Edward Said, Oryantalizmi saf bir doğu bilimi, doğuyu anlama girişimi olmanın ötesinde Doğu’nun Batılı temsilini üretme ve yönetme/zaptu rapt altına alma çabası olarak tanımlamaktadır (Orientalism, Vintage Books, 1979). Dolayısıyla Said, oryantalizmi Batı’nın tek taraflı olarak Doğu’yu temsil etme, konuşturma ve anlamlandırma yaklaşımı veya daha doğru bir biçimde ifade edilecek olursa tahakkümü olduğunun altını çizer. Flaubert’in Mısır’da karşılaştığı kadın da bundan payını alır. Mısırlı kadın konuşturulmaz, Flaubert’in konuşması/temsili üzerinden değerlendirilir (sh. 6). Dolayısıyla, oryantalist külliyatta Doğu’nun kendisi konuşmaz, Batı’lı Doğu’yu kendisi istediği şekilde konuşturur, gizemlerini açıklar ve tanımlar. Bu nedenle, Oryantalizm söylemi, Doğu'nun gerçekliğini değil, Batı'nın Doğu'yu nasıl görmek istediğini ve temsil ettiğini yansıtır. Dahası, Doğu bir coğrafi kategori olmanın da ötesine geçer, Rusya’da İspanya’da bundan nasibini alır.
Dolayısıyla, oryantalizm Doğu’ya dair düşünmenin akademik,