Global şirketlerde seminerler düzenliyor, “büyük patron”lara çalışanları ile hatta kimi zaman eşleri ile nasıl geçinmeleri gerektiğini anlatıyor. Sizin anlayacağınız takım elbisenin zorunlu olduğu, ciddi ortamlarda çok sık bulunuyor ve birçok yerinde dövme var. “Sen ve Ben”, “Bir Nefes İstanbul” ve “Bin Yüz Bir İnsan” isimli kitapların yazarı Aret Vartanyan’dan bahsediyorum. Kendisi bu hafta Çini Mürekkebi’nin desenli konuğu. “İnsanlara karşılarındakini olduğu gibi kabul etmelerini öğütlüyorum. Bu sırada kimse dövmelerime takılmıyor tabii ki. Zaten fiziksel özelliklerinden ötürü birini yargılarsanız hayatta kaybetmeye mahkumsunuz” diyor.
Vartanyan’ın desenleri de kitaplarında olduğu gibi yaşama ve insana dair öğüt veriyor.
İlk dövmenizi ne zaman yaptırdınız?Dövme yaptırmaya 1998 yılında karar verdim. Zaten bu bir hastalık. İlk adımı attıktan sonra devamı geliyor. Şimdi sırtımdaki dövmenin tamamlanmasını bekliyorum. Ardından bacaklara geçeceğim.
Şu an kaç dövmeniz var? Anlamları neler?Sekiz dövmem var. İki kolumda ve sırtımdalar. Sağ kolumda Japonca İwa-Maryu yazıyor. Kolun omuz ile birleştiği yerde ise bir samuray var. İwa-Maryu 10 yıl devam ettiğim Aikido okulunun adı. Etrafında da tribal desenler var. Kısacası bu kolumu doğu felsefesine adadım. Sol kolumdaki dövme ise Oxford’da teoloji okurken ilgi duyduğum ezoterizm ve mistisizm öğelerini taşıyor. Altta bir tapınak şövalyesi, üst tarafta da Latincede bir simya terimi olan ve aydınlanmayı sembolize eden Vitriol sözcüğü yer alıyor. Sırtımın ortasında bir insan figürü var. Sağ kürek kemiğimin üzerinde ise Selina Fenech’in “Impossible Love” isimli resmi bulunuyor. Sol kürek kemiği üzerine de benim için özel bir anlamı olan ve kötülükle mücadeleyi simgeleyen St. George’un tasviri yer alıyor. Son olarak sağ dirseğimin
altında da “The Great Architecht Of The Universe - Evrenin Yüce Mimarı” yazıyor.
Hangi dövme sanatçısı ile çalışıyorsunuz?Ruhsel Donbalak yapıyor dövmelerimi. Onunla yakın arkadaşız. Bence dövmeciniz ile böyle bir ilişkiniz olmalı. Sonuçta bedeninizi ona emanet ediyorsunuz.
Dövme on yıldır popülerleşti, öncesinde önyargı ile bakılıyordu. Hem sosyal hem iş hayatında hiç dövmelerinizden ötürü sorun yaşadığınız oldu mu? Ben hiçbir zaman içimden geleni aklımdakini ifade etmekten çekinmedim. Dolayısıyla dövme yaptırırken de başkalarının ne düşüneceğini umursamadım. Bir insanı kıyafetiyle, piercing’iyle, saçının rengiyle ve diğer taşıdığı etiketlerle kategorize edemezsiniz. Edersiniz de yanılmaya hazır olun. Kaldı ki insanlık tarihinde dövme her zaman vardı. Kökü milattan önce 2000’li yıllara uzanan bir kültür. Ben önde gelen, global şirketlerde eğitim veren, yani sık sık “ciddi” ortamlara giren biriyim ve henüz hiç olumsuz bir tepki almadım.
İnsanlara kariyer koçluğu yapıyorsunuz. Size dövmeyle ilgili sorun yaşadığı için danışan oldu mu?Dünya değişiyor. Teknoloji hızla ilerliyor. Yepyeni bir nesil geliyor. Ofis mantığının sorgulandığı bir dünyadayız. Belkide yakın
gelecekte bildiğimiz anlamda iş dünyası kalmayacak. O yüzden hâlâ çalışanının takısı, kıyafeti, görünümü ile uğraşan bir işveren ileride kaybetmeye mahkum. Ama henüz o noktada değiliz ne yazık ki. Mesela birçok sektörde takım elbise mecburiyeti devam ediyor. Öyle alanlarda çalışanların görünmeyen yerlerine dövme yaptırmaları gerekli. Bir de kadınların etekten görünen yerlerinde dövme varsa zorlandıklarını biliyorum. Özellikle boyun, ense gibi bölgelerde dövmesi olanlar hâlâ biraz “fazla” ilgi çekiyor sanırım.
Öykü Gürman’ın yeni dövmesi
Öykü&Berk’in Öykü’sü sonunda yeni dövmesini yaptırdı. Birkaç ay önce
röportaj için buluştuğumuzda “Yeni dövme yaptırmam gerek, özledim” diyordu.
Daha fazla dayanamamış ve bu hafta Bebek’teki Red Cat Tattoo’ya gitmiş. Ben lalesine bayıldım.