Bundan 2.5 yıl önceydi.
İstanbul’un Hollanda’dan gemiye yüklenen metrobüsleri ne hikmetse İzmir Limanı’na indirilmişti.
Adres fena şaşmıştı. Az-buz değil arada tam 561 kilometre vardı!
Megakent’in ulaşımına nefes versin diye alınan o devasa otobüsler karayoluyla zor-zahmet götürülmüştü.
Her biri 24 metre uzunluğundaki araçlarla iki kent arasındaki mesafe adeta kağnı hızıyla katedilmişti.
Garipti ama gerçekti. Ancak bizde gariplikler hiç de olağan dışı sayılmazdı!
Bitmedi... İzmir’in trenleri de geçen hafta İzmir’i pas geçip İstanbul Limanı’na indirildi.
Aliağa-Menderes arasında kullanılacak vagonların ilk seti önce Boğaz’ın yolunu tutmuştu.
Alıcı Büyükşehir Belediyesi’nin yetkililerine göre özellikle İstanbul seçildi.
Orada fabrika testlerinin yapılacağı açıklandı.
Aynı belediyenin bazı bürokratları ise tebessümle karşıladı, “Ne testi” dedi.
“O kontroller üretici ülkede, tren gemiye yüklenmeden, yani iş işten geçmeden önce yapılır. Herhalde İstanbul-İzmir arasında deneyecekler...”
Tıpkı metrobüsler gibi!..
Gümrük müşavirleri de “Geminin rotasında İzmir olmayabilir. Navlun ücreti daha düşüktür. Zaman-maliyet hesabı yapılmıştır” gibi sözlerle başladı cümleye.
Ancak söz konusu tren olunca sözcüklerin devamı gelmedi.
Şimdi ben bir kestirme yolculuk öyküsü de güzel Başkentimiz’den bekliyorum.
Ankara’nın yeni metro vagonları da İzmir’i, İstanbul’u, Mersin’i, hatta Trabzon’u atlayıp, Gürcistan’ın Batum Limanı’na iniverirse...
Ey millet sakın şaşırmayın, kestirmeden oraya gitmiştir.
Bu arada...
İzmir’in şu an kullandığı metro vagonları İsveç’ten doğruca İzmir Limanı’na getirilmişti.
Ama aradan 13-14 sene geçti.
Bu sürede memlekette çok şey değişti!
Yollar, yolculuklar bile!..
Daha fazla uzatmayalım.
Kestirmeden cümleten iyi yolculuklar...
Eskilere teşekkür yenilere sitem!
Geçen hafta bir başka yolculuk öyküsünden bahsetmiştim.
Belediye bürokratlarının bıktırdığı konut devi Ege-Koop’un İzmir’den Ege’ye gidiş öyküsünü anlatmıştım.
Bu haber İzmirli inşaatçıları adeta yıktı. Sektörün kentteki lokomotiflerinden Ege-Koop’un gidişiyle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına dikkat çekildi.
Anlattıklarına göre manzara hiç iç açıcı değildi, daha da kötü olacaktı. Ayrıntıları önümüzdeki haftaya...
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ise engellemeler yüzünden başka çare kalmadığının altını bir kez daha çizdi.
Aslan, belediye başkanlarının yatırımcıya karşı olumsuz tutumlarına son vermesi gerektiğini de tekrar ifade etti.
Hüseyin Aslan, eski başkanları örnek gösterdi, Ege-Koop’un temelinde onların emeklerinin olduğunu söyledi.
“Kurucumuz eski İzmir belediye başkanlarından Ceyhan Demir... Sonra Burhan Özfatura ve Yüksel Çakmur, Ege-Koop genel başkanlığını üstlendi. Bu kuruma katkıları, kazandırdıkları eserler unutulamaz. Minnettarız, ne kadar teşekkür etsek az” dedi.
Hüseyin Aslan; Demir, Özfatura ve Çakmur’dan sonra belediyecilik anlayışının çok değiştiğini, kooperatiflere desteğin bıçak gibi kesildiğini anlattı, şöyle devam etti:
“Burhan Bey’in ikinci Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden sonra maalesef metropol sınırları içinde kalan hiçbir Ege-Koop projesine belediyelerden destek alınamadı.”
Burada da anlaşılacağı gibi zaman çok şeyi değiştirdi.
Keşke bu değişim olumlu yönde olsaydı!..