Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Evlilik ne kadar olağan ve neslimizin sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli bir kurum ise, boşanma da aynıdır.

Anlaşacaklarını, ömür boyu mutlu bir evlilik sürdüreceklerini düşünen çiftler, bazen öyle olmadığını anlar. Birinin veya ötekisinin hatası ya da her ikisinin de istememesi üzerine boşanırlar, kendi yollarına giderler. Ortak çocuklar varsa, çocuklar için zaman zaman ilişkiye geçip, ortak karar alırlar.
Normali budur, boşanmayla herkesin kendi yoluna gitmesi, anlaşabileceği başka birisini bulabilirse, onunla yeni bir yuva kurması...

Bu 12 Mayıs 1988 tarihine kadar bizde de böyleydi.

O tarihten beri boşanan insanlar kendi yollarına gidemiyor, ömür boyu nafaka bağlanmışsa, ikisinden birisi ölünceye kadar mali yönden birbiriyle bağları devam ediyor. Ama mali yönden, çocuklarıyla ilişkileri dahi çocuklar 18 yaşına geldiklerinde bitiyor.
Ömür boyu nafaka borçlusuna artık dua etmek kalıyor:

“Allah’ım, boşandığım eşimin kısmetini aç da yeniden evlensin!”

Ama nafaka alacaklısı eş, boşandığı eşini, hele hele boşandığı eşi başka birisiyle evlenip mutlu bir yuva kurmuşsa, onu cezalandırmayı da saplantı haline getirebiliyor, “Neden çalışayım, ömür boyu bana nafaka ödesin dursun” mantığıyla toplumsal bir yara açıyor.

Süresiz nafakaya çözüm yeni pakette



‘Ömür boyu ceza gibi’

Boşandıktan sonra başka bir şehre gidiyor, nafaka kesilmesin diye resmi nikâh yapmadan başka birisiyle yaşıyor, kayıt dışı çalışıyor. Aslında nafakaya ihtiyacı yok, ama sırf boşandığı eşine yük olup, eşinin yeni evliliğinde sorun çıksın diye, nafaka alıyor, ödenmediğinde hemen şikâyet ediyor.
Süresiz nafaka, müebbet, ömür boyu ceza gibi. Her alacağın, hatta suç ve cezanın dahi zaman aşımı varken, devletin vergi alacağı bile 5 yılda zaman aşımına uğrarken, gelin görün ki, nafaka borcu için ne zaman aşımı ne de hak düşürücü süre geçerli.

Hatta boşanmış kişi kendisine ömür boyu bakması karşılığı başkasıyla anlaşıp ona ödeme dahi yapamıyor. Kapısını bile çalmayan, kendisine hiç bakmayacak olan boşandığı eski eşinin nafakasında eksilme olmaması gerekli.

Evrensel hukuk ilkelerinde böyle bir borç yok! Amaç kadını korumak ise, bu koruma cezaya dönecek kadar uzun ve süresiz olmamalı.
Süresiz nafakayla ilgili Türk Medeni Kanunu’nun 175’inci maddesinin kaldırılması ve yeni, çağdaş, herkes için kabul edilebilir adil bir düzenlemeye kavuşması için yıllardır yazıyorum.

Süresiz nafaka sorununun ilk defa bilimsel bir sempozyumda tartışılmasını sağladım.

10 Ekim 2018’de dekanlığını yaptığım İstanbul Aydın Üniversitesi hukuk Fakültesi’ndeki sempozyumdaki görüş ve önerileri rapor halinde Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sunduk. Sempozyumdan sonra da her iki bakanlık Ankara’da “Nafaka Sistemi” başlıklı bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya hem Adalet bakanı Abdulhamit Gül, hem de Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk şahsen katılarak, çözüm yönünde irade koydular.
O günden beri birçok toplantı ve mini çalışmalar yapıldı. Ama somut ilerleme kaydedilemedi.

Erdoğan umut verdi

Hiçbir siyasi parti seçim vaatleri arasına süresiz nafakaya adil çözümü almadı. Böylesi daha iyi oldu. Çünkü süresiz nafakaya siyasi değil, toplumsal çözüm olmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim vaadi olarak süresiz nafakayı gündeme getirmedi.

Bilakis, seçildikten sonra, ilk 100 günlük icraat programında süresiz nafaka ve “çocuk teslimi” sorununa yer verdi. Ama bu konu yargı Reformu Strateji Reformu Belgesi’nde yer almamıştı.

5 Ekim 2019 tarihli köşe yazımda ve yazdığım bir tweet’te, tüm siyasi partilere çağrıda bulunarak, süresiz nafakaya adil bir çözüme Birinci Yargı Reformu’nda yer vermek için çok geç olmadığını belirtmiştim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çağrıma aynı gün yanıt verdi, diğer siyasi partilerden ses çıkmadı. Erdoğan, AK Parti’nin 5 Ekim 2019’da Kızılcahamam’da yaptığı geleneksel istişare toplantısının açılış konuşmasında, ikinci Yargı Paketi’nin süresiz nafaka ve icralık çocuk tartışmalarına son vereceğini söyledi. Mağdurları umutlandırdı.

5 yıl üzeri hakim kararı

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkililerinden aldığım bilgiye göre, ikinci yargı reformu paketinde süresiz nafaka ve icra dairesi aracılığıyla çocuk teslimine yer verilecek.

Aile Bakanlığı yetkilileri, Adalet Bakanlığı ile aralarında nafaka süresinin en az 2 yıl olmasından yana görüş oluştuğunu söylediler. Son anda bir değişiklik olmazsa, nafaka süresi minimum 2 yıl olacak.

Evlilik ne kadar sürmüş olursa olsun, nafaka 2 yıldan az bağlanmayacak. Ama üst süre bakımından iki seçenek arasında tercih yapılacak. Nafakanın maksimum süresi ya 5 yıl olacak ya da nafaka alacaklısının eğitim, yaş, fiziksel ve biyolojik durumunun özelliklerine göre hâkim karar verecek.

Hangi düzenlemeler yapılabilir?


26 Mart’tan itibaren hazırladığım 5 günlük yazı dizisinde de belirttiğim gibi, çözüm önerilerim,

1 Süreli nafaka kural, süresiz nafaka istisna olmalı. İstisnai olarak süresiz nafaka bağlandığı hallerde de mahkeme periyodik olarak süresiz nafaka koşullarının devam edip etmediğini araştırmalıdır.

2 Nafaka alacaklısı olan kadının toplum nezdinde güçlendirilmesi için, eğitim ve meslek edindirmede sosyal yardım yapılmalı.

3 Belirli bir oranda engelli ve hükümlü çalıştırma zorunluluğu gibi işverenlere belirli bir oranda nafaka alacaklısı kadın çalıştırma, nafaka alacaklısı kadına öncelik verme zorunluluğu getirilmeli. Çalışmayı reddeden kadının nafakası kesilmeli.

4 Evlilik birliği fiilen kurulmadan boşanan eşler, tazminat dışında nafaka ödememeli.

5 Ortak çocuğu olmayan eşlerin nafaka yükümlülüğü minimum süreli olmalı. Ama biyolojik olarak çocuk yapması mümkün olmayanlar için minimum süreli nafakanın adil olmadığı durumlarda daha uzun süreli nafaka bağlanabilir.

6 Boşanmada eşit kusurlu olanların da en fazla minimum süreli nafaka ödemesi adil olur.

7 Nafaka miktarı, gelir vergisi matrahından düşmeli. Ne bahtsız bir düzenlemedir ki nafaka alan için bu vergiye tabi bir gelir değildir, nafaka veren için de vergi indirimine tabi masraf değildir. Evli olduğu eşi için yaptığı masraflar duruma göre vergiden indirilirken, boşandığı eşine yaptığı nafaka ödemesi vergiden indirilmiyor.

8 Boşanma davalarının süresi de nafakaya süresinin belirlenmesinde dikkate alınmalı. İştirak nafakası alan eşe de, iş arama yükümlülüğü getirilmeli.

9 Fiili ayrılık süresi 3 yıldan 1 yıla indirilmelidir.

10 Nafaka yükümlüsü eş yeniden evlenip çocuk sahibi olduğunda, boşandığı eşe ödeyeceği nafakada indirim yapılmalı.

Bu çözüm önerilerim büyük bir oranda süresiz nafaka mağdurlarının kurduğu “Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu” ile “Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu” tarafından da önerilen çözümleriyle örtüşüyor. Mağdura neden mağdur olduğunu sormadan mağduriyetin giderilmesi isabetli olmayabilir.

Süresiz nafakaya kazanılmış kadın hakkı olarak bakmak isabetli değil. Kadını korumak, onunla birkaç ay evli kaldıktan sonra boşanan erkeğin omuzlarına yüklenmemeli. Kadını eğitim, istihdam yönünden destekleyip, gerektiğinde devletin sosyal yardımlarla güçlendirmek daha doğru.