Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan satışlarda asıl amaç satış olmayıp, mal kaçırma olduğu için mahkemece iptal edilir ve yasal mirasçılar da paylarını alırlar... İşte bir örnek olay...
Mahkemeleri en fazla meşgul eden uyuşmazlıklardan birisi de, diğer mirasçılardan mal kaçırıldığı iddiası ile açılan davalar... Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan taşınır veya taşınmaz mal satışlarında asıl amaç satış olmayıp, mal kaçırma olduğu için mahkemece iptal edilir ve yasal mirasçılar da yasal saklı payları oranında paylarını alırlar. Bunu Leyla Hanım’ın başına gelen olayla anlatalım...
Leyla Hanım, miras bırakanı olan annesi Ayşegül Hanım’ın sahibi olduğu B Apartmanı 5 nolu daireyi 23.05.1997’de davalı kardeşine Ersan’a satış göstererek devrettiğini, bu satışın annesinin kendisinden mal kaçırma amacıyla olduğunu, satışın bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, kardeşinin söz konusu daireyi iyiniyetli üçüncü kişiye sattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu dairenin dava tarihindeki değeri üzerinden miras payına isabet eden kısmının kardeşinden tahsilini isteyerek dava açar.
Bu tür davalara, muris muvazaası davası deniyor. Söz konusu muvazaada miras bırakan kişi aslında mirasçılarından birisi ile gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak diğer mirasçılarını miras haklarından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Yani diğer mirasçılarından mal kaçırmak isteyen miras bırakanın, kayırdığı mirasçısı ile danışıklı yaptığı hileli satıştır.
Konuyu Yargıtay çözdü...
Olayımızda Ayşegül Hanım’ın mirasçısı iki çocuğu kalmıştır. Onlar iki kardeş olduklarından, mirası yarı yarıya paylaşırlar. Bu onların yasal miras paylarıdır. Saklı payları da yasal miras paylarının yarısı olduğuna göre, mirasın yarısının yarısı, Leyla Hanım’ın saklı payıdır. Kısaca, Leyla Hanım, B Apartmanı’ndaki dairenin yarısının yasal mirasçısıdır. Saklı pay oranı ise sonuçta dairenin 1/4’ü yapar… Leyla Hanım’ın dava açtığı kardeşi Ergin Bey, B Apartmanı’ndaki daireyi annesinin düğün hediyesi olarak verdiğini, annesinin davacı kızı olan Leyla Hanım’a da bir çok farklı kazandırmalar yaptığını bildirip, davanın reddini savunur.
Mahkeme davayı kabul eder ve Ergin Bey’in Leyla Hanım’a, saklı payının değeri olan 130.000 TL ödemesi gerektiğine karar verir. Ergin Bey kararı önce istinaf, sonra da temyiz eder. Uyuşmazlığı Yargıtay çözer.
Yargıtay neyi dikkate aldı?
Görünüşte satış sözleşmesi olan devir işleminin tarafları olan miras bırakan ve kayrılan mirasçının gizlenen gerçek irade ve amaçlarının tespiti çok zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında, delillerin de birlikte ve doğru değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenekleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücü gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Hukuk yargılamalarında en önemli kurallardan birisi de, herkesin kendi iddiasını ispatlaması gereğidir.
Taraflar arasında gizlenen amaç var mı?
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, bir taşınmaz devir işleminde, devrin bedelsiz yapılmasının tek başına muris muvazaası olgusunu kanıtlamayacağına, Ayşegül Hanım ile Ergin Bey arasındaki mirastan mal kaçırma amacının davacı Leyla Hanım tarafından ispat edilmesi gerektiğine karar verir.
Ayşegül Hanım’ın ölümü ile geriye azımsanmayacak miktarda taşınmaz, para ve araç bıraktığı, yine miras bırakan tarafından davacı Leyla Hanım’a İstanbul’da bir arsanın 07.02.2013’te devredildiği, bu devirle ilgili Ergin Bey’in de kardeşi Leyla Hanım’a muris muvazaası davası açtığı ve Leyla Hanım’ın arsadan kardeşinin saklı payını ödemek zorunda kaldığı, miras bırakan annenin kendisinden mal kaçırmak istediği iddia edilen mirasçısı Leyla Hanım’a arsa devretmesinin ve yine başka taşınmazları miras bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirmesi yapılır. Yargıtay, Leyla Hanım’ın, kardeşinin sadece dairenin satış bedelini ödediğini ispat edememesinin, muris muvazaasını ispat etmeye yeterli olmadığına karar vererek, Leyla Hanım’ın davasını reddeder.
Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan işlemlerin iptali için açılan davanın kazanılabilmesi için sadece taşınmazın satış bedelinin ödenmediğinin ispatı yeterli değildir. Taraflar arasındaki gizlenen amacı ortaya çıkaran başka delillerin de somut olarak bulunup ortaya konması gerekir.