Ticaretle uğraşan birçok kişi bilir ki bankalardan kredi kullanırken ya limit verilen bir genel kredi sözleşmesi imzalayıp, bu limit içesinde sürekli kredi kullanıp öderler. Ya da tek bir projeyi, yatırımı finanse etmek için kredi sözleşmesi imzalayıp kredi kullanırlar. Kredi demek zaten vade demek, bazen 2 yıl bazen 5 yıl, artık ihtiyaca ve geri ödeme plan ve öngörüsüne göre.
Banka ve müşterisi sözleşmeyle anlaştıkları gibi hareket etmek zorundadır. Banka keyfi olarak krediyi vadesinden önce geri çağıramaz. Ki biz buna hesabın kat’ı diyoruz. Müşteri taksitleri ödemede gecikip temerrüde düşemez. Çünkü herkes hesabını ona göre yapar: Banka da kullandırdığı kredinin taksitlerinin zamanında yapılacağını düşünerek finansal ve mali yapılanma ve plan yapmıştır. Taksitlerin geri ödenmesi aksarsa, bankanın da finansal plan ve yapılanmasında aksama olur.
Bankacılık bakımından geri dönmesi şüpheli ve riskli her ödeme, kredidir. Bu ayrı bir konu. Kullanılmış kredinin geri ödenmesinde risk gerçekten gerçekleşmişse, artık banka vadeyi ve taksitleri beklemez, hesabı kat ederek krediyi geri çağırır.
Bu mümkün mü?
Evet, mümkündür.
İhsan Bey, çoğunluğuna sahip olduğu şirketin yönetim kurulu başkanı olarak on yıldır aynı banka ile çalışmakta, krediler çekip, ödemekte, bu böyle gelip gitmektedir. Ancak bankasının 2008 krizini bahane ederek yeni kredi kullandırmadığını, mevcut 753.527,86 TL kredi borcunu ödemeye devam ettiğini, bakiye 316.232,20 TL kaldığını, bankasının 2009 yılında hesabı kat edip kredileri geri çağırdığını, üstelik kredileri geri ödemesi için şirketine sadece bir gün süre verdiğini, bu da yetmezmiş gibi verdiği 700 bin TL’lik teminat bedelinin ve çek mesuliyetinin üç gün içinde bankaya depo edilmesini ihtar ettiğini, hiçbir sebep yokken bankanın krediyi geri çağırmada ve teminat bedelinin üç gün içinde depo edilmesini istemede kötü niyetli olduğunu iddia edip, bankanın 1 TL maddi, 100 bin TL manevi tazminata mahkûm edilmesi talebiyle Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açar.
Kısaca, İhsan Bey, bankanın haksız yere ve kötü niyetli olarak şirketine kredi kullanımını durdurduğunu ve kredi hesabını kat ettiğini iddia etmektedir.
Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda davalı bankanın İhsan Bey’in şirketi hakkında yapılan istihbaratta olumsuz verilere ulaşıldığını, davalı bankadan önce başka bir bankanın da İhsan Bey’in şirketinin kullandığı krediyi geri çağırdığına ilişkin Merkez Bankası (2013’ten beri Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi) kayıtlarında bilgi bulunduğu ve risk kaydının düşüldüğü, davacı şirkete ait araçlar üzerinde birçok haciz ve sınırlandırma şerhlerinin bulunduğu, İhsan Bey’in artık faaliyetlerini başka bir şirket üzerinden yürütmeye başladığını, bankanın kullandırdığı krediyi riskte görmesi ve bunun delillerinin mevcut olması karşısında krediyi geri çağırmasının sözleşmeye ve kanuna uygun olduğuna karar vererek, davayı reddeder. Yargıtay da mahkemenin kararını onar.
İhsan Bey artık bilmektedir ki haklı sebepleri varsa, banka yeni kredi kullandırmayacağı gibi, kullandırılmış olan kredileri de vadesinden önce geri çağırabilir. Bu sebeple bankaya karşı tazminat davası açılamaz.
Konkordatoda krediler geri çağrılamaz
Peki, İhsan Bey’in şirketi bu gün konkordato ilan etseydi, bankası yine de vadesi gelmemiş kredileri geri çağırabilir miydi?
Hemen cevap verelim, hayır, çağıramazdı!
Nedeni İcra ve İflas Kanunu’ndaki konkordatoyla ilgili hükümler.
Zaten konkordato ilan edebilmenin en önemli şartı, vadesinde borçlarını ödeyememiş olma veya gelecekte ödeyemem riskinin bulunması. Mantık olarak da mademki bir kimse bankaya olan borçlarını vadesinde ödeyemediği için konkordato ilan edebiliyor, o zaman banka da konkordato ilan eden kredi borçlusunun kredi hesabını vadeden önce kat edip, krediyi geri çağıramasın.
İşte bu durum İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş. Önce, konkordato talebinde bulundu diye, yani borcumu vadesinde ödemem mümkün değil dedi diye, İhsan Bey’in şirketini kredi sözleşmesini feshetmenin, gelecek taksitlerin tamamının muaccel olma şartının artık mümkün olmadığını belirteyim.
Kredi borçlusunun işletmesinin faaliyetine devam edebilmesi için zorunlu olan, bankadan önceden kullandığı ve geri ödemede zorlandığı kredilerin geri çağrılması, müşteri konkordato talep etmemişse ancak söz konusu olabilir. İhsan Bey artık bunu biliyor.
Konkordato, kredi kullananlar için bankalara karşı bir koruma zırhı sağlıyor. Gedik açılabilir mi?
Güngör Uras Hoca’yı saygıyla ve rahmetle anıyoruz
Soyut ve teknik bilgiyi gerektiren konuları basit ve herkesin anlayabileceği bir dil ve üslupla anlatmak ayrı bir maharet ister.
Özellikle bilimsel konuları günlük hayat içerisinde “öyküleme” yoluyla anlatmak yetenek gerektirir.
Bu konuda benim ustam, gazetemiz köşe yazarlarından rahmetli Güngör Uras Hoca’dır. “Ayşe Teyze” ile iktisat bilimine bağlı olarak günlük ekonomik olayları “öyküleyerek” herkesin anlayabileceği dil ve üslupla izah ederdi.
Ben de hukuki konuları Güngör Hocam’dan aldığım ilhamla, “öyküleyerek” İhsan Bey ve Zeynep Hanım’ın dünyasında anlatmaya gayret ediyorum.
Mekânın cennet olsun Güngör Uras Hocam...