Özlem Akarsu Çelik

Özlem Akarsu Çelik

ozlemakarsucelik@gmail.com

Tüm Yazıları

Hidroelektrik santrallerine karşı çıkan Artvinliler: “Artvin’i toprağına, suyuna zarar vererek yok etmeye çalışıyorlar. Canımız pahasına da olsa toprağımıza sahip çıkacağız. Bizim gidecek başka yerimiz yok”

Suyuna, toprağına, rüyalarına sahip çık

Artvinliler, Çoruh Nehri üzerine yapılan en büyük baraj Deriner’e yapımı boyunca itiraz ettiler ama seslerini duyuramadılar.

Çocukluğumun en güzel rüyaları Artvin’de geçerdi. Gözlerimi kapatıp Karanlık Meşe Ormanları’ndaki köknarlardan topladığımız çam sakızının kokusuyla dalardım uykuya. Gökyüzünü göremezdiniz o ormanda. Yazları giderdik memlekete. Ankara’dan 26 saat süren otobüs yolculuğuyla. Artvin’e, oradan Ardanuç’a ve sonra köye... Taş pilekide, odun ateşinde pişmiş ekmeğin içine sürülen taze tereyağının hayali unuttururdu yorgun çocuk bacaklarımızın sızısını. Samsun’dan Artvin’e, tüm yaylaları birbirine bağlayacak, kime hizmet edeceğini bilmediğimiz Yeşil Yol gibi “çılgın projeler” yoktu o zamanlar. At sırtında birkaç günde çıkılırdı yaylalara.

Haberin Devamı

Ayılar bahçemizi mesken tutar, armutları yer, yazları bile buz gibi akan çeşmemizden su içerdi. Onları kovmak için çalınırdı tenekeler. Kurtlar, tilkiler, yaban domuzları, atmacalar bu eşsiz coğrafyada bizimle iç içe yaşardı. Pek kimse bilmez, Artvin’in zeytini de meşhurdur, mandalinası da...
Bu bereketli toprakların kimini Deriner Barajı yuttu birkaç yıl evvel, şimdi de hidrolektrik santralleri (HES) yapılmak isteniyor sularımıza. Hem de hileyle hurdayla...

“Köylerimizin derelerine farklı isimler koymuşlar”

Kaç hidroelektrik santrali planlanıyor Ardanuç’ta, nereye yapılacak, kimse bilmiyor. Aynı vadiye beş tane yapılacağı bilgisi dolaşıyor kulaktan kulağa. Devlet, özel sermayeye adres gösteriyor ama oraların asıl sahiplerinden gizleniyor olacaklar. Bu yüzden Ardanuçlu mimar, Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) yöneticisi Kamile Kaya, “Biz devlete karşı toprağımızı koruyoruz. Olan biten budur!” diyor ve soruyor haklı olarak: “Kendileri yasaları tanımayan yöneticilere karşı hukuka nasıl sığınalım?”

Danıştay’ın, “Ardanuç 5 Regülatörü ve HES” adlı projede köylülerin lehine verdiği kararı bizim için yorumladı Kaya: “Projenin Polat ve Suat dereleri üzerine yapılacağı belirtilmiş ama bizim bu isimle deremiz yok. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için gelen heyeti takip edince gördük ki bizim köylerin derelerine farklı isimler koymuşlar projede. Hükümet, dava açmak için yapılacak masrafları artırdı. Bu dava için köylüler 10 bin lira ödedi. Buranın yoksul insanları için bu büyük para. Davanın bilirkişisi, burası tarım arazisine uygun değil demiş. Bilmezler mi Doğu Karadeniz köylüsünün dik yamaçlara sırtında toprak taşıyıp set set oluşturduğu bahçelerde ekim yaptığını? Hiçbir su vadisinden alınarak başka bir vadiye aktarılamaz diyen uluslararası sözleşmede Türkiye’nin de imzası var. Devlet kendi imzaladığı sözleşmeye uymuyor. Devlet vatandaşını koruması gerekirken vatandaş devlete karşı suyunu, toprağını koruyor. Bizim gidecek başka yerimiz yok. Canımız pahasına da olsa toprağımıza sahip çıkacağız.”

Haberin Devamı

“Suya sahip çıkmanın önemini geç kavradık”

Haberin Devamı

HES’lere karşı mücadele eden Ardanuçlu köylülerin gönüllü
avukatı Halis Yıldırım da Şavşat Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan: “Bu ÇED raporu masa başında hazırlanmış dedik. Bilirkişilere itiraz ettik. Değerlendirme yapılırken planlanan diğer projeler de gözetilmeli dedik. Savunma başka bir proje yok dedi ama şu anda ‘7-8 HES’ adlı yeni bir proje anlatılıyor köylülere. Yakında ÇED raporu verilecek. Vahşi, günlük para kazanmayı hedefleyen bir zihniyet bu. Ne yazık ki suyumuza sahip çıkmanın önemini geç kavradık. Deriner Barajı’na karşı sesimizi daha güçlü duyurabilseydik bugün bunları yaşamayacaktık. Çoruh’un üzerine onlarca baraj yaptılar hâlâ enerjiden bahsediyorlar. Darbe yıllarında eziyet ederek, sonra yoksullaştırarak, göçe zorlayarak yok edemedikleri Artvin’i şimdi toprağına, suyuna, ağaçlarına zarar vererek yok etmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz.”

Ufuk açıcı yazılar

Kaos Yayınları’nın çıkardığı “Vicdani Anarşizm”, Türkiye’nin ilk vicdani retçilerinden ve 30 Temmuz 2012’de aramızdan ayrılan anarşist Tayfun Gönül’ün 1984-2012 yılları arasında süreli yayınlarda, çoğunlukla müstear adlarla yayımlanmış yazılarından derlenen bir kitap. Tanıtım yazısında şöyle deniyor:
“Hayatı boyunca arzuladığı Gezi Direnişi benzeri bir isyanın arifesinde aramızdan ayrılan Tayfun Gönül, 12 Eylül sonrası Türkiye’de anarşizmin dillendirildiği günlerden itibaren aktif bir eyleyiciydi. Anarşist düşünceye esin kaynağı niteliğinde çok sayıda yazı bıraktı geriye. Bugün de son derece ufuk açıcı, tutarlı ve doğru perspektifler sunan bu yazılar, memleketin yakın tarihindeki kimi olaylara da ayna tutmaktadır. Böylece okur, Gezi Direnişi gibi yeni yaşam pratikleri sunan toplumsal ekoloji isyanlarının otuz yıldır ne tür damarlardan beslendiğini görme imkanını bulacaktır.”

100 kişiden 43’ü işini sevmiyor

Kendisini “mavi yaka ve ara kademede lider insan kaynakları sitesi” olarak tanımlayan
Eleman.net’in 11 bin 418 çalışan arasında gerçekleştirdiği “İşyerinde Çalışma Nedenleri Araştırması”na göre çalışanların yüzde 43’ü işinden memnun olmamasına rağmen başka bir iş bulamadığı için şu anki işinde çalışmaya devam ediyor. Yüzde 13’ü sadece evine yakın olduğu için o işyerinde çalışmayı sürdürüyor.