. Yedi bin kişi de yaralanıyor. Cinayetlerin yüzde altmışında ateşli silah kullanılıyor. Her 10 kişiden birinde ve her üç evden birinde ateşli silah mevcut. Tartışma, kıskançlık, namus gibi önceden tasarlanmamış olaylarda silah kullanımı yüzde 90 gibi yüksek bir orana sahip.
Bu rakamlar, Türkiye’de bir silah kültürünün varlığını ve silah taşımanın kolaylıkla şiddete dönüştüğünü gösteriyor.
Böyle bir toplumu yöneten sorumlu bir hükümetin, silah yasasını yenilerken ne yapması beklenir? Silah bulundurmayı güçleştirecek, bireysel silahlanmayı önleyecek önlemler alması, değil mi?
Oysa, yeni silah yasası bunun tam tersini yapıyor. Bireysel silahlanmayı kolaylaştırıyor. Örneğin, havalı silahlar, kuru sıkı silahlar, biber gazı 18 yaşındaki bir kişiye satılabilecek. Ruhsat alma yaşı, bazı silahlar için 18 yaşına indiriliyor. Silahların niteliğine dayanan bu ayırımı anlamak güç. Sanki daha basit silahlarla aynı sonuca ulaşılamazmış gibi.
Tasarının nasıl bir silah kültüründen kaynaklandığını gösteren en iyi örnek 11. madde. Bu madde üst düzey yöneticilere, görevleri sona erse bile, silah taşıma yetkisini veriyor. Bunu yaparken, görevleri gereği bir tehdit altında bulunmaları gibi ölçütler aranmıyor. Üst düzey yönetici olmak, silah taşımak ayrıcalığına sahip olmak için yeterli. Makam arabası sahibi olmak gibi bir şey.
Tasarıda bireysel silahlanmayı teşvik edici başka pek çok hüküm var. Beş adet silaha izin verilmesi, iki yarı otomatik silahın aynı anda taşınabilmesi, açık yerlere, örneğin düğünlere silahla girilmesinin serbest bırakılması, geçici ruhsatla silah taşınmasına izin verilmesi bunun örnekleri. Bunlardan bazıları yürürlükteki yasa ile kıyaslanarak haklı gösterilmek isteniyor. Oysa önemli olan, tasarı toplumda silahlanmayı teşvik mi ediyor, yoksa bunu sınırlamaya mı yönelik?
Yapılan araştırmalara göre, silah taşımakla kullanmak farklı davranış biçimleri. Bir toplumda geçerli olan kültürel normlar, bireylerin silahla ilgili davranışlarını da önemli ölçüde etkiliyor. Örneğin, silah taşımak, statü kazanmak, maço bir kişilik yaratmak gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Ancak, bu veriler toplumdaki gelişmelere göre değişebilir.
Silah kullanmak ise ayrı bir karar. Genç insanlarda, silah kullanmanın daha çok akılcı olmayan nedenlere dayandığı, kararlarının sonuçlarını düşünmedikleri gözlemleniyor. O nedenle silah taşıma yaşının 18’e indirilmesi çok yanlış ve tehlikeli.
Araştırmaların gösterdiği bir başka husus da, silah taşımanın saldırgan davranışları teşvik ettiği, anlaşmazlıkların daha hızlı tırmanarak silah kullanılmasına yol açtığı.
Silah taşımayı ve kullanmayı doğuran etkenler bu denli basit değil. Eğitim ve gelir düzeyi, kültürel etkenler gibi toplumsal nedenler kadar, bireysel etkenler de var.
Silah kullanmanın ve suç işlemenin önlenmesi için bir yandan silah arzının sınırlandırılmasına, öte yandan bireyleri silah almaktan caydırmaya ilişkin önlemlerin birlikte alınması önem taşıyor. Başka bir deyişle, hem arz, hem de talebin sınırlanması gerekiyor. Oysa hükümetin eğilimi bu yönde değil. Silah arzını sınırlamaya yönelik bir çaba yok. Tasarıda silah tanıtımına mutlak bir yasak getirilmiyor. Öte yandan tasarı, toplumda zaten var olan silah talebini popülist bir yaklaşımla destekliyor.
Silah yasası tasarısının bu yasama döneminde görüşülmeyeceği, ondan sonra da kadük olacağı basında belirtiliyor. Tasarının yasalaşmasının önlenmesi sivil toplumun, kamuoyunun başarısı. Ancak bu, Türkiye’nin bireysel silahlanmayı engelleyici bir yasaya gereksinimi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Böyle bir yasa, daha demokratik, daha uygar bir toplum olabilmek bakımından önemli.