BİRKAÇ gün önce Bursa-İzmir arasında yolculuk yaptım.
Bölünmüş yollarda hız sınırının 110 kilometreye çıkarılmasının hemen ertesiydi.
Benimkisi iflah olmaz bir alışkanlık. “Neme lazım, tedbirli olmakta fayda var” diye düşünüp ilk başlarda gaz pedalına korka korka bastım...
Bu sırada baktım ki tüm sürücüler, yıllarca 90 kilometre hıza sınırlanmanın acısını acımasızca çıkarıyor.
Hepsi ralli pilotu gibi, duble yol da sanki Formula pisti...
Öyle ki kamyon şoförleri bile kaptırmış gidiyor. Sen gitmezsen de selektör, korna, olmadı türlü el-kol hareketleri birbirini izliyor.
O vakit anladım, ağır ağır gitmek artık imkansız. Çaresiz yavaş yavaş yüklendim gaz pedalına.
Önümdeki hız ibresi yükseldikçe, kalp ritmim de yükseldi. Çünkü adım başı macera, adım başı heyecan...
Kontrolsüz kavşaklar hiç bitmedi yol boyunca. Sağdan traktör giriyor, soldan bir kamyon veya TIR diğer yöne sapıyor.
Bir bakıyorsun önünde tıngır mıngır ilerleyen bir at arabası.
Minibüslerle otobüsler ya yolcu alıyor ya da indiriyor.
Başıboş hayvanlar için o yol, zaten yol geçen hanı.
Lafın kısası, giren-çıkan belli değil!
Manzara, sadece hızlı trafiğiyle otoyolu andıran stabilize asfalt gibiydi.
Neyse, Bursa’dan Akhisar’a kadar böyle geldik.
Akhisar’dan sonra araç yoğunluğu daha da artınca işler iyice karıştı. Sürücüler tam gaz ilerlerken...
Manisa’ya doğru trafik ışıkları eklendi ve korktuğum oldu.
Karşısında aniden kırmızıyı görenler fren üstüne fren yaptı.
Arkadakiler de dalgın dalgın ama son sürat gelince kazalar yaşandı.
Macera dolu bu yolculuk, “Altyapı uygun değil”, “Kazalara davetiye çıkarır” uyarılarının belgesiydi benim için.
Artık bazı şeyler için geç.
Ama hala birşeyler yapılabilir.
Bölünmüş yollardaki kontrollü-kontrolsüz kavşak sayısı azaltılmaz, sağdan-soldan geçişlere izin verilmeye devam edilirse...
Canlar yanar, benden de söylemesi!..
CEZA MI, YOKSA ÖDÜL MÜ?
DUBLE yollarda hız sınırını 110 kilometreye çıkaran yönetmelik, minibüsçülere de ödül oldu aynı zamanda!
Fazla yolcu taşıyan minibüs şoförlerinin ceza puanları düşürüldü. Daha önce 20 ceza puanı uygulanıyordu, şimdi ise 10...
Fazla yolcu taşımaktan beş kez ceza alan şoförün 100 puanı doluyor, ehliyetine iki aylığına el konuyordu. Şimdi 10 defaya kadar doldur yolcuyu üst üste, bas gaza!..
Minibüsçüler bayram ediyor.
“Eskiden mağdur oluyorduk, ehliyetimiz alındığı için çalışamıyorduk, artık daha rahatız” deniliyor.
İstanbul’da kırmızı ışıkta geçip tankerle çarpışan minibüse balık istifi doldurulan yolculardan 13’ünün ölümüne rağmen sevinç hız kesmiyor.
Esnaf odaları, “Kurallara uymaları konusunda üyelerimize telkinlerde bulunacağız, eğitimler düzenleyeceğiz. Karayollarında huzurlu ve güvenli ulaşımın sağlanması için üzerimize düşeni yapacağız” dese de...
İnsan ister istemez, “Daha önce neredeydiniz?” diye sorsa da...
Acı gerçek ortada:
İstanbul’da 13 kişiyi elleriyle ölüme götüren o minibüs şoförüne 2000 yılından itibaren 39 trafik cezası kesilmiş.
Altı kez “tehlikeli araç kullanmak”, 18 kez “fazla yolcu almak” suçlarından ceza almış. 15 defa da “yanlış park etmekten” işlem yapılmış.
Ancak hiçbir şey onu durduramamış.
Son cezayı ise masum canlar ödedi, hem de Ramazan Bayramı’nda!
Ve yetmezmiş gibi...
Şimdi bir de ödül geldi, ceza kılıfı altında!..
