Sipariş etmediğiniz bir şey kargodan gelirse ne yaparsınız? Sipariş edilmeyen bir ürünü teslim almak, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre başka, Türk Borçlar Kanunu'na göre başka sonuçlar doğuruyor.
Pandemi birçok alışkanlığı ve davranışımızı değiştirdi. En fazla da online alışveriş alışkanlığını. Yemekten tutun da market alışverişine, mobilyadan tutun araba yedek parçasına kadar her şeyi internetten sipariş etmek mümkün.
Durum böyle olunca e - ticaret şirketlerinin büyük ve güçlü bir lojistik yapılanmasına ihtiyaçları oldu. Kendi lojistik firmasını kurmak yerine maliyetler bakımından, mevcut veya yeni kurulmuş lojistik firmaları ile ortaklığa ve işbirliğine gittiler. Bu anlamda kargo şirketleri de iş hacimlerini genişlettiler, öyle ki, geçen yıl hatırlayacaksınız, alışverişin en yoğun olduğu dönemlerde ürünlerin teslimlerinde iki haftaya kadar gecikmeler, ürünlerin kaybolması gibi birçok aksaklıklar da yaşandı.
İnternetten alışveriş deyince de, bazen sipariş etmediğimiz, ısmarlamadığımız bir şeyin kargocu tarafından bize teslim edildiği, bazen de sipariş ettiğimiz üründen başka bir ürünün teslim edildiği durumlarla karşılaştık.
Burada hemen hukuki bir ayrım yapmak gerekiyor, aynı husus iki ayrı kanunla düzenlenmiş; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un md 7 ile "Sipariş edilmeyen mal veya hizmetler" başlığı altında, Türk Borçlar Kanunu ise yine kendi md 7'si ile "Ismarlanmayan şeyin gönderilmesi" başlığı ile konuyu düzenlemiş. Bu sebeple de eğer alıcı tüketici sıfatını taşıyorsa TKHK md 7, tüketici değilse TBK md 7 düzenlemesine göre hukuki çözüm arayacağız.
Ürünün kullanılması halinde
Tüketici olduğumuzu kabul edelim.
Bir gün kapımız çalar.
Açarız.
Kapıyı çalan bir kargo şirketnin elemanıdır. Kargomuz olduğunu, kimlik ibrazı karşılığı teslim edeceğini söyler.
Göndericiyi sorarız; paketin üzerinde bir hediyelik eşya firmasının adı yazılıdır.
Bir an düşünürüz, üç gün önce bir internet sitesinden üç adet yazlık gömlek siparişi vermiştik, ama hediyelik eşya siparişi vermediğimizden eminiz.
Ne yapmalıyız. Sipariş etmediğimizden emin olmamıza rağmen, paketi kargocudan teslim almalı mıyız, almamalı mıyız?
Doğrusu almamaktır. İçinde ne var diye merak etmemize rağmen.
Ama teslim alırsa da, hukuken alana bir yükümlülük gelmiyor. Ürünü geri göndermek veya muhafaza etmek gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor.
Sipariş etmediğimiz bir ürünü teslim aldıktan sonra hatta kargodan çıkan ürünü kullansak bile gönderici ve satıcı bize karşı bir hak ileri süremiyor. Çünkü TKHK md 7 diyor ki, "Sipariş edilmeyen malların gönderilmesi ya da hizmetlerin sunulması durumunda, tüketiciye karşı herhangi bir hak ileri sürülemez. Bu hallerde, tüketicinin sessiz kalması ya da mal veya hizmeti kullanmış olması, sözleşmenin kurulmasına yönelik kabul beyanı olarak yorumlanamaz."
Bu düzenlemeye göre, sipariş etmediği bir ürünü teslim alanlar, bu ürünü ister kullanırlar, isterlerse başkasına verirler, isterlerse çöpe atarlar. Tamamen serbestler. Sebebi, TKHK md 7. Sonucu hukuken oldukça ağır bir düzenleme. Bu sebeple diyoruz ki, ısmarlamadığı ürünü bilerek alan kimsenin Türk Medeni Kanunu'nun 2'nci maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralı gereği, önce göndericiyi bilgilendirmesi gereklidir. Yoksa bu düzenleme, göndericinin hatasından yaralanma, çıkar sağlama düşüncesini hukuken teşvik eden bir düşünceye dayanmamaktadır.
Ismarlanmadığı ürünü teslim alan onu gerçi çöpe atabilir ama, başkasına satıp paraya çeviremez. Öyle yaparsa parasını iade etmek zorundadır. Yani ısmarlanmamış bir ürünü teslim alan kişi bu ürünü geri göndermek veya saklamakla yükümlü değil iken hatta kullanabilme hakkına dahi sahip iken, ürünü başkalarına satarsa, satış bedelini ürünü gönderene ödemek zorundadır.
Kredi kartı veya para kart gelirse
Bankacılık mevzuatı artık sözleşme imzalanmadan kredi kartı gönderilmesine izin vermiyor.
Ama her nasıl olmuşsa bir bankanın kredi kartını ya da benzer fonksiyonlar içeren bir kartını, ya da bir başka elektronik para kuruluşunun elektronik para fonksiyonundan yararlanma hakkı veren kartları kargodan çıkarsa, durum biraz değişir.
O zaman TKHM md 7 sadece ısmarlanmadan gelen kredi kartı, para kart veya benzerlerini sadece plastik bir eşya olarak kabul ederek uygulanır. Yani plastik kartı, bir eşya olarak kullanmanız, ne bileyim mesela filmlerdeki gibi kilitli kapının açılmasında 'kart' olarak kullanmanız halinde bir sorumluluğunuz olmaz.
Ama ısmarlamadığınız kredi kartı, para kart veya benzeri fonksiyona sahip bir kartı, verdiği olanaklardan yararlanacak şekilde kullanmanız halinde, yapılan harcamalardan sorumlu olacağınızda şüphe yok.
Ismarlanmamış ürünler
Alıcısının tüketici olmadığı ısmarlanmamış bir ürün söz konusu ise uygulanacak hukuk kuralı TBK md 7'dir. TBK md 7, ısmarlanmamış bir şeyin gönderilmesinin öneri sayılmayacağını belirtiyor.
Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri olmadığına göre, onu teslim almak da kabul sayılmaz.
Hemen belirteyim ki, hangi tür sözleşme olursa olsun, bir sözleşmenin kurulabilmesi için sözleşme kurulmasına dair bir öneride bulunulması, önerinin muhatabının da bunu kabul etmesi gerekir. Elbette öneri ve kabul açıklamalarının birbirleriyle uyumlu olması da zorunludur. Örneğin, bir kimse, "Bu bardağı 5 liraya satıyorum" diye öneride, diğer taraf da, "Bu bardağı 4 liraya alıyorum" diye beyanda bulunsa, önerinin ve kabulün içeriği tutar bakımından uyumlu olmadığından, sözleşme kurulmaz.
TBK md 7, bu anlamda ısmarlanmamış bir şeyi teslim alan kişinin teslim almasının kabul anlamına gelmeyeceği ve sözleşmenin kurulmuş olmayacağını vurguluyor.
Ayrıca diyor ki, ısmarlamadığı bir şeyi teslim alan kişi onu geri göndermek veya saklamak zorunda da değildir. Peki ne yapacak, çöpe mi atacak?
TBK, tüketicilerin aksine, ısmarlanmamış bir şeyi teslim alan kimsenin onu kullanabileceğine dair bir düzenleme içermiyor. Buradan çıkan sonuç, eğer ısmarlamadığı bir ürünü teslim alan kişi tüketici değilse, o ürünü kullanamaz, o üründen fayda saplayamaz.
Siz de fark ettiniz değil mi, yasal düzenlemeler arasındaki tuhaf çelişkiyi!